- 233 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Çoban Ali
Çoban Ali, masal ülkesindeki köylerden birinde yaşarmış. Dağ yamacındaki kulübesinde
yaşar, köye nadiren inermiş. Hava yağışlı olunca, şömineyi yakar keyif yaparmış. İyi kalpli
çoban, kuzularını otlatırken onlara kaval çalarmış. Kaval dinleyerek, otlayan kuzuların,
koyunların iştahları daha da açılırmış.
Alışveriş için köye indiği bir günde, Mutluluk Köyü’nün öğretmenlerinden biriyle karşılaşmış.
Öğretmen:
- Merhaba Çoban Ali, sizden bir ricam olacaktı. Öğrencilerime dağ yamacında bir gezi
yaptırmak istiyorum. Bunun için bana yardım eder misiniz?
- Öğretmen hanım seve seve yardımcı olurum. Dağları, sürüyü gezdirdiğim yerleri
gösteririm. Otları, çiçekleri tanıtırım, hem de ineğim Sakine’nin sütünden ikram
ederim.
Birlikte gezi için gün belirlemişler. Çoban Ali, alışverişini tamamlayıp kulübesine dönmüş.
Öğretmen de okula gitmiş. Ders bitiminde öğrencilerine:
- Çocuklar size bir sürprizim var. Cuma günü, sizi Çoban Ali ile dağın yamaçlarında
pikniğe götüreceğim. Orada, gezip dağ havası alacağız. Çoban Ali, bize sürüsünü
otlattığı yerleri gezdirecek, otları bitkileri tanıtacak, ayrıca ineği Sakine'nin sütünden
ikram edecek. Dağ yamacında yiyecek bulma imkânımız yok. Bu yüzden, evinizde
annelerinize piknik sepeti hazırlatıp çantanıza koyun.
Çocuklar çok sevinip, mutlu olmuşlar. Gezi günü gelince bahçede toplanmışlar. Öğretmen
Hanım çocukların paketlerini toplayıp, öğrencilerini kontrol ederek otobüse bindirmiş.
Otobüs yavaş yavaş ilerledikçe, öğrencilerin heyecanı artıyormuş. Çoban Ali'nin kulübesine
ulaşmışlar. Kulübeye yaklaşırken kocaman bir köpek onlara eşlik etmiş. Çoban Ali otobüse
doğru sevgi dolu gülücüklerle ilerlerken, “Demek benden önce, sizleri köpeğim Güçlü
karşıladı.” Demiş ve öğrencilerin otobüsten inmesine yardım etmiş. Öğretmenlerinin
kontrolünde, çocuklar sıraya girip, Çoban Ali’yi takip etmek üzere, hazırlanmışlar. Çoban Ali
yanında köpeği Güçlü, şarkılar şakıyan çocuklar, en arkada da öğretmenleri keyifle dağ
yolunu tutmuşlar.
Çoban Ali, yürüdükleri yolun kenarındaki otları tanıtıyormuş. Kekik, rezene, ballıbaba, mine,
ısırgan, ebegümeci, adaçayını gösteriyormuş. Ağaçlardan, kızılcık, kavak, meşe, alıç, selvi,
keçiboynuzu, yabani erik, atkestanesinin altından geçmişler. Ne faydaları olduğunu da bildiği
kadarıyla anlatmış.
Sıra mola vermeye gelince, keyifle sofra kurmak için harekete geçmişler. Çocuklar
sepetlerindeki yiyecekleri çıkarmaya başlamışlar. Piknik sofraları zenginmiş. Yumurtalar,
kurabiyeler, kekler, küçük küçük börekler, yaprak sarmaları, peynir, domates, salatalık ve
çeşit çeşit nevale. Hep beraber neşe ile yemişler. Çevrelerini kirletmeden, tüm artıklarını
toplayıp, kulübenin oraya dönmüşler.
Kulübenin yan tarafındaki ağıla gitmişler. Kuzuları, koyunları, ineği Sakine’yi görmüşler. Ağılın
dışındaki kocaman tavuk kümesini gezmişler. Çoban Ali’ye teşekkür etmişler. Çoban Ali,
onlara havuzunu da göstermek istemiş.
Yaptırdığı havuzda alabalıklar varmış. Orayı da gezdikten sonra kulübenin girişindeki
kamelyada, ağaçların altındaki şirin masada, bardaklara konulmuş Sakine'nin sütünden
içmişler.
Çoban Ali ile vedalaşıp, teşekkür edip, otobüse binmişler. Bu güzel doğa gezisi, piknik için,
öğrendikleri faydalı bilgiler için öğretmenlerine de teşekkür etmişler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.