Kuru bir yaprak biliyor muydu yaş olduğu zamanları?
Yaş yaprak biliyor muydu ecdadın zamanında bir filiz olduğunu?
O filiz, bir tohum olduğunu biliyor muydu peki?

Onu eken bir avuç muydu, yoksa başka bir ağacın düşen tohumu mu?

Eğer bir avuç ise, o avuç biliyor muydu sahibini?
Evet.
Sahibi biliyor muydu yaratanını?
...?

Hem avuç hem de ağaçtan düşen bir tohum için, tartışmaya devam edelim mi?


O avucun sahibi, anneli ve babalı.
Tohumun da yapanı bir ağaç meyvesi.

Anne ve babanın yapanı, yine insan.
Tohumun yapanı, rüzgar veya meyve.


Kuru yaprağa basan ayak, yine insan.
Yaprağı rüzgarla sürükleyen de yine rüzgar.
Bir varlığı hem olduran hem de yok eden var olabiliyor mu?

Peki bahsetmeye çalıştığım yücelik?
Hem oldurtan hem de yok eden mi?
İnsan olduran, oldurtan ise o.
Yok eden, ettirgenlik eki gerektirmeden yine o.
Yok ettiren diye bir şey var mı ki?

Bir yaprak, yeşil olduğu zamanı, kahverengi olan bir gövdeden fışkırdığını, o gövdenin bir kökü olduğunu inkar edebilir mi?
...?

Ama yaprağın bu hallerini, biz insanlar inkar edebilir miyiz?
Hayır.

Peki ya bizim avucumuz? O detaylara girmeli miyiz?