- 220 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HİKMET DEDE ( 2 )
HİKMET DEDE ( 2 )
…………… Allah sizden de razı olsun kızım. Asıl sizleri tanıdığım için ben çok mutluyum. Senin şu tatlı
dilin,güler yüzün, her şeye yeter. Hadi sen işlerinle ilgilen. Biz sevgiyle biraz muhabbet –
edelim. Ben şaşkın bir şekilde, ne yapacağımı bilemez halde sağa sola bakarken,Hikmet,
dedenin, kadife gibi yumuşak,tatlı sesiyle kendimi toparladım.
……………. Evlat mezarlıktan sonra , huzur bulduğum tek yer burası. Allah, emine kızımdan, sevgiden-
ve kardeşlerinden razı olsun. Ne zaman gelsem,beni güler yüzle karşılar, ellerinden gelen –
her şeyi yaparlar. Ne söyleyeceğimi şaşırmıştım.
……………. Haklısın Hikmet dede, sizi çok seviyorlar.
……………. Sevgi bana doğru bakıyordu. sanki beni görüyor hissine kapıldım. Bu kadar canlı güzel –
mavi gözlerin görmemesi bana inandırıcı gelmiyordu. Ya da ben inanmak istemiyordum.
……………. Sefa amca evlimisin?
……………. Evet evliyim Sevgi.
……………. Çocuğunuz varmı?
……………. Allah bağışlarsa iki oğlum var. Biri 18, küçüğü 14 yaşında. Hikmet dede hemen araya girdi.
…………… Kızım Sefa amcan sizlerden sonra en güvendiğim insan.
………….. Ne demek istediğini anladım dedem , gevezeliğimi hoş gör. Dedem sanki geleceğin içime –
doğdu, az önce şimdi dedem köşeyi dönmek üzere diye düşünüyordum, birkaç dakika-
sonra sen geldin.
…………….. Kalp kalbe , karşıdır derler kızım.. Bu kalbinin ne kadar temiz güzel olduğunu gösterir.
bu sırada, odaya Emine hanım girdi. Doğruca hikmet dedenin yanına gitti.
…………… Banyo hazır dedem, hadi gel seni götüreyim. Emine hanım, hikmet dedenin kolundan tuta-
rak, birlikte yavaş adımlarla , salondan çıkıp gittiler. Odanın içini bir sessizlik kaplamıştı.
sessizliği bozmak için sevgiye sordum.
……………. Baban ne iş yapıyor Sevgi?
sevgi yüzünü bana doğru döndü. Beni görüyor hissine kapılıp irkildim.
…………… Babam vefat etti, Sefa amca.
……………. Başka bir büyüğünüz yokmu?
…………….. Var tabi, Hikmet dede var geçimimizi hikmet dede sağlıyor.
…………… Kaç yaşındasın Sevgi?
…………….. 15 yaşındayım. Odanın içerisini tekrar bir sessizlik kapladı.
………………. Başka sormak istediğin bir şey yokmu Sefa amca?
…………….. Şeeyy. İlk günden sizi sıkmak istemem.
…………….. O zaman ben anlatayım. Bir birimizi tanımazsak, nasıl dost olabiliriz değilmi?
……………. Haklısın Sevgi, hikmet dedeyle nasıl tanıştınız. Sevgi gayet sakin soğukkanlı bir şekilde-
anlatmağa başladı.
……………… Babam bir yıl önce çalıştığı inşaatın, dördüncü katında, kalıp döşerken, aşağı düşerek-
vefat etti. Her kes babamı çalışırken, emniyet kemeri takmadığı için ,suçlu buluyordu.
paramız olmadığı için avukat tutup dava açamadık. İnşaatın sahibi bize baş sağlığınageldi-
dava açarsanız bu iş uzar, zararınıza olur. Şu an biraz sıkışık durumdayım, durumum iyileşin
ce gereken yardımı yaparım dedi. Gidiş o gidiş, Annem ne zaman arasa, yerinde yok.
