- 387 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
RÜZGÂRIN SAVURDUĞU MEKTUPLAR (2)
- Velâddâlin, çok amin, kalmadı derdim.
Aklımdan ne geçti bir bilsen.Bir bilsen kesin vururdun beni. Önce bir güzel gül... Bittiyse gülmen, şimdi reklâmlar. Şey diyecektim, ne diyecektim ki, unuttum. Ah, sana bakınca birden anımsadım. Gözlerin var ya gözlerin, birer kurşun asker. Bir de tenin var, kar beyaz. Alâkasız mı oldu kafiye? Aman, olursa olsun, sen varsın ya, gerisi Barselona. Bu da alâkaya maydanoz oldu, yoğurt da bulursam, güzel olur.
Kar beyaz dedim de, çıkalım dışarıya, sabaha kadar kartopu oynayalım da, ortada kar yok, yağmur olsa olur mu? Üşüttüm yine. Neyse, boş ver yağmuru, karı. İyisi mi ocağa bir demlik çay koyalım, oturup bir güzel içelim. Seninle ben be! Başka misafir kabul etmeyiz.Seni buldum da, misafiri kaldı. Çok mu komik oldu? Olursa olsun be! kime ne?
Tamam, bu kadar yeter. Gülme be, gülme. Ya da hem gül, hem vur. Vur be ya, sen vur. Meselâ kalbimden vur. Vur dediysem, öldür demedim. Ah, benim için bin ömre değer. Binbir gece masalları halt etmiş yanında. Başka ellerin değil, düşünsene ya sadece senin imza attığın yer devlet övünç madalyam olacak. Sen tek vur da, istersen alnımın şakından vur. Merak etme, ebediyete intikal etmişken ruhum sana göz kulak olur.
Ah, bu da ateşten gömleği giymek gibi şimdiden ürperti verdi. Verirse versin, hayallerim dile geldi.Kapatayım gözlerimi, düşüneyim şimdi. Bayramlaşır gibi gül kokulu yanağından öpmek meselâ. Ah, neden başını hemencecik de çevirirsin ki? Saniyenin onda biri kadar bir zaman diliminde ateşin kağıtla buluşması gibi dudaklarımı cız bız etti. Seninkiler hâlâ soğuksa, kabahat benimdir.
Millet canının derdine düşmüş, ben sevdana. Ölmek mi zor, beklemek mi dersin? Bedenimle, ruhumla, özlemle, aşkla düşmüşüm yollarına. Unutma, sevgiye açılan kapıdan hiç bir kötülük giremez.
Sizin oralarda çiçekler açtı mı bilemem. Bizim buralarda Nisan sonu, bilemedin Mayıs ortalarında açmış olur. Hasret Bulvarı, Sevgi Caddesi, Aşk Sokağı’nda, seni görmeye geleceğim o büyük günde elimde rengarenk kır çiçekleri olacak. Beyaz ve sarı papatyalardan hazırladığım tacı da ellerimle saçlarına takacağım.
Sürpriz yapacaktım ama bilirsin sabırsız hallerim çoktur benim. İçimde hiç bir şeyi tutamam. Biraz önce kalbime de tembih ettim, dedim ki, "Sıkı sıkı tut onu, asla bırakma. Sakın ola ki heyecanlanıp, panik yapma ve sırrımızı da kimseye söyleme."
Ah, gözlerin var ya gözlerin. Ya şimdi nasıl söylenir, alfabede harf bitti, beni benden etti, kül etti ama en güzel tarafı da, canıma sihirli değnek gibi değdi. Oh çok şükür, dinime kitabıma yarabbi şükür, huzura erdim, şerefime namusuma gözlerim sendeyken, şimdi gök delindi, dudaklarıma birden serinlik geldi. Oh ne âlâ, çal çal oyna, velâddâlin, çok amin, kalmadı derdim.
Vecdi Murat SOYDAN
04 Eylül 2019, Isparta
YORUMLAR
Biteviye başı sonu olmayan mektuplar
Çoktan başlanmış hiç bitememiş mektuplar
Rüzgarın şiddetinde yoğrulmuş
Dilerim adrese teslim olur
Aslında biraderim senin şiirlerinde yazılarında ben ilk kez hüzünlendim
Sanırım okuduğum bu an şu dakika zamansız. Ve yağmurun sesi var alabildiğince.
Güzeldi yazın ve tebrik ettim yürekten
Esenlikle kal.
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Bu şarkıyı dinler misin rica etsem birader? Yağmur Ağlıyor- Neşe Karaböcek...
Kal sağlıcakla...
Not: Biliyosun bunlar iki kardeş, diğeri Gülden. Yanlışlıkla karıştırmışım adlarını. Düzeltme yaptım. Biri birinin kocasına göz dikmişti, hep karıştırırım baldızı. :)