- 383 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
Şeytan Ocağına Çomak Sokmalı
Dikkat edilmelidir ki şeytan aleyhilane her an;
.
|Aklında ..
|Kanında ...
|Gözünde ...
|Kulağında ...
|Koynunda/ ...
|Karnında/ ...
|Belinde/ ...
|Elinde/ -... . ...-
...
hemen her yerde, vesveseleriyle.
Her yerde her an gönülden bir "Hû" ile yanar o aleyhillane herhangi bir dilde tevhid ile.
Vel hasılı zikr ile Allah’ın nurunu solumadığın müddetçe gezecektir o her an hücrelerinde. Ruhsat ile!
Çok bilinen bir misal ile konuyu açalım biraz;
Bir şeytan hikâyesi
Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineği sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış.
Şeytan, kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş. Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış. Buzağı yerinde debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda yular hepten çözülmüş. Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasına çarpmış ve bütün sütler yere dökülmüş.
Sağdığı süt ziyan olunca siniri tepesine çıkan genç kadın, eline geçirdiği odunu buzağının kafasına vurmasıyla yavru kanlar içinde yere yığılmış. Yavrusuna saldırılmasına kayıtsız kalmayan anne inek bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.
Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp, elindeki tüfekle ateş ederek ineği öldürmüş.
Silah sesini duyan gelinin kocası koşup gelmiş. Karısını yerde cansız yatar, babasını da elinde tüfekle görünce, belinden silahını çekip, tek atışta babasını öldürmüş.
Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam bu kadar acıya dayanamayacağını düşünüp, bir kurşun da kendi kafasına sıkarak canına kıymış.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan, ’’Şimdi bu felaketi de bana yüklerler. Buzağının ipini gevşetmekten başka şimdi ben ne yaptım ki ’’ demiş.
Misalden anlaşıldığı üzere şeytan aleyhilane çok az bir çabayla çok büyük bir iş yapmıştır. Bir aileyi ve geçim kaynaklarını mahvetmiştir. Şeytan ya işi budur onun. Peki zayi olan nedir?
Zayi olan insandır ki zübde-i alem iken artık sadece topraktır.
Zayi olan sevgidir ki her gözü dönen sorgusuz infaz yapmıştır.
Zayi olan akıbettir ki suçsuzlar cinayete kurban gitmiştir.
Zayi olan ahirettir ki yeterince dünya tarlası sürülememiştir.
...
Peki neden? Bakınız misaldeki eylemlere...
Kadın, mesela yorulmuştur ve emeği buzağı tarafından zayi olunca belki bir ders vermek için buzağıya vurmuştur. Ama nereden bilsin ders vereyim derken onu öldürmüştür. !!
Yaşlı kayınpeder, mesela oradan geçerken olayı (sadece bir açıdan) görmüş hiddetle tüfeğine sarılmış ve anlamadan düşünmeden idrak etmeden ineği vurmuştur. Yaşlılıkta beklenebilir bir durum olsa da suç işlemiştir. Ders vereyim dememiş, bizzat ders vermiştir. Ama nafile.. Eline ne geçecek ki? İnek dersten ne anlar ki? İdraki zayıflamış yaşlı kayınpeder ile inek misalinin verilmesi ne kadar manidar değil mi?
Gelinin kocası, mesela panikle koşar gelir ve o da anlamadan dinlemeden gençliğin verdiği cahilce delikanlılıkla babasını vurarak cinayet işler. Suç işlemiştir. Sonra pişman olur elbet ama iş işten geçmiştir. Ve bu sefer intihar eder. Bu daha büyük bir suçtur. Artık ahiretini de yakmıştır o genç.
Şeytan aleyhilane, mesela bütün bu olayları sadece izler ve üzerine zerre alınmaz.. Ben ne yaptım ki der. Buzağının yularını gevşetmekle bütün bunların ne alakası olabilir ki der alaycı bir edayla. Düşünün böyle insanlar da yok mudur esasında? Hani ruhları ipotekli nefisleri yılan olmuş kimseler mesela. Yüze gülen arkadan iş çeviren. Nice yularlar gevşeten insanlar. Aramızdalar... Zehirlerini akıtacak dimağlar arıyorlar.
Düşünelim mi biraz?
Bu olayda bir buzağı kazara katledildi. (Hırsına yenik düştü. İtidal ile davranmadı. Hatalıydı)
Bu olayda bir kadın evlat acısıyla öldürüldü. (Hayvan koruma içgüdüsü ile davrandı. Masumdu)
Bu olayda bir inek kasten öldürüldü. (Aklının vehmine kapıldı kasten öldürdü. Suçluydu)
Bu olayda bir ihtiyar zanla öldürüldü. (Öfkeyle kalkan zararla oturur. Öfke aklı götürdü oğul babasını vurdu. Suçluydu)
Bu olayda bir koca pişmanlıkla intihar etti. (Ahireti ziyan oldu. Kaldıramadı işlediği cürümü. Suçluydu)
Siz de ders vereyim diye vurur musunuz dostlarınıza peki?
