- 254 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GIL BURMA
Kel Ehmet Hürücelerin öğretmenlerinden biridir. Urfalı bir öğretmenle evlenip Can adında bir çocuk dünyaya getirir. Anlaşamayıp bu kadından ayrılır. Gopil Mahmıt’ın gızı Züleyha ile evlenir. Züleyha köyün ebesidir. Ahmet hoca köy gahvesine gidip gumar oynar. Boş vaktini gahvede geçirir. Bir defasında Andırın’da şimdki Gışlabahçesi’nin içinde lokal vardı. Maaş çekmeye geldiğinde Cambaz Hacı erkenden yolcularını toplayıp gedince bir taksiciye bir avuç para verip de eve dar düşmüştü. Anas Aligarısı’dır. Hebelik’ten Fındık’a Göğ Hacı dedeme çekişirmiş. Akgala Mustafa’nın gardaaşı Garali Ehmet bir keresinde Ahmet hoca dersteyken okula gelmiş. Çocuklara paydos deyip eve salmış. Garali Ehmet , Kel Ehmet’in yanına davarı tembih etmeye gelmiş. Havluya davar girince Keloğlan itlerine davarı goğdurmuş da geçinin birinin memeği tele dakılıp yırtılmış. Birini de it ürküdüp daştan düşürünce oması gırılmıştı. Kel Ehmet derste çocuklara anılarını biraz da gatıp anlatırmış. Bekir Memmet bunu mahkemeye vermiş goyunları ite goğduruyor diye. Hakim duruşmayı başlatmış. Ahmet hocaya sormuş , ne iş yaparsın diye. Öğretmenim efendim cevabını alınca çok şaşırmış hakim. Ahmet hocanın Züleyha’dan Ramazan, Recai, Hatice, Elif adına dört çocuğu vardır. Ramazan sarışındır. Memmet Ali’nin oğlu Bekçi İsmail’in gızıyla evlidir. Çocukları olmadı. Ramazan dayısı Yüksel’in gızını aldı. İki çocuğu var. Hatice’ye Züleyha hep Yıldız diye seslenir. Anam Yıldız’ı bana isteyecek. Ben de ona aşık olmuştum. Yaz tatili sırasıydı. Neşet tatile Yozgat’tan köye geldi. Fatma ile Mustafa ikizdir. Yirmi ya da otuz günlüktür. Anam, Hoter Cennet, Neşet, Hasan Yıldız’ı bana istemek için Züleyha’nın evine akşam düğürcülüğe gettiler. Ben de evde çocuklara bakıyorum. Vakıt geçtikçe geçti. Çocuklar durmaz oldu. Fatma gustu. Altını ıslatmış. Mustafa da ağlıyor acıkmış. Uykuları da gelmiş . Vez vez edip duruyorlar. Gücücük yavruları bana bırakıp getmişlerdi. İş olmuş muydu olmamış mıydı çok da umursamıyordum.Çocuklara bakamıyordum. Gece bir cangamayla geldiler. Çocuklar çoktan uyumuştu. Şu oldu, bu oldu. Lafından bir şey anlamadım. Anam ben ne çekineceğim. Vardım dosdoğru söğledim. Züleyha gene bir parça . Lafı belli heyketi belli. Fal’ın delisi bir gıçından bir başından başlıyor. Ulan emmioğlu bu işin dğrusu şu diyom. Bana eski zamandan hayali şeyler anlatıor. Yıldız eski mıktar olan Kel Yusuf’un polis olan oğluyla evlendi. Elif Eskişehir’de okuyup öğretmen oldu. Ali garısı Ehmet hocanın betonunun altında dururdu. Oğlu Fal Mustuk’un evi suyun başındaydı. Mustuk’un yanında durmazdı. Ahlakksızdı, hep çekişirdi. Mustuk’un bir gaç davarı vardı. Her geçinin bir adı vardı. Gızıloluk’tan Çiki Fadıma’la evlenik te avradı terkedyip tek başına yaşıyordu. İki göz , yalın gat çikolu bir evi vardı. Evin önünde gocarak bir dut vardı. Başında asma vardı. Havluda gavak, incir ceviz, nar ağaçları vardı. Birkaç tavuğu da vardı. Tütün kesesini çıkarır cuvara dolar içerdi. Dişlerini cuvaranın barı sapsarı etmişti. Dişleri dökülmüştü. Sesleri tamolarak çıkaramazdı. Duran dayım dakılırdı hep. Ulan emmioğlu bir avrat aliğim ben. Kullandıktan sonra sana bırakayım. Benim avradım var hele olsa. Senin avradın yok. Sen de avradın dadına bakarsın. Sana bir eğliğim doknsun şu yalan dünyada. Mustuk da bize gumbilis derleer. Böle iş mi olu emmioğlu dermiş. Kel Ehmet , Mustuk ölürse ben buralara kimseyi bastırmam diye düünürmüş. Hele olsa çocuğu yok. Tarla takım ne varsa bana galır hesabını yapıyormuş. Bizim tarlanın içine getirmiş bir ceviz dikmiş. Tarlanın bir evlek yerini telledi. Gendi tarlasına ekin eker. Hebelik’in suyunu evine götürdü. Önüne beton havuz yaptı. Havuzun suyu ile daşların arasını gazmalayıp havlu yaptı, ağaç dikti. Tarla yerine de ağaç dikti. Dinamoyla suyu yokarı çekti.Kimsenin malını evin selanına bastırmazdı. Anası Ali garısı ölmeden önce gendinin evinin altında dururken Mustuk’un davarlarının gılını kirmende eğirip ip yamış. İpleri de burma yaparken aldığı yaşlılık aylığı parasının bir guruşuna bile dokunmadan kimse anlamasın diye gatlayıp gil ipi üstüne dolaya dolaya burma yapmış. Züleyhe gıl burmarı sıçanlar yiyince paranın kenarı ortaya çıkmış. Hepsinin arasını açmış ki hep kağıt para var. Parayı toplayıp doğru bankaya gelmişler. Para geçmez olmuş.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.