- 194 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAK BAK BACANAK
Gavaz Orhan, şu dezzeniz beni gocattı. Ben mala bakacak durumum yok. Ama dezzeniz beni durdurmuyor. Hasan gel cevizi çırp, Nurettin gel goyunun dalını ver, Ersin gel su getir, Sultan gel ekmeği yap şeklinde ağzından yumuş akar. Ceviz çetili bastırmıştım şimdiki Dölek’te. Dezzeme ceviz çetillerini sattım. Cöbük’ü miras olarak dezzeme verdiler. Cevizler toruk oldu. Ceviz dutmaya başladı. Cevizin dalları yere inmeye başladı. Bizim Fındık ile Cöbük aynı ağalın içinde olduğundan ekin biçilir biçilmez davarı goyarlar. Ersin Otluk Depesi’ndeki guzluktan davarı goyarınca doğru ekinin firezine gelir. Tarlanın çağalların dibinde , madırap yerde gara çalı, yonis eriği, kesme hıtırı, pıtık, tespi, böğürtlen, ayrık otu, hölümez tikeni basılıdır. Ekini biçerken yarısını tarlada goyarlar. Yere çok dökülür. Kelleyi yiyen mallar deneleyip ötürür. Kiminin de garnı şişer ölür. Tarlanın yolağı gapatılmaz. Otunu , alafı talafı mal yesin de güzün tekrar ekin ekilince tarla ottan çöpten temiz olsun da ekin iyi olsun diye. Tarla az olunca hersene ekilir. Ekini bazen gar alır. İçini ot basar. Garaca, pakla, deli ve başka ot tohumu yarı yarıya olurdu. Tarladan çıkan zehre melemirli olur. Anam eler, gurudur ambara goyardı. Babam da eşşeğe yükledip Hoter Yusuf’un su değermeninde un öğütürdü. Anam , babama çekişirdi unu iri öğütüyon diye. Ekmek, çörek gapgara olurdu. Ehliyal çok olunca yenirdi. Bir belik horantaydık. Hasan’ın sığırları Gavaz’ın tarlasındaki cevizlerin dalını çekiyordu. Gavaz yorgun argın biraz da öğkeli geldi elinde bir değnekle. Bak bak bacanak şu halima. Hasan nerde , niye bakmıyor malına? Cevizlerin dalını yere indirmiş.İneklerini seğip etmesin. Bu yaz sıcağında mal içeri gonur mu? Hasan’ın eli başını görmüyor. Sığır mı gütsün, samanı mı getirsin, davarı mı gütsün ? Şaşırdı oğlan.Gavaz Orhan eğice herslendi. Cevizin dallarına cerek ver yokarı kalksın. Get gendine tembihle o zaman . Ben nedim şimdi. Dezzemin bir halep geçişi vardı. Ger bir geçiydi. İkiz oğlağı vardı. Bizim ekinin içinden heç çıkmazdı. Gavaz’ın bir ineği iki de danası vardı. Sarıcalar’a Cambazlının ekinine dadanmıştı. Birgün Hacı Durdu danayı ekinin içinde yakalayıp gulağını bıçakla diler. Gavaz danayı ganlar içinde görünce küpe biner. Cuma günü Gavaz da namaza camiiye gider. Hacı Durdu da gelir namaza. Dananın gulağını niye kestin. Yeniğin neyse ödeyim. Bak malına, kendini kessem nolacaktı deyince galdırıp Hacı Durdu’ya bir tokat vurur caminin bahçesinde. Millet araya girer. Kavgayı aralar. Dedemin bahçasında Almalık’ta her çeşit meyve vardır. Gızılcık kirezi de var. Erdoğaan dayım ile dedem çağalı söküp yerine daş duvar örerek beton havuz yaptı. Soner’le birgün havuza girip çimmeye başladık. Çamaşırlarımızı çıkarıp havuzun kenarına koyduk. Altımızda kilot vardı. Deedem geldi havuzun kenarına. Bize elindeki çıbıkla vurmak istedikçe havuzun öbür tarafına atlıyorduk. Su çalkalandıkça çalkalanıyordu. En sonunda dedem ordan gitti de biz havuzdan çıkabilmiştik. Havuzun üst