- 518 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
BIRAKTIĞIN GİBİYİM BABA...
Bir hayale mahal verebilirsin hani, hani, dünün küllerinden sağ çıkmayı beceren bir hayal ve somut bir algıya dönüştürmek adına hissettiklerimi gerçi…
Duygu-devinim sarkacında bir boşluğa denk düştüğüm aşikâr ve yılların yıpratamadığı hayal torbam bir de alt belleğimin asla açmayacağım çekmeceleri yine de belli etmeden aşırıyorum bir şeyler o kilidi vurduğum bir de kalbim elbette lakin sevmekten de vazgeçmiyorum.
Hırpalanmış bir beden ve bellek ve ruh üçlüsü kalbimi es geçtim ne de olsa ne o, benim boyunduruğum altında ne de ben sadece rüzgâr olup esiyor duygularım ve sadece uçmakla iştigalim.
Saçımın perçemini ise son bir yıldır arkaya doğru tarıyorum çünkü gözüme ilişip saçımın dalgalarında boyumu aşan dalgaların da nazarında sadece kalemim dalgalanıyor elbet bir öncesinde ay-yıldızlı bayrağım.
Bayrak dedim de…
Bana bayrak açanlar sindiler bir süredir ve sinemdeki yaranın kabuk bağlamasını beklediğimden bu yana fazla şey de duyumsamıyor hanidir uzun zaman.
Zaman çok afaki.
Mekân da öyle:
Mekânsız ve zamansız bir minvalde bir rotada gidip geliyor aklım.
Süresiz bir zaman zarfında yerleşik iken eksenim.
Zaaflarımı saldığım çayıra elbet Rabbim beni kayıra…
Hal de böyle oldu mu pek randıman alamıyorum duygu denkleminde genelde ikilem yüklenip kısaca özet geçiyorum güne çünkü içimdeki yazma aşkı ve kalemin kıvılcımı hani nerede ise söndü sönecek sanırım yaşama sevincimle de ilintili ve son bir yıldır yaşadıklarımın minvalinde gidenlerin ardından nal topluyorum ne de olsa bir yarış atı mahiyetinde şekillendi benliğim en başta çocukluğum hep ıstırap çekti gerçi çocuk kalbimi muhafaza ediyorum ama ç/ağlayan bir çocuk o, içimde saklı olan.
Hali hazırda nazlı.
Hali hazırda verilen komutlara riayet eden.
Söylemek istediğim fazla bir şey yok aslında baba ama sen rüyalarıma girdin mi…
Gel de ayıkla pirincin taşını:
Hem ben hem senin geride bıraktıkların ve de küçücük ailem.
Can pazarı yaşanan son beş altı yıldır ve canımdan can gitmişken Rabbime şükürler olsun ki ailemi bana bağışladı.
Bildiğin gibi diyemem baba çünkü ben de bilmiyorum neyi bilip bilmediğini aslında anlatmak istediğimden de şüpheliyim çünkü artık kimsenin gözünde anlam ve önem ifade etmediğimi canım yana yana öğrendim hatta şartlandım.
Ben aslında bıraktığın gibiyim halen kendiyle kavgalı ve eklenenler de fazlasıyla hırpalarken beni…
Üşüdüğümde giydiğim hırkan yok artık: hani, halamın ördüğü ve sen kemoterapi alırken üşüyüp da hırkana sıkı sıkı sarıldığın.
O hırkayı ören halamı da geçen sene yanına gönderdik ve merak ediyorum orada da devam edip etmeyeceğinize kavgalarınızın nihayetinde barıştığınız ve hiçbir şey olmamış gibi kaldığınız yerden devam ettiğiniz.
Sana rüyamda söylediklerim için çok özür dilerim ama o kadar dolu ki aklımın katmanlarında sıkışmış ne varsa seni her gördüğümde yine sana patlıyorum çünkü başka şansım yok.
Gidenler var baba: benden gidenler.
Ben bile benden çekip gitmek isterken gidenlerin dönmeyeceği malum bir o kadar merak ediyorum kendime ne zaman resti çekeceğimi:
Hoş, öncelikle kendime rastlamalıyım ki kendime de verip veriştirdikten sonra ne halim varsa da göreyim hani gerçi her şeyi görüyorum ve hiçbir şey de umduğum gibi olmuyor.
Artık infilak etmiyorum annem rahatsızlığından beri ve ben ve biz onu öylesine üzdük ki…
Canım feda anneme ve işte annem yaptığı her iyiliğin meyvelerini topluyor ve o da ben de koşar adımlarla Rabbimize ulaşmanın verdiği huzur ve şükürle sürdürüyoruz yaşantımızı.