cenaze dolayısıyla akrabalarda gelmişti, annemi Çanakkaleye götürmek istediler, çok-
İsrar ettiler, annem gitmek istemedi.Ben dul bir kadınım, köyde bana kötü gözle bakarlar
hakkımda kötü dedikodular çıkarırlar, diye gitmedi. Bir ay kadar komşuların yardımıyla –
İdare ettik. Annem baktı olmayacak ,çalışmağa karar verdi. Annem bir gün mezarlığa baba-
mı ziyarete gitti. Mezarın başında ağlayıp, dua ederken. Hikmet dede annemin yanına –
gelmiş. Biz Hikmet dedemi ilk babamın gömüldüğü zaman gördük.bize gelip baş sağlığı
diledikten sonra, annemi teselli etmek için. Kızım bak küçük çocukların var.Artık onların –
her şeyi sensin. Fazla üzülüp ağlarsan, Allaha karşı gelmiş olursun deyince. Annemde o
üzüntüyle, bizi rahat bırak dede, üç çocukla, yapa yalnız kaldım. Evimin direği yıkıldı diye-
rek terslemiş. Annem, bir ay sonra yine dedemi karşısında görünce, dedem yine mi sen,
çok çaresizim bana bir akıl ver demiş. Dedem al bu paketi, güle güle harca demiş. Benim-
paraya fazla ihtiyacım yok. Başın dara düşerse buraya gel buradayım demiş. Annem paketi
açıp bakmış içi para dolu. Bu parayı nerden buldun diye sormuş. Kızım bu helal para. Ben
dilenci değilim. Buraya gelen cenaze sahiplerinden alıyorum, karşılığında onların mezarla-
rını sulayıp, dua ediyorum demiş. Kızım hiçbir zaman umudunu yitirme demiş. Hiç unut-
mam, o gün annem bir sürü yiyecekle eve geldi. Boynuma sarılıp, ağlayarak olayı anlattı
hiç ummadığımız bir anda dedem imdadımıza yetişti. Sonra annem tekrar mezarlığa –
giderek, özür diledi. Gönlünü alarak zorla buraya getirdi. İşte tanışmamız böyle oldu.
dedem iki haftada bir bize gelir. Banyosunu yapar, annem çamaşırlarını yıkar,yatıp dinle-
nir. Sonra gider. Getirdiği parayla, masraflarımızı karşılıyoruz. Annem yakın bir yerde-
haftada bir gün iki apartman temizliğine gidiyor. İdare ediyoruz çok şükür. Sevginin-
anlattıkları, beni çok etkilemişti.Hikmet dedeyi daha iyi tanıyınca, hayranlığım daha da
artmıştı. Eşinden çocuklarından, görmediği,sevgi ve saygıyı fazlasıyla burada görüyordu
…………… Sefa amca buradamısın? Sevginin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
………….. Evet Sevgi buradayım.
…………. Burada olduğunu biliyorum, sadece şaka yaptım. Seninle iyi dost olacağımıza inanıyorum.
………… Gözlerim görmüyor ama, hislerim beni yanıltmaz.
…………. İltifatına teşekkür ederim Sevgi, sizin dostluğunuz bana şeref verir.
………….. İltifat etmiyorum Sefa amca, gönlümden geçenleri söylüyorum.Hikmet dedem bir yıldır –
bize gelip gider. İlk defa bir yabancıyı buraya getirdi. Bunun bir sebebi olmalı. Hiç düşün-
dünüzmü?
………….. Hayır Sevgi hiç düşünecek vaktim olmadı. Her şey, bir anda oldu, hala çok şaşkınım.
………….. Dedemi ne zamandır tanıyorsunuz?
…………. İki hafta önce, bende sizin gibi mezarlıkta tanıdım.
…………. Dedemin sevgisini, güvenini, bu kadar kısa zamanda kazandığınız için sizi kutlarım.
…………. Bende sizi kutlarım. Siz bir seneden beri tanıyorsunuz, çok şanslısınız. Çok güzel gözleriniz
var. Bu dünyayı görmenizi çok isterdim.
