- 746 Okunma
- 9 Yorum
- 2 Beğeni
HANIMCIĞIM CANIMCIĞIM
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yıllar önceydi. Sohbet ediyorduk. Durgunlaştı. Elindeki çatalı düşürdü. Gözyaşları yanaklarından süzüldü. Şaşırmış meraklanmıştım:
“Ne oldu hanım? Seni üzecek bir şey mi yaptım?”
Bir süre konuşmadı.
“Yok, be adamım. Senlik bir şey yok. Babamın yaptıkları aklıma geldi de, duygulandım işte, İlkokulu bitirdikten sonra, ben de okumak istiyordum dediğim de:
“Kız çocuğu okuyup ta ne olacak? Tezgâh önünde işte. Halı doku.” Demişti.
“Gelin oluncaya kadar hem halı dokudum, hem de iki kız kardeşime baktım. Şimdi ikisi de memurluktan emekliler. Paraları ceplerinde, havalarından geçilmiyor. Onları okuttu bana da halı dokuttu babam. Hatırladıkça ağrıma gidiyor işte.”
Duygularını anlamıştım. Hanımımı kardeşleri gibi bir gelirinin olmaması üzüyor, kendini ezik hissediyordu. Kararımı verdim. O konuşmadan sonra maaşımı aldığımda:
“ Ben de otuz sene çalıştım şimdi emekliyim. Bundan sonra bu evin Komutanı sensin. Her ay maaşımı sana vereceğim. İstediğin gibi harca.”
Gözleri ışıdı. Ayağa kalktı. Sağ elini sağ kaşına götürdü. Selam verdi. Ne de olsa asker eşiydi.
“Sahi mi söylüyorsun?”
“Tabii ki.”
O günden sonra her ay maaşımın büyük bir bölümünü ona veririm. İhtiyacımız oldukça ondan alır harcarız. Yüreğindeki bun gitmiş rahatlamıştı. Bir daha da o konu açılmadı..
Her sene zamanı gelince domatesli acı biber sosu yapar. Çocuklarına, sevdiklerine verir. Beceriklidir. Dün akşam cüzdanından bir miktar parayla birlikte bir de liste verdi:
“Yarın buranın pazarı, listedekileri al.”
Bir listeye baktım, bir de verdiği paraya:
“ Bu kadar mı para veriyorsun? Bu yetmez ki. Senin fiyatlardan haberin yok galiba.”
Ses çıkarmadı. Gitti biraz daha para getirdi.”
“Dikkatli ol, paranı düşürme. Alacaklarını almadan önce pazarlık yap.”
Anaç bir yapısı vardır. Bana çocuğu gibi davranmak ona büyük haz verir.
Güldüm.
“Tamam, hanımcığım, canımcığım. Dikkat ederim.” (Ben ona hep hanımcığım canımcığım derim. Çok hoşuna gider.)
Ertesi gün pazardan istediklerini aldım getirdim. Bir Pazar arabasından çıkanlara, bir gözüme baktı.
“sağ ol iyi malzeme almışsın. Paran yetti mi?”
Zulamdaki takviyeden bahsetmedim.
“Ehh işte ucu ucuna.”
Aynı apartmandaki komşumuz Deniz’i aradı:
“ Deniz bu gün soslu biber yapacağım, işin yoksa bana yardım eder misin?”
Hemen çıktı geldi Deniz. Çok mutlu oldu.
“Sahildekilerin denizi varsa, bizim de Deniz’imiz var.”
Nüfus kayıtlarımız ayrı olsa da öz kızımız gibidir Deniz. Güler yüzlü, özverili, kültürlü, yardım sever, beceriklidir. O da bizi anne, baba gibi sever sayar. Sağ olsun.
Denizle birlikte işe koyuldular. Domatesleri sıcak suyun içine kabuğu çabuk soyulsun diye atıyorlar.
Ben ona takılmadan edemem ki:
“ Bence domatesleri sıcak suyun içine atarsanız, kabukları daha kolay soyulur”
Anladı şaka yaptığımı. Güldü.
Bir zamanlar hastanelerde fotomodel Dilek Tunca’nın bir hemşirenin işaret parmağını dudaklarına götürüp sus işareti yaptığı resimlerdeki gibi parmağını dudaklarına götürdü.
“Suss… Suss…”
Sustum.
