- 203 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Nereden Başlamalı
Nereden başlamalı bilemiyorum. Yokluktan başlamalı dersem her şey vardı şu an yok demek olur. Varlıktan başlamalı dersem ve henüz yokluğu kazanılmamış dersem bir neden bir sebep olmalı değil mi? Yani başka var olan bir şeyin değişiminin sebep olduğu bir varlık.
Yok var.
Var yok.
Yok, var; olmadığı düşünülen ama var olan.
Var, yok; isteyene göre değişebilen var olan.
Hepten yok olan nedir?
Kıyamet.
Kıyamet sonrası her şey vardı ama artık yok.
Yenide var etmek içinde her şeyin yokluğunu tartabilecek Allah’ın taktiridir.
Mahşer günü tüm ölümlüler dirilecek.
Ve sadece insanlar.
Nedeni yok, çünkü mahşer günü evrimin son halkası insan dirilecektir.
Ölümlü olup da dirilmek anacak evrimledir.
Evrimle varılan tek evrensellik insandır.
Eşyası onun var olmasının ilkelidir.
Eşyasından sonra hayvanlar sonra kendisi hayata varmıştır.
İnsanı var eden yokluğu eşyasıdır.
İlk eşyası ilk ilke ama ilk ilkeldir.
Eşyasının içinden geçerek robot halini yapmıştır.
İlkel eşyası ilkel canlıları var edecek sonra kendi var olacaktır.
Üretme evrimi üretme teknolojisi üreme evrimi ise türüyle çiftleşmedir.
Üretirken de öğle değil midir bir at yularını eski yularla benzeterek tasarlanır.
Sonra hayvanı işine koşan hayvanın eşya tasarımını yapar.
Ve komandosuyla yularsız kontrol eder.
Kum saatini tersine çevirdiğimizde zamanı yeniden başlattığımızda üretme üremeye dönüşür.
Teori olan şey deneyini var olanın ötesinde henüz yokken düşünmemiz gerektiğinden teoridir.
Her buluş ve mucit zamanı yeniden başlatmaktır.
Yalnız var olan maddenin farklı bileşimlerini deneyerek zaman anacak bir kesit olarak yeniden başlatılmış olur.
Toptan evreni bütünsel değiştirecek bir dönüşüm ancak kıyamet düşüncemizledir.
Gök cisimlerinin kendi etrafında dönmesi yuvarlak olmaları evrimin dairesel döngüsel olduğundandır.
Hiçbir gök cismi tam bir daire olarak düşünülmez. Çünkü karakteri mizacı ancak tam daire olmadığındadır. Tam dairesel tüm evrenin ideal yoğunluğunda ancak olabilir. En azından şu anki gök cisimlerin çekirdekleri görece daha daireseldir.
Bitki tohumlarına bakacak olursak dairesel yapı daha yamuktur. O bitkinin cinsini türünü belirler. Hayvan ve insanınki ise kuyruklu, kıllı yani akıllıdır. Akıl, hayvanın hareketini belirler. Bitki toprakta çimlenirken. Hayvan sıvı içerisinde döllenir. Yani hayvansı ilk canlılar suda türemiş olur. Bitkilerinki ise toprağa tutunup topraktan beslenerek ve su iletimiyle büyürler ama aslına bakarsan havada döllenirler. Sporlar şeklinde. Gelişmiş bitkiler ise stamenlerle (erkek üreme organı) ve pistile (dişi üreme organı) girmeleriyle olur.
İşin garip tarafı bitkilerinde tohumları bir sıvı, özleri içinde taşınmasıdır. Yani başlangıcımız bir sıvı içinde olmasıdır. Bitkiler görece akarsuyla olurken hayvanlarınki taşıma sıvıyla olmaktadır.
Gaz uçucu sıvı akıcı ve katı ise kalıcıdır. Maddenin ayakları ve elleri gaz bacakları ve kolları ise sıvıdır. Madde uçuşup ve yayılarak hareket eder. Yani yürür. Su yürür hava varmıştır. Durdukça katılaşır madde. Eli ayağı yani sıvısı ve gazı içselleşerek madde türü metalini belirler.
Nereden başlamalı ve nerede bitirmeli terken yoklukla ve varlığın tek bileşiminin nedenini bilmek lazımdır.