………….. Bana acıyor gibisiniz, isterseniz benimle konuşurken sizde gözlerinizi kapatıp konuşun.
Sevginin bu konuşmasından sonra, ne söyleyeceğimi bilemedim. Ne söyleyeceğimi düşü-
nürken , sevgi konuşmasına devam etti. Benim için üzülmeyin, ben çoktan alıştım. Hikmet
dedem şöyle der. Kızım çok insan vardır bakar ama göremez, çok insan vardır, görür ama
anlayamaz. Bize lazım olan, gönül gözüyle görüp, anlayabilmektir. Ben eşyaları, elimle –
dokunarak koklayarak, duyarak anlayabilirim. Sadece şekilleri ,renkleri gözümle göremem
Bana, renklerin nasıl olduğunu, anlatabilirmisin? Mesela mavi renk nasıl bir şey?
Sevgi öyle bir soru sormuştu ki, anlatabilene aşk olsun. Düştüğüm acizliğimi görmediği için
Allah’a şükrettim.
…………. Sevgi bunu sana nasıl anlatabilirimki. Gözlerinin mavisi, o kadar güzel’ki , gök yüzü mavisi-
mi desem, deniz mavisi mi desem bilemedim. O kadar mavinin renk tonu varki
………… Boş yere kendini yorma , Sefa amca, şaka yaptım. Ben ara sıra biraz naz yapmayı severim.
Sevgi gülmeğe başlamıştı. O kadar saf, temiz bir güzelliği vardı ki, Hala o büyüleyici,-
güzel gözlerin, kör olduğunu kabullenemiyordum.
……….. Nazlanmak sana, çok yakışıyor Sevgi.
…………… Teşekkür ederim ,Sefa amca, Hikmet dedem bana dediki, Kızım her insanın mutlaka-
kusuru olur. En büyük kusur, beyin kusuru, ve kalp kusurudur. Allah sana görme dışında-
her türlü güzelliği vermiş, verdikleriyle yetin ve daima şükret.
Bu sırada elinde tabak, çatal, kaşıkla, Emine hanım salona girdi. Masaya yemek servisi –
yaparken bana döndü.
………… İnşallah Sevgi sizi sıkmamıştır, pek konuşmayı sevmezde.
………….. Hayır sıkmadı, aksine Sevgi konuştu ben dinledim.
…………. Hikmet dede hala banyoda mı?
………….. Hayır banyodan çıktı, çocukların odasında dinleniyor.
…………. Öyleyse ben gideyim ,Emine hanım, akşama gelip, Hikmet dedeyi alıp götürürüm.
…………. Hayır gitmeyin. Hikmet dede yemeği burada yesin, sonra istiyorsa gidebilir dedi.
………….. Başka çaren yok, Sefa amca, beraber yiyeceğiz, hem aramızda tuz, ekmek olsun.
bana yardım edermisin, Sefa amca. Koluna girdim masaya kadar beraber yürüdük.
…………. Ayağına ne oldu Sevgi, düştünmü?
…………… Çok şükür, ne zaman soracaksın diye merak ediyordum.Kapının girişinde üç basamak
merdiven var ya, oradan inerken ayağım döndü düştüm.
yemekten sonra, müsade isteyip, oradan ayrıldıktan sonra, doğru sahile gidip deniz kenarın
da, bir çay bahçesine gidip oturdum. Görüp yaşadıklarım, beni çok üzmüştü. 15 yaşında-
dünya tatlısı, genç bir kızın, kör olması, Aile durumları beni çok etkilemişti. Ama dünya ya
yaşama farklı bakışları, takdire şayan bir düşünceydi. Hikmet dede onları sözleriyle davra-
nışlarıyla çok etkilemiş olmalıydı. Hikmet dedeye gösterdikleri sevgi, saygı parayla alına-
cak bir şey değildi. Acaba, bende yaşlanınca, eşim, çocuklarım mal sevdasına düşüp beni-
istememezlik yaparlar mı diye düşünmekten kendimi alamadım. Daldığım düşüncelerden-
garsonun sesiyle kendime geldim.