Bildiğin gibi de olmayan çok insan var hani çevremde tamamen bize sırtını dönen yetmezmiş gibi arkamızdan bıçaklayan ama artık önemsememeyi öğrendim.
Yabancılar da hâsıl oldu hanidir ve o yabancılar…
Karekökümle ruhumun kaçıncı kuvveti ise çarptığım ve benim de o yabancılardan ağzımın yandığı gibi…
Bunları geçelim baba: sen nasılsın bu arada?
Biliyorum ki üşüyorsun keşke o gri kalın hırkayı senin yanına gömseydik gerçi ben pek çok şeyi ve duyguyu seninle birlikte gömüp bir de üstüne kat çıkmışken mümkün mü üşümemen mümkün mü benim de üşümemem?
Askıya aldığım çok şeyi de elimine ettikten sonra hayatımdan ve hayal kurmaktan da vazgeçmişken…
En kötüsü de bu işte:
Hayallerimle restleştiğim yine de yine bir iki hayalimi muhafaza ediyorum annemin eşliğinde gerçi annem de hayal kurmadığını hep söylese bile onun da hayalleri var ve gözlerinden anlıyorum ne zamanki dile getirse.
Ve bir sabah bir gün onun yeniden yürüyebilmesini ben de için için temenni ediyorum ve tüm kaygılarımı ondan gizleyip hiçbir şey yokmuşçasına süregeliyor konuşmam.
İnzivada geçen hayatımdan da ötesi inzivanın da inzivası gel gör ki sırça köşkümde gel gör ki kozamda bile yakalanıyorum insanlara ve işte ipin ucunu da kaçırdım mı sil baştan:
Tıpkı bu gün de öyle olduğu gibi ve ben kendime verdiğim sözün arkasındayım ta ki çocukluğumda keşfettiğim ve işte o kâşif ruhuyla halay çekiyorum duygularımla ve çökertme oynuyorum aslında işin rengi değişmişken ben hala aynı kalmanın savaşını veriyorum ve işte baştan kaybettiğim oyun çünkü değişim sürecinde herkes farklılık yaratırken ben farkındalığımla nerede ise tüm cihana kafa tutuyorum.
Seninle kafa kafaya tokuştuğumuz gibi ve kafamın dikine gitmenin verdiği huzur ve coşku ile belki de kendimi canlı canlı toprağa gömüyorum.
Sanırım sana daha çok dua göndermeliyim çünkü huzursuzluğunu seni rüyamda gördüğümde hissediyorum ve aklımdan geçen geçmeyen ne varsa sana yükleniyorum, baba ama hayat da bana böylesine yüklenirken huzurlu bir uyku kolay mı sanıyorsun?
Ve işte bir mektubun daha sonuna geldim ama okuyacağına eminim ve annemin yaşadıklarının sana malum olduğuna dair de tek şüphem yok iken ve de elimden gelen bu kadar iken ve sözümün arkasındayım baba:
Seni seviyorum, baba sevgi ikliminde uçuşan bir kelebek gibi ve kelebek ömürlü bir yazının da her kelimesi ile arkasında iken kalemimin bir o kadar sefil kalemim benim arkamda iken gerçi son bir yıldır kaleme de hakkını veremediğimi düşünüp o denli üzülüyorum ki…
Lütfen imla hatam varsa bile düzeltme hiçbir imla hatamı, baba ne de olsa senin gözünde hep hatalı hep eksik idim bir o kadar seni sevdiğim kadar bana bıraktığın her şey adına da minnettar iken ve yeniden görüşene değin kendine iyi bak, baba ve lütfen sık sık girme rüyalarıma elbette tüm dualarım seninle…
Gerçi rüyama girmesen bu yazıyı yazıyor olmayacaktım ama…
Kızın…
Gülüm’ ün…
YORUMLAR
Yanlış bir düşünce veya duygu mu bilmiyorum...
Hep imreniyorum...
Mezarda bile olsa...
Bir kızı tarafından saygı ve sevgiyle anılan bir babaya...
Ne kadar isterdim ki...
Ben mezarda iken...
Bir kızım olsa da...
Rüyalarına girebilsem...
Rüyalarına Girmek İstiyorum
Sana ulaşabilmek,
Sana sevgimi haykırabilmek,
Sana doyasıya sarılabilmek için
Rüyalarına girmek istiyorum…
Acılarını paylaşabilmek,
Tüm acılarını alabilmek,
Senin yerine acı çekebilmek için,
Rüyalarına girmek istiyorum…
Kadir Tozlu
Gülüm Çamlısoy
Manevi babamsınız hem de babamdan sonra yeniden baba, diyebildiğim...
Teşekkür ederim engin yüreğinize.
Ellerinizden öpüyorum.
İçten selam sevgimle