Bazen bir odun ile
Bazen bir taş ile
Bazen bir aş ile
Bazen bir laf ile
Bazen bir gaf ile
Bazen bir bakış ile
Bazen bir nakış ile
Bazen bir satış ile
Bazen bir iftira ile
Bazen bir dedikodu ile
Bazen bir küskünlük ile
Bazen bir kıskançlık ile
Bazen bir hasetlik ile
Bazen bir düşmanlık ile
Bazen bir dost görünümlü düşman eli, yalan sözü, fitnesi ile
...
Sahi dosta düşman olunur muydu? Dosta vurulur muydu? Yahut bir seveni kıskanıp çiçeği soldurulur muydu? Taksimatı yapan Rabbe itiraz değil miydi hasetlik? Değil mi Allah her kulunun rızkına kefil? Değil mi o mutluluklar da birer rızık ile gelir ve rızık Allah’ın taksimatındandır? Öyleyse ne diye dostunun kuyusunu kazar insan olacak aday? Evet, insan olmak makam; insan olmak bir yolculuktur. Visal ise insanı kamil olmaktır. Peki şimdi nesin? Şuan nesin? Sen kimsin?
Buzağı mı? İnek mi? Gelin mi? Kayınpeder mi? Koca mı? Yoksa şeytan aleyhilane mi?
Bak şu aleme! Herşey birbiriyle eş, ahenk içinde. Ta ki değer bir insan eli. Bozulur doğanın en güzel dengesi. Kah bir kem nazar ile kah bir kıskançlık yada fesadlık, hased ile... Şimdi sorarım size.. Şeytanlık bu işin neresinde? Korkarım göremezsiniz diye. Şeytan her an geziyor insanın istikamet yolu üzerinde. Çelme takmanın türlü yollarını öğretiyor kendi nesillerine. Beceriyorda. Siz duygularınıza yön verdiğinizi mi düşünüyorsunuz? Yanılıyor olabilirsiniz. Siz hiç namazda huşu bulup secdede gözyaşlarınızla sırılsıklam oldunuz mu? Siz hiç gece seherlerde Rabbinizin yakınlığını şah damarınızdan daha yakın hissettiniz mi? Onun gönlünüze değdiğini, siz "Ya Rabbi" dediğinizde Onun "Buyur kulummm" nidasını işittiniz mi Yakup a.s gibi? İşte dostlar ihlasla bu minvalde yaşansa ömür, yaklaşamaz şeytan aleyhilane Ona. Ama ihlas da olmayınca bakınız neler oluyor insana...
İnsan sever sevdiğini anar daima. Ama bazen ruhuna sinsi sinsi bir enerji sarar mesela. Önce gevşer, sonra unutmalar başlar, hatırda teklemeler. Ey dost! Bil ki şeytan aleyhilane çoktan başlamıştır ağlarını germeye. Aranızı bozmaya, açmaya, sırtınızdan bıçaklamaya. Zamanın eskittiği harabeler görmüşsünüzdür. İşte siz o harabeler gibi toz toprak ve metruk olana dek o size vesveselerini akıtacaktır. Ya bir nefsi şeytanlaşmış cin ile ya nefsi bir şeytanlaşmış insan ile yada yine kendi nesebinden bir şeytan ile.
Nasıl korunacağız dost? Nasıl savunacağız dostlukları? Nasıl savrulmadan kalacağız mukim, esen fırtınalarda?
İman ile
İhlas ile
Sevgi ile
Sabır ile
Teslimiyet ile
Çile çekmek ile
Ah etmeyerek
Sığınarak Rabbe
Kalbi ve aklı selim tutarak
Özü Hakk’a bağlayarak
Değil sitem ile
Değil kırgınlık ile
Değil uzaklaşmak ile
Safları sık tutarak
Kardeşlik ve beraberlik ile
Bir halkada gönüller potasında
Sevgi ve muhabbetle bir "Hû" ile
...
Kul yaşamakta hayatı. Şeytan değil. İrade kulda şeytanda değil. Vesvese dediği ney ki bir besmele ile silinir gönülde pası. İhlas olsun yeter ki. İşte o vakit şeytan aleyhilane bir imtihan vesilesi olarak kalır zihinlerde.
Oyuna gelmek istemiyorsak işi gücü oyun olan şeytandan korunacağız. Farkındalığımızı açarak. Her huzursuzluğun temelinde her ters giden işte onun izlerini arayacağız bir alim gibi. Çünkü İbliste alim idi. Onun fendini önce Allaha sığınarak sonra Allahın bahşettiği firaseti kullanarak bozacak ve hayatı mutlu ve beraberce yaşamayı öğreneceğiz. Birde şeytan nefisli bazı kulları iyi tanıyacağız. Nefeslerinden hemde... Onlar ki dilleriyle zehir saçar tatlı sözcüklerle. Ama bakarsın ki iman zaviyesinde ne ederi ne de bahası vardır. O halde üzülme, Allah bizimle beraberdir.
Selam ve hürmetlerimle
Şeytan ocağına çomak tıkamak dileklerimle
YORUMLAR
Okullarda ders olarak işlenecek özellikte bir makale.
Kutlarım değerli dost.
Yazdıklarınız aslında kocaman bir kitap okumak derecesinde.