………... Bey efendi, beğenmediyseniz, çayınızı tazeleyeyim, çayımız yeni demlendi.
…………. Teşekkür ederim istemiyorum. Önümdeki içmediğim çayım parasını ödeyerek oradan –
ayrılıp, sahil boyu bir aşağı, bir yukarı, bilinçsizce volta atmağa başladım. Bir müddet-
dolaşıp vakit geçirdikten sonra, Hikmet dedeyi almağa gittim. İki kardeş kapının önünde –
oturuyorlardı. Murat beni görünce, hemen ayağa kalktı.
………… Hikmet dedemi götürmeye mi geldin?
…………. Evet sen haber ver, ben burada bekliyorum. Bu sırada kapının önünde, sıra sıra dizili kadın-
ayakkabılarını görünce içeride misafirlerin olduğunu anladım. Birkaç dakika sonra emine –
hanım kapıya çıktı.
…………. İçeri buyurun Sefa bey.
…………. Sağ olun Emine hanım, misafiriniz var galiba ,ben girmeyeyim.
………… Yabancı yok, karşı komşular var.
…………. Olsun siz Hikmet dedeyi çıkarın, ben burada beklerim.
biraz bekledikten sonra, hikmet dede, Emine hanımla birlikte dışarı çıktılar. Bu arada Sevgi-
de , koltuk değneklerine tutunarak, kapının önüne gelmişti.
………….. Hoşça kal Sevgi
…………. Güle güle, Sefa amca. Hikmet dedeme iyi bak. Yine gel olurmu?
…………. İnşallah Sevgi,kısmet olursa gelirim. Sende kendine iyi bak. Hikmet dedenin yanında duran
Emine hanıma baktım. Beni çok güzel ağırladınız Emine hanım, her şey için size teşekkür –
ederim. Hoşça kalın.
………….. Güle , güle, Sefa abi, artık sen benim abim sayılırsın, her zaman bekleriz.
…………. Evden ayrılıp, mezarlığa geldiğimizde, hava kararmak üzereydi.
………….. Bir isteğin var’mı Hikmet dede?
…………. Acelen ne evlat, biraz otur soluklan, seninle konuşacaklarım var.
İster istemez, Hikmet dedenin yanına oturdum. Seni dinliyorum Hikmet dede.
elini ceketinin cebine daldırıp,tespihini çıkarıp titreyen parmaklarıyla oynamağa başladı.
………….. Emine hanımı, çocuklarını nasıl buldun evlat?
………….. Çok iyi insanlar Hikmet dede, seni çok seviyorlar, neden gidip onlarda kalmıyorsun, hiç-
olmazsa geceleri gidip onlarda kalabilirsin. Onlarında sana ihtiyacı var.
………….. Artık onların bana ihtiyacı kalmadı. Bundan sonra, sana ihtiyaçları olacak artık onlar sana –
emanet.
……………. Ne demek istediğini anlayamadım, Hikmet dede?
………….. Sözümü daha bitirmedim evlat, çok sabırsızsın. Benim onlarla bir sene önce tanışmam-
tesadüf olmadığı gibi, seninde benimle ve dolayısıyla onlarla tanışman tesadüf değil.
açıkçası iki aydan beri kendimi iyi hissetmiyorum. Allah dualarımı kabul etti vekil olarak –
seni gönderdi. Bundan sonra benim görevimi sen alacaksın. İyice bir düşün. Bu şehirde-
binlerce insan varken, bu hayırlı görev neden sana nasip oldu. Bunun cevabını ilerde bula-
cağından eminim. Şimdi senden bir ricam var. Yarın birkaç saat gelip bana yardım etmeni
İstiyorum. Bütün gününü benim için harcadın. Allah gönlüne göre versin. Hadi Allaha ema
net, Yarın görüşürüz.
………….. Yarın saat kaçta geleyim, Hikmet dede?
