- 400 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Önem, değer, önemsemek değer vermek
Neleri önemseriz? Nelere değer veririz? Ne kadar önemser? Ne kadar değerli sayarız? Önem verdiklerimiz nedir kimdir? Neden önemser değer veririz, önemsediklerimiz, değer verdiklerimiz nelerdir kimlerdir? Bizdeki yerleri nedir?
Bir çok şeyi önemser değer veririz.
Sayılamayacak kadar çok. Canlı cansız nesneleri, varlıkları önemseriz. Önemsemek değer vermek sevmektir. Saygı duymaktır. Önemsediğimiz değer verdiklerimiz bizim kıymetlimiz sevdiklerimizdir.
En basitinden anne babalar için çocukları, çocuklar için anne babalar değerlidir önemlidir. Önce can sora canan, aslında bu söz tam şimdi yerinde bir söz. Neden?
Nedeni:
İnsanın en önemli en değerlisi kendisidir. Oysa kendimizi önemsemez değer vermeyiz. İnsan biraz düşünse en büyük hazine en büyük servet en büyük zenginlik insanın kendisinin olduğunun farkına varır.
Önemsememek değer vermemek yalnızlık kaynaklı...
Bir kış günü sabahıydı çok soğuk olmasa da hava soğuktu, yatağımın içinde sıcacık yatıyordum. Uyanıp gözlerimi açtığımda oda bomboş ıssız, sessiz ve kimse yoktu, yatağın dışarısının soğukluğuna karşı sıcaklığı çok güzel bir hoşluk içinde idi hoşuma gitmişti, düşündüm ve düşündüklerimi şiir olarak şöyle yazmıştım.
Yalnızlık
Akşam olur...
Yatarsın o güzelim uykunu uyumaya,
Yatağa girersin...
Sabah uykunu almışsındır.
Uyanırsın,
Kalkmazsın çıkmazsın yatağından,
Döner durursun içinde...
Sobayı yakman çayı demlemen kahvaltıyı hazırlaman gerekir.
Boş verirsin...
İnsan yerine koymazsın kendini yalnızsan.
Sobayı yakmaya,
Çayı demlemeye kahvaltıyı hazırlamaya değecek biri yoksa...
İşte! o zaman,
Buz gibi gelir insana yalnızlık.
Değer vermen önemsemen gereken kendin, ne gerekiyorsa yapman yerine getirmen dikkat etmen özen göstermen gereken kendinsindir. Öyle de olsa yapmazsın bir başkasına ihtiyaç duyarsın. Oysa!
Bunları yapacak senden başka kimse yok yapacakların kendin senin kendin içindir, sabah kalktığında aynaya baktığını düşünerek kendine gülümsemeli, çay demlemek için suyu ocağa koymalı yüzünü yıkamalı ve kahvaltılıkları hazırlarken mesela;
dilimlediğin domatesini biberini mavi bir tabağa, peynirini kırmızı bir tabağa, siyah zeytinini beyaz bir tabağa, sucuğunu yumurtanı sarı bir tabağa koyar gönlünce masanı hazırlayıp çayını nasıl bir bardakta, ince belli, kupada, fincanda doldurup kahvaltını yapmak kendine böyle davranmak sana sen tarafından önemli olduğunu hissettirecek saygınlık kazandıracaktır.
Aç değilim, acıkmadım canımda istemiyor diyebilir düşüne bilirsin fakat öyle değil işte.
Kalktığında aynaya bakar gibi kendine gülümsemen, kahvaltı masası hazırlama telaşı ruhunu hoş edecek moral olacak, içerinde çiçeklerin açtığı, esen tatlı bir rüzgarın verdiği huzur dolu rahatlığı hissedeceksin. İçinde filizlenen fidanın yapraklanarak ağaca dönüştüğünün farkına varacaksın.
Bunları yapmanın sonucunda ne olacak mükemmellik mi ?
Ne mi olacak? Yiyeceğin o yiyecekleri miden bekliyor. Sonrasında bağırsakların bekliyor emilip geçecek olan kan bekliyor kan ile birlikte gideceği kalp o enerjiyi dermanı bekliyor. Kasların, beynin kısacası bütün vücudun bütün hücreler, organlar yapacağın kahvaltıyı bekliyor. Yani sen önemli birisin yapman gerekenleri yapmalısın.
Daha daha ne mi olacak?
Mutluluk olacak, huzur olacak, aşk olacak, iyilik olacak, sefa olacak, sevgi olacak, sevda olacak, neşe olacak , zevk olacak, hasret, özlem olacak, kavuşmak olacak, stres olacak, zorluk olacak, kötülük olacak, zahmet olacak, cefa olacak, sıkıntı olacak, kaygı olacak kısacası yaşana bilir bir yaşamın hayatın olacak.
