- 276 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
YALAN DOĞRUSU
“Her doğru, her yerde söylenmez.” sözü,
Gerektiği yerde ve zamanda içimizdeki doğruyu söylemekten korkuttu hepimizi.
Düpedüz korkuyoruz doğru söylemekten işte.
Nasıl korkmayalım ki?
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar
Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek.
Doğru söz ağıdan (zehirden) acıdır.
Doğru söz söyleyenin tepesi delik olur.
Yalanın gözünü seveyim,
Yalan ne dokuz köyden kovulur,
Her ayak vardır yalanda, hiç biri üzengide değildir.
Yalan tatlı sözdür, baldan tatlıdır.
Yalan söyleyenin tepesi delik değil çenesi düşük olur.
Yalancının işi öyle kolay ki,
Bir mumu vardır yalancının, o da yatsıya kadar yanar, sonra söner.
Yatsı gelse, mumu sönse n’olur ki?
Zaten iş işten geçmiştir.
Uyku vakti gelmiştir.
Gündüz gözü yalancının tüm uyuttukları o vakit uyansa ne yazar ki?
Yalancı vurmuş kafayı çoktan yatmıştır.
Daha evi yanacak, kimse de ona inanmayacak.
Ev yandıktan sonra, kimse ona inanmasa ne fayda ki?
…
“Her doğru, her yerde söylenmez.” sözünden çıktım yola, nerelere vardım.
Eğer yalanım varsa (!) ;
Aslında çok basit, yalın ve kısaydı derdim.
Acaba her yalan da, her doğru gibi her yerde söylenmez miydi?
Bugün, bu an itibariyle arama motorlarında (Google vd.)
“Her yalan, her yerde söylenmez.” sözünü aradım da bulamadım.
…
Gayet doğal, şaşmamalı bulamadığıma.
Her yalan, her yerde milletin gözünün içine baka baka söyleniyor ki…
İyi de, her doğrunun da, her yerde söylenme vakti gelmedi mi?
Yeter artık, yeter.
Avaz, avaz… dokuz köyden kovsanız da, bir ayağım üzengi de olsa da,
Her doğruyu, her yerde söylemeye başlayacağım.
Ahan da ilk doğru…
“Ah be yalan dünya !”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.