HER ŞEY HAYATI PAYLAŞMAK İÇİN.
Her şey hayatı paylaşmak için.Yüz yılı aşmayan kısacık bir ömürde.Sosyal varlık olan insan dünyaya geldiğinde anne-babası vardır.Bir de varsa eğer kardeş..En yakın çevresi..Sonra büyük anne,büyük baba..Varsa eğer amca,dayı,hala,teyze ve enişteler ,yengeler,kuzenler.
Hayat her geçen gün devam eder şekillenir.Konu-komşu, arkadaşlar,dostlar,hemşehriler..Kabına sığamayan insan oğlu yer değiştirdikçe şehir şehir, ülke ülke sınırları genişler.Kalabalıklaşan çevreyle birlikte hayat paylaşılmaya devam eder.Farklı ortamlar farklı kültürler derken,inançlar,alışkanlıklar ve egolar çarpışmaya başlar.Tahammülsüzlükler güçlü olanın güçsüz olanı ezmeye çalışmasıyla başlar.Devran dönmeye devam eder.
Dünya kurulalı günden buyana inançlar ve statüler,örf ve adetler,alışkanlıklar,diller farklı ufukların açılmasına neden olmuştur.Doğrular ile yanlışları sıradanlaştırılması ve baskılar kaosları doğurmuştur.Hak ile batılı ayırmak için yapılan kavgalarda ezilenler hep mazlumlar olmuştur.Orantısız güçle egolar tatmin edilip baskılarla insan iradesi hiçe sayılmıştır.
Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? diye sorgulayan ve ilk emri ’’oku’’diyen bir dinin mensubu olarak hoşgörüyü savunanlar despotlukta ileri giderek zulüm eder konuma gelinmiştir.Tahammülsüzlüğün had safhaya ulaştığı bir dönemden geçiyoruz dünyaca.
İnançlı bir ailede yetişip çevresi dışındakilere tahamül edemeyenlerin sergiledikleri hareketler karşı taraftan misliyle karşılık görünce kavgalar kaçınılmazdır.Hoşgörü yarattığını birini birine esir etmeyen Allah tarafından insanlara tavsiye edilmiştir.
Haramdan sakınılması bir tarafın yok sayılmasıyla gerçekleşecek bir durum değildir.Birbirini tenkit edip aşağılayarak yapılacak bir durum da değildir.Baskı altına almakla da mümkün değildir.Hayatı sevmek ve sevdirmek adına hoşgörü kaçınılmazdır.Öfkeyle değil sevgiyle ve tatlı dille yaklaşılarak tenkit etmeden sabırla netice alınabilir.
Rahman ve Rahim olan Allah ’’dinde zorlama yoktur ’’ derken ,insanın tanrılığa soyunup kaba kuvvete başvurması küfre kapı aralar.Vurup-kırması ve hakları gasp etmesi kul hakkına girmek değilse nedir?.
Yazılanlar ve çizilenler hoş görülü olmaz ise;kadınlar erkekleri gömer, erkekler de kadınları gömer.Toplum ne erkeksiz olabilir,ne de kadınsız.Top yekun kendimizi yetiştirmeli ve bel altı vurmalardan kaçınılmalıdır.Evlilik çocuk oyuncağı değildir.Kimse kimseyi değiştireceğini sanmamalı ve olduğu gibi kabul edecek ise yola çıkılmalıdır.Unutulmamalı; bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de o’dur.Toplumu erkek ve kadın birlikte paylaştığına göre tahammül sınırı zorlanmamalıdır.Ne erkekler kadınlara haklarını vermeye kalkmalı ne de kadınlar boynunu büküp bu durumu kabullenmelidir.Hak verilmez alınır.Okumalı-öğrenmeli ve ayakları üzerinde doğrulup haklarına sahip çıkmalıdır.Zira hak kadın ve erkeğe Allah tarafından verilmiştir.Bize düşen hayatı insanca paylaşmak.
YORUMLAR
Maalesef insan oğlu tahakküm kurmayı güç,zaten hakkı olanı vermeyi paylaşım olarak yada lütuf görüyor asıl garip olan ise aynı duruma düştüğünde hak ve özgürlük manifestosuyla ortaya çıkıyor. Oysa olması gereken tamda işaret ettiğiniz gibi...
Her şeye rağmen yazmaya anlatmaya devam elbette bir anlayan olur...
Selam ve muhabbetle efendim
neneh.
Zaten kadın erkek, insanoğlu paylaşmanın tadına bir varabilse, hayatın çok kısa olduğunu bir anlayabilse savaşlarda olmayacak. İş aslında zenginlerin doyumsuzluğunda yatıyor, fakirler zaten sabretmeyi biliyor... Kutlarım güzel bir yazıydı...
neneh.
Ne anlamlı bir yazı bu.
Adeta insan olmanın tarifi gibi.
Teşekkürler koca usta...
Selam ve saygıyla.