İşleri bitti. Hazırladıkları karışımı kavanozlara dolduracaklar. Silahlı kuvvetlerin Devamlı emri gibi, önce çocukların hakkı ayrılacak. Ama üç çocuk için, beş kavanoz var beş üçe nasıl bölünecek?
“Nasıl yapacağız Deniz? Bir kavanoz daha olsaydı!
Telaşlı telaşlı mutfakta dolaşıyor, dolap kapaklarını tekrar tekrar açıp kapatıyor.
Sessizce çıktım evden. Marketten aradığının aynısı bir kavanoz alıp geldim.
Çok mutlu oldu. Sevgiyle yüzüme baktı:
“Sen ne iyi bir babasın? Sağ ol adamım.”
Gerçekten iyi bir baba mıydım?
Gençlik yıllarım da üç beş arkadaş lojmanlardaki evimize gitmeden askeri gazinoda iner,(hadi onu da söyleyeyim içer) güler eğlenir öyle giderdik evlerimize. Hanım beni birkaç sefer uyardıysa da dinlememiştim. Bir gün çok geç gittim eve. Hanımda, çocuklarda uyumuşlardı. Mutfakta yemek sofrası kurulmuş ama yiyeceklerin hiç birine dokunulmamıştı. Uyandırdım hanımı.
“Sen ne yapmak istiyorsun?”
“Asıl sen ne yapmak istiyorsun. Çocuklarım sofrada babalarının da olmasını istiyor. Bundan böyle bu gün olduğu gibi babalarının olmadığı sofrada onlara da yemek yedirmeyeceğim. “
“Sen de acıma yok mu?”
“Ya sende var mı? Biz senin kölelerin, beslemelerin değiliz. Sen bu evin babasıysan babalığını bileceksin. Ben anneyim elimden geldiğince de anneliğimi yapıyorum.
Seslerimize çocuklarda uyandılar, ağlıyorlardı. Tartışmayı kestik.
Gururum incinmişti. Ertesi bütün gün ne yapacağımı düşündüm. O gün gazinoya uğramadım. Eve geldim. Sofra hazırdı. Ama hazırlananlardan yemedim. Bir kâğıt çektim önüme:
Eve geldim insanca konuşmaktı kararım.
Canın çıksın diyene can olmaktı meramım
Asık yük çatık kaş zehir zemberek sözler
Bizim evde iki, iki daha hep üç eder
“Yemek te yemedin, ne yazdın oraya?”
Verdim. Okudu. Durdu düşündü. Başını sağ sola salladı. Sonra yırttı attı kâğıdı.
“Ağzın laf yapıyor, kalemin yazıyor diye haklı olamazsın ARKADAŞŞ…”
Bağırıyordu. Sustum. Hani itiraf ta edeyim. Korktum da. O evini kurtarmak için bir savaş veriyordu.
O kazandı ben kaybettim. Bazen kaybetmekte, daha çok kazanmaya neden oluyormuş. O günkü kaybetmem Sonraları ailemizin kazanımları oldu.
Sonraki yıllarımız çok huzurlu geçti. Yavrularımızı büyüttük, uçurduk kuş misali. Onlar şimdi başka yuvalarda
Yaş kemale erdi. Yıkılmamak için birbirine yaslanan cumbalı eski evler gibiyiz. O bana destek oluyor, ben de ona.
Ölümse korkunun adı gerek yok eyvallaha
Can cana muhtaç bütün canlar Allaha,
Olabildiysen İNSAN esirgeme canını.
Sevmek en güzeli bırak Dünya gamını
Vakit ikindi şurada akşama ne kaldı ki
Akşamdan sonra bir yağmur, bir yağmur yağacak ki
Oysa nefesiniz kuvvetli alın şu bulutları önümüzden
Az da olsa görelim şu güneşi
SAYGIYLA…
YORUMLAR
Dupduru ve oldukça içten sevgi ifadesiydi bunlar.
Mutluluğunuz ebedi olsun dilerim değerli yazar.
Erdemli insanlar yazdıkları ve yaşadıkları ile örnektirler.
Ne mutlu sizlere...
Tebrik ediyorum yürekten.
Hilmi YAZGI tarafından 10.9.2023 16:14:33 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Size teşekkür ediyorum.
Selam ve saygıyla...
İnsan doğar yaşar ve nihayetinde ölümün hak geçmeyen durumu tecelli eder ve zamanı gelince nihayetinde ekmek as ve su dan rizkimiz tükenince tecelli edecek bir son bekliyor insanları.