Canlı olarak topraktan var olduk ve yine toprak olacağımızdır. Toprak mineral zenginliği itibarıyla varlık verip yokluk kaydederken biten ve ya ürüyen canlıların ölüp toprak olmasıyla da yokluk alıp varlık kaydetmektedir. Toprağın gelişmesi gelişmemizle paraleledir. Toprağı beton gömersek gelişmemizi de beton gümmüş oluruz. Barınmamızı da haraketli taşıtlarımıza döndürmeliyiz. Ya da kıyameti beklemeliyiz.
İlk biten bitkilerle birlikte bitleri de bitmiştir herhalde. Sonra bitki yiyen hayvanlar türerken böcek yiyen kuşlar ve ot obur yiyen et oburlar türemiştir. İnsanoğlu ise hem ot obur hem et oburdur. Ve aynı şekilde bitki gibi yine bitkiden eşya edinerek de doğanın bütünsel var oluşuyla hareket etmektedir. Ve yer altı madenlerini işleyerek de dünyanın jeolojik oluşumunun potansiyelini de potansiyeline katarak dünyayı aşarak evreni dönüştürmektedir. Evreni dönüştürmesi demek dünyanın dışına uzaya çıkarak evren serüvenine geçecek olmasıdır. Şimdilik dünya dışında evrende yolculuğumuz bitkinin bitip hava boşluğunda dallanıp budaklanması gibi eşya dönüşümü uydu cihazlarıyla olmaktadır. Dünyadan uzaya şimdi bitkisel bir zaman dönüşümüyle ilerlemekteyiz. Ve aynı zamanda aya ayak basmak ve uzaya astronot göndererek de bir kozasıyla var olan hayvan dönüşümünü de denemiş olduk. Bir gün uzayda bir kelebek gibi uçan uzay gemilerimiz olacaktır. Uzayda bir kozayla hareket edip yenidünya benzeri gezen bulduğumuzda ve ya yarattığımızda bir kelebek gibi kozamızdan çıkıp yalın yaşayabileceğizdir. Şimdi kelebeğin bir günlük ömrü gibi deneme aşamalarındayız.
Varlık yokluk bileşkesi bir akıldır. Yokla varın sınırı bir akıl. Hem yok hem var ve her şeyi başlatacak olan ilk kavram. Akıldır. Ve aynı zamanda atom altı parçacıkların varacağı noktada akıldır. Akıl hem somut hem soyuttur. Bize fikir veren nesneler doğada doğal varlıklardır. Düşünce ise o varlıkların var oluş boşluklarıdır. Akıl bize fikir veren nesnelerin içinde gizemli haldedir. Düşünce gücümüzle nesnelerin kavramsallarını yok ettiğimizde idesine yani akla varırız. Her nesnede akıl tektir. Aynıdır. O aklın evrensel başlangıcı ve evrensel sonucuna göre farklıdır. Yani fikir yürüdüğümüz bir yerde kaldığımız ve düşüncemizi topladığımız bir nesnel bir kavramdır. Kavram ise kavradığımız anımız tecrübemiz dolayısıyla hayatımızdır. Varlık yokluk bütünlüğümüzdür. Bir yolu yürüyüp kaldığımız yerde ağırlaşırız. Enerjimiz azalarak katılaşırız. Yeniden enerji toplamak için dinlenmemiz gerekir. Biz yürüyorsak ve maddeden oluşuyorsak maddede yürüyordur. Maddenin hareketi de yürümektir. Ve büyüyüp olgunluğuna erişip sonrada içine çöküp dağılmasıdır. Biz yürürken bütünsel olarak evren yürür dünyada. Bizim bir birimizden farkımız evrenin öncesi ve ya sonrası potansiyeliyle oluşup doğmuş olmamızdır. Ata çöküp nesil verirken neslimiz evrensel olarak biz kapsamaktadır. Ama neslimizi biz var etmişizdir. Yaşadığımız çağla doğacak neslimizin genetiğini an ve salise olarak işlemiş iliğimize aktarmış kromozomlarını belirlemişizdir. Eşya sürümümüzü de teknolojimizle belirlemekteyiz. Sebep biziz. Her şeye sebep olansa bizde canlı nesnede nesnel varlıkta yokluk, yoklukta varlık olan akıldır. Tasavvur edip bilmemiz ise tanrıdır. Tanrı akıldır, haktır. Düşünce gücümüzdür. İnanıp dua ve ibadetle kesemeyiz. Bilgi edinip bilimine varmalıyız ve beynimizi geliştirerek tanrının bize varmasını sağlamalıyız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.