Esenlikle kalın.
Saygı ve selamlar
Hatırınıza bir dörtlük bırakıyorum...
''Döner'' durur insanlar, gerçeği etrafında ararken.
Halbuki dönmeye ne gerek var, dürüstlük dururken...
Anlamı yoktur sağın, solun, altın, üstün, arka ve önün
Akıl ehli ne tarafa dönse, doğruluktur adı her yönün.
(Kederli)
Kasım Emre
Bu çok değerli ve çok anlamlı hediyeniz için çokça müteşekkirim üstadım.
Dörtlüğünüzde dürüstlükten uzak insanların etraflarında dönüp durdukları gerçekleri ararken yaşadıkları anlamsız koşturmacalar ve karmaşaya gönderme yaparken, aslında gerçeğin akıl ehli insanlar için doğruluğun olduğu her yönde aynı olduğunu anlatıyor.
İnanın bana bir dörtlükle ifade edilen temayı daha da az kelimeyle ifade edemedim. Bu ancak maharetli ince fikirli bir şairin sanatıyla mümkün olabilirdi. Tebrik ederim üstadım. Saygı ve selamlarımla
Sevdikleri incinince bir kimsenin içinde bir karşı eylem duygusu oluşur. İşte o esnada dahildir şeytan ona, karar alırken o her konuda. Dikkat edilmeli buna. Öfke zarardır. Duygular tesir altındadır. Sevdiklerinizi korumanın en birinci yolu anlamaktan geçer. Araya hiç bir vadıtacı koymadan anlamalıdır insan. Yoksa koruma duygusuyla da üzer insan, bir insanı. Muhabbet kor ise sinelerde, usul usul hareket etmeli. Şeytani tesirlere kapılmamalı ki kişi kendi iradesiyle iş işlemiş ola. Yoksa kişi her fiilinde, şeytanın kendi duygularını kışkırtması sonucunda kurban olma yolunda sürüklenecektir. O sebeple tevhidler ve euzu besmeleler çokça zikredilmelidir.
Bilhassa günümüzde toplumunda insanlar buhrandadır. Cahiliye devrinin belki on misli yaşanıyor. Kol geziyor hakikaten Ebu Cehiller. Hem Firavun'lar da yaşıyor. Sapkın kavimler sanki hiç helak olmamış gibi yine varlar bugün arzda. Ahlak kıymetsiz bir nesne gibi.. Bir kötü enerji sanki şu internetin yanlış adresleri. Sostal medya gibi mecralar ne ağular akıtıyor özellikle genç dimağlara. Artık zihinler işgal ediliyor toprağın kalmadı değeri daha. Bir kirlenmişlik sarıyor insanlığı. Her yerde her insanda tükenmişlik duyguları.. Tükenen insan, aynı yukarıda verilen misalde anlatıldığı gibi anlamadan bir eyleme girişiyor ve sonuç yine hüsran. Nihayet sahip olunan güzellikleri ve edebi intihar ettiriyor gönlünde, benliğinde. Oysa Allah kendinden ümit kesilmesini istemiyor. Kul vazgeçsede O kulundan yine de vaz geçmiyor. Şu halde bile onları adeta yeniden diriltmek istiyor, diriltiyor. Gönüllere can veriyor, can suyu gibi. Tutanlar yolu tutuyor. Tutmayanlar yollarda ziyan olup gidiyor.
Allah ziyan olanlardan eylemesin bizleri. Her daim diri ve edepli olan çağın bedene ve ruha yspışan kirlerini yuğmasını bilen ve güzelce yuğan kullarından eylesin bizleri. Hem O da yuğsun günah kirlerimizi ki kalan ömrümüz geçenden daha güzel olsun. Ya Rabbim yuğ yaşama ümidini yitirmiş o paslı sineleri. Parlat o ölmeyen gönül cevherini parlat ki dirilsin ölü bedeni giymiş diri ruhlar.
Kasim Emre tarafından 8.8.2023 11:42:43 zamanında düzenlenmiştir.
Kederli
Fars usulü yazmaktan sakınmaya çalışırım sürekli. Ancak; Fars dili de bambaşka bir esinti verir nazım türüne. Burada sizin çok iyi anlayacağınızı düşünerek izninizle Fars türü bir beyitle size cevap vereyim:
Neyleyim hünkar-ı cihanın saltanatını, mabetini.
Can-ı gönülden dostlar eylemedikçe muhabbetini.
Yazılarınıza ve muhabbetinize doyum olmuyor gerçekten.
Saygı ve selamlar
Kasım Emre
https://youtube.com/watch?v=t9D18bxmxdU
Sultan Mehmet adına uyarlaması yapılan şiir bu hususu inceden işler. Peygambere yazılmış olsada peygamber sevgisi de dostlara sevilip dostları sevmekten geçer.
Güzel yorumunuz ve çok değerli katkılarınız için teşekkürlerimi sunuyorum. Saygı ve selamlarımla
Tek kelime gerekli şeytandan korunmaya
Euzu billahi mineşşeytanirracim
Yazı faydalıydı
Şeytanlar hoşlanmayacak gerçi...