tarafında bir üzüm vardı kesme ağacının başında. Goca bir ardıç vardı tarlanın üst kısmında . Dalı çoktu. Başında üç dört torba andız olurdu. Erdoğan dayım şimdi dibine otluk yapmış. Oluk’tan tarafa bakan yüzde takımda bir yoz ardıç var. Dibinde de gızılcık kirezi var. Güzün yeter geç vakıtta. Kirezi iri ve sulu olur. Birgün kirezden toplarken Gavaz da gıskançlık yapıp toplamayaa başladı. Dapılama devam ediyordu. Ersin’in evinin temelini gazmayla deşip el arabasına goyup tarlaya döküyorduk. Döke döke toprağı akaba yere yol olsun diye yığdık. Evin altı say çıktı. Neşet ben Hasan çalışırdık ev yeri gazma işinde. Ersin de davarı açar Goca Güney’den aşıp Dırıl yangın gülesinin beri tarafından Goca Çınar’a iner. Ordan da Papa’nın punarının yanından eve Fındık’a gelirdi. Hasan evin ustası biz de amelesiydik. Daş duvarı örüldü. Galıp çatılıp tapla yapıldı. Arka darafı da dolgu olacaktı. Arka da goca bir çukur oluştu. Buranın daşla doldurulup üstüne beton atılacaktı. Güney’in yüzünden daşları yuvarlayıp yuvarlayıp çukuru doldurmaya çalışıyorum. Eğice yoruldum. Ayağımda got pontul iyice gatıkladı. Gara lastik ayakkabı ayağımda, yüzüm sakallı, saçlarım biraz uzayıp hörselenmiş. Sırtımdaki tişört terleyip terleyip guruya guruya eyice gatıkladı. Elimde inşaat eldiveni de yok. Daş elimin derisini yulttı. Anam ebemgile, dezzemin yanına çok gedip gelir. Kısa günde kırk defa gedip gelir. Erdoğan dayım da Almalık’a yolun altına çağalı söküp ev temeli attı. Ersin’in evinin daş duvarında kullanmak için Cambaz’a daşa gedilir. Hacı Durdu tarladan daş aldırmaz. Neşet’e bir de öğretmenmişin heç mi utanmıyonuz burdan daş almaya deyince Neşet fitil olmuş da canının sıkısından burnu ganamıştı. Oluğun Yanı suyun basmadığı yeri Nurettin ile Hasan yarı yarıya alacaklardı. Su ağalın dışında galacak. Herkesin malı su içecekti. Suyun bastığı yer de Erdoğan dayım ve Azmi dayım alacaktı. Azmi dayım hıstasını dezzeme sattı. Dezzem Nurettin’in yerine ev yaptırdı. Hasan’ın yeri boş galdı. Ona da Erdoğan dayım sahip çıkmaktadır. Anamla dezzem laf ederken Gavaz Orhan araya girer. Vardı getti derken anamla Gavaz tartışır. Gavaz anama söğer. Bir değnek çekip üstüne yörür. Vurmaya çalışır, anam gaçar canını gurtarır. Anam eve geldi nefes nefese. Gavaz Orhan beni öldürüyordu. Gaçıp canımı zor gurtardım. Size burdan su içirmeyeceğim. Ben suyu satın aldım. Buraya para saydım. Anam bura benim gayınbabamın yeriydi. Mezerde yatamiyesice Köse Masıt elimizden aldı. Biz buranın yuvantısı mıyık? Anamın bu halini görünce dayanamayıp beynime gan sıçradı. Ersin’in evinin temelini doldururken ağzımı açtım son ses bağarabildiğim gadarıyla ulan Gavaz Orhan senin ananı avradını deyip ağzımın dolusu söğdüm. Gavaz çıngının çıkacağı yeri bilirdi. Esip gürleyen Gavaz evde duramaz olup tüfeğe sarılıp aşşağı inmenin hesabını yaparmış. Korkudan balkona çıkıp çıkıp değneyip geri pısarmış. Bu gadar da olmaz ki. Kimsenin namısı ayaklar altında değildi. Yapana yapmak gerekti. Gavaz gorkusundan garşılık veremedi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.