- 799 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MEHMET'İM OSMAN ÖZTUNÇ
MEHMET’İM OSMAN ÖZTUNÇ
Yıl 1997 Ülkü Ocaklarında seminer verdiğim yıllar. O yıl Osman Öztunç adında değerli bir sanatçı-bunun altını özellikle çiziyorum, değerli bir sanatçı- Yan Çizdim adında bir kaset çıkardı. Körfez’deki kasetçiden kasetini aldım, otomobilime bindim ve teybe taktım, İzmit’e doğru sürmeye başladım.
Dün gibi hatırlıyorum: Tepelerim adlı bir türkü çaldı. Sonra bir parça başladı; adı MEHMET’İM; ilk dinleyişte hüngür hüngür ağladım. Geri sardım, bir daha dinledim. İkinci dinleyişte kemiklerime, iliklerime kadar geçti türkünün sözleri ve melodisi. Osman Öztunç’un müthiş sesi ve yorumu tüylerimi diken diken etti. Bir daha geri sardım, boğuldum göz yaşlarına. Tekrar tekrar geri sardım. Göz yaşlarımı tutamadan devam ettim dinlemeye. Göz yaşlarımı gömleğimin kollarına silmeye başladım. Duygu seline kapılmış giderken bir de baktım Akyazı’ya kadar gitmişim. Normalde İzmit’e gitmem gerekiyordu. Fark edince otobandan çıktım.
Otobandan çıkınca bir polis memuru durdurdu. Teybi kapattım, camı açtım. Yüzüme dikkatli dikkatli baktı. Hasta, uykusuz ya da alkollü olup olmadığımı sordu. Hayır, hiçbiri, diye cevap verdim. Neden ağladığımı sordu. Sürücü belgesini ve arabanın ruhsatını istedi. Ben de verdim. Sonra alkolmetre cihazını uzattı ve üflememi istedi. Nihayetinde adamın görevi. Üfledim. "Anormal bir durum yok, neden ağlıyorsunuz? Gözleriniz kan çanağı olmuş. Ailevi sorununuz mu var? Cenazeniz mi var? Merak ettim." dedi. Hiçbiri olmadığını ve iki dakika zamanının olup olmadığını sordum. Osman Öztunç’un Mehmet’im türküsünü açtım ve yine hıçkırıklara boğuldum. Baktım o da benimle birlikte ağlıyor. "Mahvettin beni bu nasıl bir türkü?" dedi. Dayanamadım kaseti teypten çıkardım polis memuruna uzattım. "Hediyem olsun, mesaiden sonra defalarca dinlersiniz." dedim. Kabul etmem falan dedi ama ısrar edince aldı ve cebine koydu.
Vedalaşıp Adapazarı yoluna döndüm. Adapazarı’na girdim ve aynı kasetten bir tane de kendime aldım. Sapanca Gölü’nün kenarından İzmit’e kadar gittim. Tabi ağlayarak.
Yıllar geçti, yıl 2023 oldu. Bugün Eylül’ün ikisi. Şu an bu yazıyı yazarken de Mehmet’imi yani Osman Öztunç’u dinliyorum ve bir yandan da klavyenin tuşlarına göz yaşlarım dökülüyor. İlk günkü heyecan ve duygu seli devam ediyor. Beni kendimden alan bu Türküyü şimdi size dinletmek isterdim. Keşke mümkün olsaydı. Kıbrıs Harekatındaki Mehmetçiğin nasıl destanlaştığını anlatan Türkünün sözlerini paylaşıyorum. İSMAİL MALATYA 02/09/2023-CUMARTESİ
Gayrı anlatılmaz bu savaş bence
Dağ taş konuşmuştu kendi dilince
Hücum diye bir ses duydum ilk önce
Sonra Allah Allah dedi mehmedim
Gayrı anlatılmaz bu savaş bence
Dağ taş konuşmuştu kendi dilince
Hücum diye bir ses duydum ilk önce
Sonra Allah Allah dedi mehmedim
Ne ana ne sıla ne yâr hayali
Bir gör Mehmetteki kükremiş hali
Kırpmadı göğsünü yağmur misali
Mermi yedi havan yedi Mehmedim
Can askerim
Ne ana ne sıla ne yâr hayali
Bir gör Mehmetteki kükremiş hali
Kırpmadı göğsünü yağmur misali
Mermi yedi havan yedi Mehmedim
Can askerim
Öyle bir iman öyle bir ihlas ki
Secde eder cümle canlı ve bitki
1 Temmuz akşamı Allah şahit ki
Şaha kalkmış vatan idi Mehmedim
Öyle bir iman öyle bir ihlas ki
Secde eder cümle canlı ve bitki
1 Temmuz akşamı Allah şahit ki
Şaha kalkmış vatan idi Mehmedim
Bu akşam yıldızlar sararmış gibi
Tepeler titreşir hava kış gibi
Bir dağın sırtında dağ varmış gibi
Omuzlamış bir Mehmedi Mehmedim
Can askerim
Bu akşam yıldızlar sararmış gibi
Tepeler titreşir hava kış gibi
Bir dağın sırtında dağ varmış gibi
Omuzlamış bir Mehmedi Mehmedim
Can askerim
Bu akşam yıldızlar sararmış gibi
Tepeler titreşir hava kış gibi
Bir dağın sırtında dağ varmış gibi
Omuzlamış bir Mehmedi Mehmedim
Omuzlamış bir Mehmedi Mehmedim
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.