- 409 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
BU KAFA 1
Yazılar BU KAFA
BU KAFA 1
Bu kafa nereden çıktı. Kendi örf ve adetlerine yabancı, kendi dini inanç ve mukaddeslerinden habersiz bir kafa bu. Bir İslam ülkesinde yaşıyor, Müslüman olduğunu söylüyor ama İslamın örtü emrini yok sayıyor. Örtünmediği gibi örtüden utanç duyuyor.
Aslında inanmıyor o belki de. Yahut ta neye inandığını bilmiyor.
Köylü, hademe ve işçilerde normal gördüğü örtüyü memurda amir de poliste askerde ve adliyede normal kabul edemiyor.
Mini eteği kişinin tercihi olarak görüyor, görebiliyor, öyle kabul ediyor, başörtüyü kişisel tercih olarak görmüyor, göremiyor, aklı ve havsalası almıyor.
Burada ve bu kişide akıl yok aslında, dumura uğramış zeka var. Kendisini çok akıllı başkalarını aptal sanan ve kabul eden kafa bu.
Sorsan ilerici, kendine göre aydın ve ileri fikirli biri bu. Demokrasiyi içine sindirememiş, az gelişmiş zeka işte budur. Bu zeka olayları, kişileri ve düşünceleri doğru dürüst algılayamıyor.
Eşyayı kavramaktan uzak. Ne kendini biliyor, ne bilmediğini. Bu kafa karşısında aptallaşmaktan kendimi alamıyorum. Her şeyi tepetaklak eden bir mantık. Buna mantık da denemez. Bu kavrayıştan uzak örümcekleşmiş bir beyindir. Bu beyini iyi teşhis etmek lazım. Bu beynini kiralık olarak kullandırmış yüzyıllık bu kiralamaların satılığa döndüğünü unutmuş, şimdi bağımsız düşündüğünü sanarak birilerinin bir zihniyetin hoparlörü olduğunu unutmuştur. Bu beyin normal değildir dumura uğramıştır, dumura uğratılmıştır. Bütün yetenekleri yok edilmiştir. Birçok yetenekleri kör edilmiştir. Karanlıktır. İslenmiş zift kaplamıştır. Ölüdür. Her tarafı kuşatılmıştır. Bütün kanalları tıkanmıştır.
Bu kişilik ne kendini, ne ülkesini tanımaktadır. Bu kişi aslında kimlik ve kişilik kaybına uğramıştır. Kişilik ve kimliğini kaybetmiş ama yeni bir kişilik ve kimliğe de kavuşamamıştır. "Ne batılı olabilmiş, ne doğulu kalabilmiştir." Cemil Meriç’in deyimiyle Müstagrip’tir tam anlamıyla. Ne tam imanlı bir mümin olabilmiş, ne neye inanacağını bilebilmiştir. Sorsan inanç sahibidir ama inançlarının gereğini nerde yapmak, bilmemektedir, bilememektedir bile.
Müslüman olduğunu söyler ama ömründe bir kez bile başını secdeye koymamıştır, koymaz. Ölünceye dek caminin yolunu bilmemiş öğrenmemiştir. Öğrenme ihtiyacını hissetmemiştir bile. Hayata veda edince cenazesi oraya gelecektir adet olarak.
Çocuklarına Müslüman ismi koymaz, uyduruk adlar verir. Kendisinin İslam’ı çağrıştıran adından utanmaktadır. Onun anlamını bile merak etmez. Batıda bir Hristiyan ailede doğmayı çok isterdi ama bunun mümkün olmadığını bilir.
Kendinden, çevresinden ve tarihinden utanmaktadır. Kendi örf ve adetlerinden, düşünce ve inanışlarından utanç içindedir. Hep başka biri olmak ister. Batılılar gibi olmak, onlar gibi yaşamak, onlar gibi inanmak ve onlar gibi ölmek. İşte yüzyıllardır benliğinden koparılan doğulunun acı sonu budur.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 27.11.2013
YORUMLAR
Böyle bir yazıya gerek duyduğunuza göre: çevrenizde sizi rahatsız eden şeylere değil kendinize odaklanmanız daha doğru olur sanırım. Başörtüsü ve mini etek gibi giyim tarzları kişilerin kendi arzuları ile kurguladıkları bir yaşam biçimidir bence. Burada bireyler bu giyinişlerinde ölçüyü kaçırsalar bile bu konuda karşı taraf izin verdiği ölçüde konuşmak bile tepki doğurabilir. Bu konuda yapılacak şey peygamber metodudur. "Kimsenin sakalına, bıyığına, giyiniş tarzına müdahale etmeyin, siz etrafınıza örnek olmaya çalışın" tarzındaki yaklaşımlar daha akılcıdır. Her birey kendi şeriatını kendi evinde yaşarsa bu daha değerlidir. Bir de yazınızda herkesin sizin inandığınız gibi yaşaması gerektiği gibi bir yaklaşım görüyorum. Böyle düşünmek sizi çevreden uzaklaştırır ve renginizi çevrenize vermekten sizi uzaklaştırır. Örneğin herkesin çocuklarına Müslüman ismi vermesi gerektiğini söylüyorsunuz ama bu sizin bireysel görüşünüzdür. Bunu ben sakıncalı bulurum ama saygı duyarım. Müslüman ismi dedikleriniz İslam gelmeden önce de vardı. Bu sebeple bir milletin çocukları kendi öz isimleriyle Tanrının huzuruna gittiklerinde bunun hesabını onlar verecektir.
Unutmayalım ki kurtulmak istemeyenleri zorla kurtarmaya çalışmak hiç de akılcı olmaz. Ben çevre baskısıyla giyinişini ve yaşam tarzını değiştirmiş kişilerle değil kendi öz benliğiyle yaşamaya çalışan ve yaratıcısına şevkle istekle ve sevgiyle koşan insanları daha çok yeğlerim. Sağlıcakla kalın.