- 475 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KİŞİLİK.
KİŞİLİK NEDİR?
Esas itibariyle toplum tarafından koşullanmış olmakla birlikte, bireyselliğin de damgasını taşıyan bir takım (üretici, zihinsel, politik, ahlaksal ve duygusal) yetenek ve özellikleriyle toplumsal yaşamda etkili olan insanı, kendine özgü ve benzersiz bir varlık olarak dile getiren kavram. İnsan soyut bir varlık olmayıp, «toplumsal ilişkilerinin bir toplamı» (Marks) olduğu için, her kişilik, ancak onu oluşturan sosyo-politik, manevi ve kültürel koşulların bağlamı içinde kavranabilir.
Kişiliğin çehresi, büyük ölçüde, bu koşullar tarafından, özellikle sınıf çıkarları ve mevcut sınıfın kendine özgü ruhsal durumları tarafından belirlenir ama hiçbir zaman, kişiselcilik’ in ileri sürdüğü gibi maddi-toplumsal yaşamdan ve insanın doğal varlığından bağımsız bir «ruhsal tabiat» tarafından belirlenmez.
Emperyalizmin felsefesinin öznel-idealist, uzlaşmaz dinsel bir biçimi olan kişiselcilik bunun aksini iddia eder. Uzlaşmaz çelişkiler barındıran sınıflı toplumların tümünde kişiliğin gelişmesi sınıfsal bakımdan sınırlanmıştır. İnsanın insan taraf sömürülmesi ve baskı altında tutulması yüzünden, kişiliğin gelişmesi, çalışan insanın birçok yetilerinin güdükleştirilmesi, hor görülmesi, perişan edilmesi süreciyle birlikte yol alır ve nihayet savaşlarda egemen sınıfların çıkarları için kitlehalinde fiziksel kırıma kadar varır.
Ancak işçi sınıfının politik iktidarı ele aldığı sosyalist toplumda, sosyalist üretim tarzının yerleşmesiyle, sömürünün ve sınıf uzlaşmazlıklarının ortadan kaldırılmasıyla ve emekçilerin toplumsal gelişme sürecinin yöneltilmesine ve planlanmasına katılmalarıyla, tüm emekçilerin kişiliklerini daha da geliştiren -üretime dönük, politik, manevi-kültürel ve ahlaksal davranışları sayesinde- yalnızca kendi toplumsal yaşam süreçlerine etkili olmakla kalmayıp, bu süreci gittikçe daha bilinçli olarak denetleyen ve kendi çıkarlarına uygun olarak biçimlendiren kişiler haline gelmelerini olanaklı kılan önkoşullar da gerçekleşmiş olur.
Sosyalist kişiliğin geliştirilmesi, sosyalist devletin ve Marksçı-Leninci partinin önde gelen görevlerindendir. Emperyalizmin ideologlarının ikide birde ileri sürdükleri, sosyalist gelişmenin birbirinden farksız, basmakalıp insanlar yaratarak tek biçimciliğe götürdüğü iddiası, her türlü dayanaktan yoksundur ve tek hedefi sosyalizme kara çalmaktır. İnsan kişiliğinin gelişmesi ancak topluluk içinde ve onun sayesinde olanaklıdır. Bireyin toplum yararına faaliyet göstermesi, kişiliğin gelişmesi için gereken tüm koşulları yaratma olanağını sağlar.
Geçmişin en büyük hümanist düşünürlerinin bu konudaki en mükemmel düşünceleri ve bilgileri, sosyalist toplumda geliştirip gerçekleştirilir. Sosyalist kişilik barışın korunması ve sosyalist toplumun kurulması için canlı ve bilinçli faaliyet göstermekle, Marksçı-Leninci dünya görüşünü benimsemekle, çok yanlı eğitim, yüksek düzeyde genel bilgi ve özel bilgi elde etmek için çalışmakla, sosyalist ahlak’ ın temel ilkelerini benimseyip gerçekleştirmekle, iyimser bir yaşam anlayışıyla, yaratıcı bağımsızlıkla ve yeniye açık olmakla belli olur. Şahsiyet.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.