………….. Sabah 9 veya 10 arası gel çok sıcaklara kalmayalım.
ertesi gün, sabah erken mezarlığa gittim. Hikmet dede yerinde yoktu oturup beklemeğe –
başladım . Birkaç dakika sonra ilerden göründü. Çok yorgun , halsiz bir haldeydi, yürürken-
zorlanıyordu. Yanıma geldiğinde, nefes nefese kalmıştı.
…………… Hazırmısın Hikmet dede?
…………… Hazırım evlat. Cebinden bir zarf çıkarıp bana uzattı. Bu sende kalsın evlat. Ama merak-
ediyorsan açıp bakabilirsin. Hemen zarfı açtım. İçinde bir banka cüzdanı, bir vesikalık –
fotoğraf, birde işlemeli güzel bir küçük çakı vardı.
…………… Bu resimdeki yakışıklı kim Hikmet dede, kardeşin’ mi?
……………. O benim gençlik resmim, tam 50 sene olmuş yarım asır. 17 yaşımdayken çektirmiştim.
çakı babamın bana, yanında çırak olarak çalıştığım zaman hevesim artsın diye hediye –
etmişti. Hey gidi günler nasılda geçip gitti dile kolay yarım asır. Evlat, bu çakıyla , resmimi-
sana hediye ediyorum. Baktıkça beni hatırlarsın.Hadi şimdi gidelim. Hikmet dedeyle bir-
likte hesabının bulunduğu bankaya gittik. Oturup sıramızı beklerken devamlı Hikmet –
dede’yi kontrol ediyordum. Dudakları devamlı kıpırdıyor, içinden dua okuyordu. Sıramız-
gelince Hikmet dede görevliye parasının hepsini çekeceğini ve parasını benim adıma –
yatıracağını söyledi . Görevli ikimizin kimlik kartını alarak işlemi yaparak imzalarımızı-
attık. Merak içinde banka cüzdanını açıp baktım. Gözlerime inanamadım. Hesabımda-
158 000 dolar vardı.Hikmet dede şaşkınlığımı anlamış olacak ki. Hadi evlat gidelim ben-
Sana sonra gereken her şeyi anlatırım. Mezarlıkta baş başa oturuyorduk. Ben ne anla-
tacağını,merakla bekliyordum. Kısa süren bir sessizlikten sonra konuşmağa başladı.
…………… Seni çok takdir ediyorum evlat. Allah ta seni takdir etsin. Gönlüne göre versin. Bu gün-
her zamankinden daha az konuştun. Az konuşan az hata yaparmış. Merak içinde olduğu-
nu biliyorum. Evimden ayrıldığımda 100 000 dolarım olduğunu söylemiştim. Arabamı-
ruhsatlı tabancamı, birkaç daha kendime ait eşyaları satıp dolar olarak paramın üzerine
dolara çevirip vadeli olarak yatırdım. On senedirde biriktirip dolar olarak üzerine ekledim
faiziyle birlikte bu miktara ulaştı. Bu para sana emanet. Bu parayla emine kızıma bir ev
almanı istiyorum. Eğer artan para olursa kendilerinin hesabına yatır. Eminim idareli –
harcayacaklardır.
…………… Hayırdır Hikmet dede, buradan gidiyormusun?
………….. Bir yere gittiğim yok evlat , yaşlılık işte, bu işler genç işi. Sana evlat dediğim için bana kızı-
yormusun.?
………….. Estağfurullah, ben de sizin oğlunuz sayılırım.
…………… Evlat sana tavsiyem, bu güzel alçak gönüllülüğünü, daima muhafaza et. Benim gönlümü-
hoş tuttuğun gibi , başka gönülleri de hoş tut. Gönüllere sevgi, hoş görü tohumları ek.
yapacağın güzel işlerle, o tohumları sula, filizlenip yeşersin, büyüyüp güzel meyve versin.
O meyvenin güzel tadını, hem bu dünyada, hem ahirette , fazlasıyla tadacaksın.Unutma-
yapmak bizden, karşılığı Allah’tan. Başkasından bir karşılık bekleme.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.