Harcadığını ömürde birlik beraberlik dostluk muhannet ve hoş sada birabikirse gönül ve Aalahin rızasını kazanmissa ne mutlu o bedene ruha ömüre
Hayat işte nice Orluklardan sonra çoluk çocuk derdi ..sonra okul..evlilik işleri vs derken bir bakiyoruz ömür geçmiş son deme yaklaşmış ki
Ömür bir nefes derinden doyorya üstad o misal değerli üstadim değerli meslektas komutanım selam saygı hürmetlerimi size ve değerli hanfendiye sunar ellerinizden öperim yazım şahane idi masallah
Bedri Tokul
Bir çok şeyin tekrarı var da ömrün tekrarı yok işte.
Yaşarken iyi yaşayıp, güzel görüp kimseyi kırmamak lazım.
Haa.. Birde meslektaşmışız. Bu da benim için özel bir gurur kaynağı.
Çok mutlu oldum çokk...
Selam ve Saygıyla...
O/NUR/dan
O adil bir babaydı yoksulluğu korkuttu
N e yaptı ne ettiyse iki kızı okuttu
U sluydum seslenmedim bana halı dokuttu
R abbim hazinesinden bir pırlanta lutfetti
Onur BİLGE
Bedri Tokul
Ustanın yorumu da böyle ustaca oluyor işte.
Teşekkürler.
Saygılarımla sevgili Onur...
Onur BİLGE
Boşuna dememişler yuvayı dişi kuş yapar diye onlar hanımlarımız evin hem neşesi hem de orta direği vallahi halimiz nice olur Allah eksikliklerini göstermesin Abim... İyidir zaman zaman hanım köylü olmak zararı yok. Kutlarım yürekten güzel anılar bunlar...
Bedri Tokul
Eşlerimiz bizlerin tek dayanağı.
Yaşam kaynaklarımız, tutunacak dallarımız.
Allah kimsenin ağzının tadını bozmasın.
Selam ve Saygıyla...
Mutlu bir hayatın formülü paylaşımda gizli. Paylaşmadan hayat istediğimiz şekilde evrilmiyor. İspatı da bu yazı.
Öyle sıcaktı ki yazınız hiç bitmesin istedik. Yüreğinize kaleminize sağlık değerli komutanım.
Saygılarımla...
Bedri Tokul
Senin yorumun da o kadar sıcak o kadar içtenlikliydi ki.
Çok mutlu oldum.
Selam ve saygıyla...
Bedri Tokul
Yazılarıma yaptığın yorumlarda bu kelimeyle başlıyorsun ya.
Beni o kadar çok mutlu ediyor ki...
Şiirlerin Muhteşem ustası selam ve Saygılarımı lütfen kabul buyur...
Tebrik ederim abi.
Tam sürpriz oldu.
Yazı mükemmel.
Gerçekten güne layık.
Seçki kuruluna da Tebrik / Teşekkürler.
"
Yaş kemale erdi. Yıkılmamak için birbirine yaslanan cumbalı eski evler gibiyiz. O bana destek, ben ona.
Ölümse korkunun adı gerek yok eyvallaha
Can cana muhtaç bütün canlar Allaha,
Olabildiysen İNSAN esirgeme canını.
Sevmek en güzeli bırak Dünya gamını
Vakit ikindi şurada akşama ne kaldı ki
Akşamdan sonra bir yağmur yağacak ki
Oysa nefesiniz kuvvetli
Alın şu bulutları önümüzden
Az da olsa görelim şu güneşi
...... "
Bayıldım. Sen arasıra da şiir yaz ne olur.
Her ikinize de sağlıklı uzun ömürler dilerim
Selam ve saygılarımla.
Kel'den öptüm.
Bedri Tokul
Sen de öyle yapmışsın yazıya uysun diye yazmaya çalıştığım şiirleri fark etmişsin.
Şiir deyince;
O iş senin işin. Ben hattimi bilirim.
Düz yazıya gelince;
Ehh... bazen ben de fena yazmam hani!
(Bu cümlede ukalalık var. Lütfen yok sayın.)
Can gardaşım. yorumunda yazıdan alıntılar yapman beni çok mutlu etti.
Sağ ol. Var ol...
Öptüm o dost gözlerinden.