- 392 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SIRA DIŞI YAŞAM
SIRA DIŞI YAŞAM
Yusuf, iki güzel çocuğu olan, işine severek gidip gelen, eşiyle ara sıra tartışmalar yaşayan otuz yaşlarında bir adamdı. Herkes gibi geçinip gidiyordu.
Bir sabah eşiyle tartışıp, arabasına bindi ve dükkanına gitti. Gün boyu içindeki sıkıntıya bir anlam veremedi. Eve bir şey lazım olup olmadığını sormak için eşini aradı, ulaşamadı. Birkaç kez denedi yine ulaşamadı. Genelde iki ekmek, iki şişe su ve çocuklara süt alırdı; yine öyle yaptı.
Arabasıyla sokağa girdiğinde evinin ışıklarının yanmadığını gördü. Arabadan inmeden komşu ilçede ikamet eden kayınvalidesinin evine gitti. Zile bastı. Kapıyı açan olmadı. Defalarca bastı, defalarca telefon etti. Ne kapıyı, ne telefonu açan olmadı. Derin bir nefes aldı evine sürdü arabasını. Morali bozuk bir şekilde ıssız eve girdi, ışığı yaktı. Hiçbir şey yemeden, içmeden yattı. Sabah uyandı, dışarı çıktı, karşıki apartmanın görevlisinin eşi yanına geldi. "Abi eşin babasının evine gitti. Beni bir daha arayıp, sormasın, dedi. Artık ne beni, ne de çocuklarını göremeyeceğini söyle, diye sıkı sıkı tembih etti, dedi, ve yanından gitti.
Yusuf kadına teşekkür etti. Olanları tahmin etmişti az çok. Yanılmadığını anladı. İş yerine gitti. Yan komşusu Nejat’a dükkanı hala isteyip istemediğini sordu. Adamın gözleri açıldı adeta, "İstemez olur muyum Yusuf? Tabi ki de istiyorum. Kafamdaki planı başka türlü uygulayamam. İşimi büyütmem ve uluslar arası iş yapmam lazım, dedi. Neden böyle bir karar verdiğini sorunca, Yusuf’tan "Uzun hikaye boş veerr!!" cevabını aldı. B u arada evi de eşyalarıyla birlikte satacağım, soran olursa aklında bulunsun, dedi. Nejat, evi aldı, dükkanda da kirada kalmaya karar verdi. Hesap numarasına her ay kirayı yatırırsın Nejat, dedi ve evden kendisine lazım olacak ufak tefek eşyaları arabasına koydu, Nejat’a soran olursa benimle ilgili bir bilgi verme kimseye , dedi ve ilden ayrıldı.
İstese başka bir şehirde yaşayabilirdi. O öyle yapmadı, ormana doğru, tozlu, topraklı yollardan ilerledi de ilerledi. İyice gözden uzaklaştı. Ormanın tam başladığı yerde bir ırmak ve yemyeşil bir düzlük alan gördü. Bir anda içindeki bütün sıkıntı gitti, yerini cıvıl cıvıl yaşama sevinci sardı. Arabasını durdurdu, freni çekti, aşağı indi, serin bir nefes aldı; "Ömrümün sonuna kadar burada yalayabilirim," dedi ve derenin serin suyunda elini, yüzünü yıkadı. Arabasının yanına çadırı kurdu ve çevreyi tanımak için biraz dolaştı. Karanlık kavuşunca çadırının kapısını kattı ve huzurlu bir uykuya daldı.
Güneşin ilk ışıkları ırmağın suyunun üstünde dans ederken uyandı. İSMAİL MALATYA
EVET DEĞERLİ DOSTLAR BU HİKAYE NASIL DEVAM ETMELİ? DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZAR MISINIZ?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.