Pek çok insan kendini önemsemez değer vermez. Başkalarından övgüler pohpohlanma sevgi şefkat ilgi alaka bekler. Kendisinin kendisi için çok değerli çok önemli olduğunu kavrayamaz, anlayamaz farkına varamaz.
Değer vermek:
Kişinin nesne ile ilişkisinden aralarında doğan öznel nitelikli karşılıklı bağımlılık, kişiden kişiye değişen farklı türdeki değerlerdir. Sevmek ve değer vermek arasında çok büyük fark yoktur. seviyor olmak değer veriyor anlamına gelmez. Bir birinden yararlanmak, faydalanmak, arkadaşlık, paylaşmak anlamında da olur.
Değer vermek saygı duymayı sıkıntılı günlerinde zor zamanlarında yanında olmak, çözmeye çalışmak sevgi dolu davranmak, saygı sevgi göstererek her zaman her anında yanında olduğunu hissettirmek güven vermektir.
Güven, bir duygu ve değerdir.
Toplumun iş hayatına, siyasi durumuna, ekonomiye, gelecek garantisi, emniyet duygusu, korku, çekinme ve şüphe, kuşku, endişe duymayarak inanma ve bağlanma kişilik özelliğidir. Kendimize değer verdiğimizde hayatımız kolaylaşır hoşumuza gider. Hata yaptığımızda kabullenir düzeltme yoluna gider, başkalarına yükleme arayışına girmemek değerimizi arttırır bizi önemli yapar.
Önemsemek:
İçsel yada dışsal bir olguyu öncelikli bir sıraya koymak, dikkat etmek, özen göstermek, ciddiye almak her ne ise o şeyin üzerinde uzunca durmak ilgilenmek, görmezden gelmemek var saymak. Bunun için kendimizi görmezden gelemez yok sayamaz ciddiye almamazlık edemeyiz.
Önemsemenin (etken) aktif (edilgen) pasif iki tarafı vardır. Bu durum bireyler arasında aktiflik ve pasiflik devamlı yer değiştirir. Bunun neticesinde ihtiyaç ortaya çıkar. İhtiyaç duyan pasif (edilgen) ihtiyaç gideren aktif (etken) konumundadır.
İhtiyaç, elde edilmesi lazım olan insanın hayatını devam ettirmesi için zorunlu olan yokluğunda zorluklar, sıkıntılar, boşluklar çektiğimiz madde ve koşullardır. İnsan bunları yaşamı boyunca yapmak, temin etmek yerine getirmek durumundadır. Bunları yapmak yerine getirmek temin etmek için birine ihtiyaç duyarsa karşılıklı bağımlılık, paylaşmak, faydalanmak ortaya çıkar. Bu da aktiflik pasiflik olarak sürdürülebileceği gibi, karşılıklı bağımlılık olarak aktiflik pasiflik değişkenlik gösterir paylaşım ortaya çıkar. Aile yaşamı bunun için güzel bir örnektir.
İhtiyaçlar çok sayıdadır. Şiddet açısından farklılık gösterir. Temin edildikçe tatmin edildikçe azalır bitmez sonsuz denecek gibidir. Açlık, uyku, çalışma, cinsellik gibi ihtiyaçlar, sevme, sevilme, benimsenme, insanlar tarafından kabul edilme diye devam eden ihtiyaçlar yaşadığımız sürece bitmez.
Ev alayım, araba alayım, bağ, bahçe arazi alayım onu satayım bunu alayım derken dertli olursun.
Dert doğuştan değildir.
Sonradan derdi insan kendisi edinir.
Hiç bir şeye ihtiyaç duymayan, kendi kendine yatabilen kendi ihtiyaçlarını kendisi giderebilen insan zengindir.
Yaptıklarını hiçbir şey istemeden, hiç bir şey beklemeden yaptıklarını karşılıksız yapan, insan kendine güven duyan önemli değerli insan yapar.
Kendi kendine yetebilen hiç kimseden yardım beklemeyen bağımlı olmayan faydalanmayan bir beklentisi olmayan ihtiyaç duymayan, bir birinden yaralanmanın, arkadaşlığın bağımlılığın ihtiyaç değil de gereklilik, gerektiği için yapıldığını bilir.
Böyle insanlar yaşana bilir bir yaşam yaşarlar,
Ruhları huzurlu, kafaları rahat, kaygısız, korkusuz, stressiz, gönülleri hoş neşe sevgi dolu insanlardır.
Hayatı yaşar,
Yalnız olmadığını zanneder insan.
Fakat,
Kimileri çekip gittiğinde,
Kimileri yok sayıp bırakıp arkalarını döndüklerinde,
Bazıları önemsemediklerinde, Önem vermediklerinde,
Bir gün birer birer göçüp gittiklerinde
Her şeyi istediğin, her şeyi beklediğin,
Bir ben yeni kendin de yoksa,
İşte o zaman yalnız kalmışsındır.
------------------------------------------------------sevgilerimle...
--------------(pitik)...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.