Bir Yudum Sevgi..Bir Avuç Saygı
Eskilere daha eskilere bilhassa büyüklerimizden duyduğumuz,bazen de masallarda örneklerini gördüğümüz; hâni bazen okurken içinde kaybolduğumuz sevgilerden bahsetmek istiyorum.Eski zamanlarda korku ve sevgi ikisi bir arada olur, adına saygı denilirmiş.Ve herşeyin güzel olduğunu misal;aile içerisinde akraba eş dost ilişkilerinde bu saygı ve sevgi hüküm sürermiş.Evin reisi baba ve kaç evlâdı olursa olsun, her bir evlâdı saygı ve sevgi ile babalarına, annelerine bu şekilde devam eden bir âile kavramı varmış geçmişte.
Ve o evlatlar da bu görgü kuralları ile yeni nesil çocuklarına aşılar, hayatlarını böyle sürüp giderlermiş.Elbette bazen dik başlı insanlar olmuyor değilmiş,hani bir tutum içinde giderlerken ne oldu bitti ki insanlar değişkenlik gösterdi.?
Kim bu düzeni bozan,kimler o sevgiden saygıdan rahatsız oldu ki bu günümüze kadar gelen ve git gide çoğalan sevginin basitleştiği,saygıdan yoksun bir nesil olunuverildi.Her şeyin anahtarı olan her kapıyı açan; sevgiyi saygıyı bu kadar hiç eden toplumun geçmişinde ki nesilleri kimlerdi.?O masum çocuklara saygısızlığı ve sevgisizliği aşılayan öteleyen itekleyen insanlar, geleceğe gelecekte ki iyi insanlarıda bu çukura çekeceklerini düşünmediler belkide.Geçmişte ki yapılmış onlarca yetiştirme tarzında,onlarca hatalardan cahillikten bahsedildiğini bile bile,şimdilerde ki nesiller neden bu hataya devam eder her şeyden haberdar olduğumuz şu dönemde bilhassa cahiliyet devri biteli çoktan olmuşken neden diyorum neden..?
Acaba diyorum;eskiden görüşeceğimiz insanlar kısıtlıydı mahalleden,sokaktan,kahvehaneler den,okuldan,akrabalardan vs,vs derken şimdilerde ise çevremiz genişledi çok insan tanır olduk.İnternet telefon,farklı farklı sosyal hesaplardan sebebi çok açık ve net..Evet ama yine içim rahat etmiyor yine, yine yine..
Bu saygı sevgi yokluğu, bu kadar basitleşmiş bu kadar vurdumduymaz edilmiş,milyonlarca kalpleri bir hastalık gibi körleştirmiş,düşünce özgürlüğü yaşama özgürlüğü adı altında kimliğe bürünmüş isimlerle yaşamaya devam edilmekte.
Sorsanız kimse mutlu değil, rastgele yaşanılıyor;saldım çayıra mevlâm kayıra misali..
Ruhsuz ruhlar gibi çevremizde yaşamaya devam ediyorlar kendilerinin farkında değiller.Farkındalık; kendini tanımak kendini eleştirmek yok, bir ego bir ukala ve küstah tavrlarla, ben beNN demekten vazgeçmeden düşüncesizce yaşıyorlar.
*Kendilerinin farkında olan, hayatını duruşunu karakterini bozmayan "Aile terbiyesini"sağlam almış sevgisi de saygısı da "Adamakıllı" insanlar var ve bu boşu boşuna yaşayan insanlar,kendi düştükleri kuyuya çekmeye çalışırlar.Bu insanların hayatını mahfetmeye adamış topluluklar var.Kim sivriliyorsa kişilik olarak gözde bir insan ise,diğeri onu aşağı çekme derdinde.Güzel insanlara rastgelmek istiyoruz toplum olarak,inanmak güvenmek istiyoruz.Neden bu insanların yanında değilde,karşısında duruyor dibe çekmeye çalışılıyor.*
-Asıl şimdi bu insanlar saygı hakediyor nadiren bulunan bu insanları örnek almak neden hiç akla gelmiyor..?
-Neden bunun bir karakter bir duruş olduğu düşünülmüyor,neden SEN’de duruşun kişiliğin hakkında övgüler almayasın, neden kendine bunu yakıştıramıyorsun..?
-Neden sende gurur duyulası bir kimliğin olmasın...?
-Seni sen yapan olması gereken bu karakterlerin sende de olması hoşuna gitmez mi..?.
Herşey geçici Sevgi,Saygı kalıcı.(Saygı duyulası)
Dokunmayın güzel insanlara,kalplerini de yıkmayın.."
-Başaramıyorsan eğer;uzak dur,dokunma..
Rabbim beni böyle yaratmışlıktan çık..!!İnancın varsa.
’Herşeyden önce sen sen’sin kaderine razı ol ama "Saygısız" olmak bir kader değildir’TERCİH’tir unutma..!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.