- 465 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
DİYET SAVAŞLARI
DİYET SAVAŞLARI
Bu savaş gizlidir ve oldukça etkilidir. Açıktan yapılan savaştan daha tahripkârdır. Soğuk savaşın bir parçasıdır. Batının sömürgeci zihniyeti milletleri gerek sıcak, gerek soğuk savaş yoluyla sürekli ezmeyi kendisine ilke edinmiştir.
Eski Roma’nın aksine Yeni Roma’nın savaşları daha karışık, daha karmaşık, çok yönlü ve çetrefildir. Salt sömürüye dayanan hegemonyasını sürdürmek için savaş yöntemlerini çeşitlendirmiştir. Bunlardan biri de diyetizmdir.
Bu diyetizm milletleri hasta etmiş, sağlık sektörü ilaç endüstrisi yönünden büyük rantlara yol açmıştır. Bu rant uluslararası tröstlerin kasasına aktarılmış, bu diyetizm yüzünden milyonlarca kişi sağlığını kaybetmiştir. Anokrasi nedeniyle hayatını kaybedenlerden başka onların tedavisini ranta çevirenleri düşünürsek işin vahametini kavrarız. Zayıflama ilaçları, onların yan tesirleri derken soyulan kitleler…
Doğal yaşamı tahrip eden yiyecek endüstrisi insan sağlığını ortadan kaldırırken, yaygınlaşan obezite sömürü düzeninin bir sonucudur. Hareketsiz yaşama itilen kitleler her türlü hastalığa açık hale getirilmiştir. Hastalanan kitleler sömürü düzeninin kölesi haline gelmiştir.
Özellikle tuz bütün hastalıkların sebebi olarak gösterilmiş, diyetle zayıflatılan kitleler halsiz, hareketsiz bir medyumlar yığını haline getirilmiştir. Tuzsuz beslenme iktidarsızlık ve cinsel isteksizliğe yol açmış, iktidarsız kitleler her türlü sömürü ve sapmaya açık hale getirilmiştir.
Meyve suyu ve kolalarla zehirlenen nesiller kuvvet içeceklerine mahkûm edilerek doğal hayattan koparılmıştır. Sanayinin meydana getirdiği hava, su ve çevre kirliliği kitleleri hastalıkların odağı haline getirmiş, sömürü düzeninin gönüllü köleleri yapmıştır.
Şimdi tüm dünya uluslararası şirketlerin aciz kölesi durumundadır. Paraya ve medyaya hâkim olan bu şirket sahibi aileler çağdaş dünyanın firavunlarıdır ve tüm dünyayı köleleştirmişlerdir.
Görünmeyen kölelik tüm dünyayı sarmış, geçmişin aksine çağdaş köleler kendilerini özgür sanmakta, özgürleşmek için hiçbir çaba göstermemektedir.
Artık tüm dünya onların ellerindedir, ehramlarına gönüllü köleler olarak taş taşımaktadırlar. Bu Firavunlar Yahudi asıllıdır.
Siyonizm’in önderleri bunlardır. Büyük İsrail devletini kurmak tüm dünya milletlerini Yahudi kızlarının ayaklarını yıkamak üzere hizmetlerine sokmak üzeredirler.
Onlara göre Yahudilerden başka tüm milletler üstün insan, seçilmiş millet, Allah’ın sevgilileri olan kendileri için yaratılmış zavallı yaratıklardır.
İşte tüm bu yapılanlar aynı amaca hizmet etmektedir. Kurdukları düzen tıkır tıkır işlemektedir. Nihai amaçlarına ulaşmak için az bir yol kalmıştır.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 28.8.2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.