- 272 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
HAYATIN GERÇEKLERİ
HAYATIN GERÇEKLERİ
Bunu daha önce düşündünüz mü?
100 yıl sonra, mesela 2123 yılında hepimiz akrabalarımız, arkadaşlarımız kısaca herkes yaşamıyor olacak.
Şanslıysak, imliğimiz, kişiliğiniz, sadece bir mermere yazılı adımızdan ibaret olacaktır!
Kendimize gelecek inşa etmek için çok mücadele ettiğimiz evlerimizde yabancılar yaşayacak ve bugün sahip olduğumuz her şeyin sahibi bir başkası olacak.
Sahip olduğumuz her şey bilinmeyen ve henüz doğmamış birilerinin olacak!
Bizim bir servet harcadığımız herşey en iyi ihtimalle bilinmeyen bir koleksiyoncunun elinde, muhtemelen hurda olarak kabul görecek.
Araba, ev ve maddi değeri olan herşey dahil.
Torunlarımız, bizim kim olduğumuz hakkında çok az bilgi sahibi olacak veya hiç bilgisi olmayacak ve bir müddet sonra isimlerimiz dahil, bizi hatırlamayacaklar.
Dedelerimizin babasını kaçımız tanıyoruz ki?
Bizim torunlarimiz da bizleri tanışın ve hatirlasın!
Yani, bizler öldükten sonra birkaç yıl daha hatırlanacağız.
Sonra birinin kitaplığında sadece bir portre olacağız ve birkaç yıl sonra hikayemiz, fotoğraflarımız ve yaptıklarımız tarihin tozlu sayfalarında unutulacak.
Anı bile olmayacağız.
Bir gün durup bu soruları analiz etmeye kalkışsak, belki bir şeyler başarma hayalinin ne kadar cahilce ve zayıf bir ihtimal olduğunu anlarız.
Biraz düşünebilseydik hayata karsı yaklaşımlarımız, düşüncelerimiz belki değişirdi ve bizler farklı insanlar olurduk.
Şu anki düşünce yapısına sahip olsaydım, giderek daha fazlasına sahip olmak yerine, bu hayatta gerçekten değerli olan şeylere zaman ayırırdım.
Buna şimdilerde zaman bulamamak insanım içini acıtıyor!
Neyi mi değiştirirdim?
Mesela, hiç çıkmadığım bir geziye çıkardım.
Sevdiklerinden esirgediğim şefkati comertçe gösterirdim.
Hissettirmediğim sevginin fazlasıni verirdim.
Çocuklarım ve sevdiklerime sık sık sarılmaktan mahrum bırakmakmamızdım.
Kendimi eğlendirmek için, bolca vakit ayırırdım. Sanatsal etkinlikleri düzenli takip ederdim.
Yaşamın tadını çıkarmak için hayata her şeyi, ama herseyi değiştirirdim.
Çünkü bunlar kesinlikle hatırlanacak en güzel anlar olurdu.
Çünkü insan yaşamında iz birakan şeyler, hep güzel anılardır!
Belki bu güzel anılar, farkındalık yaratma adına, bir sonraki nesil ya da nesillere aktarilmış olurdu.
Ne yazık ki, yasamı güzellestirme, sevgiyi ve şefkati paylaşarak çoğalma yerine, her gün açgözlülük ve hoşgörüsüzlükle hayatı harcayarak tükettik!
Şimdi, zaman kaybetmeden herhangi bir mezarlığı ziyaret edin.
Göreceğiniz tek şey, orada yatanların da, bir vakitler sizler gibi, daha çok kazanma gailesiyle yaşayamadıkları olacaktır!
Efkan ÖTGÜN