- 269 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yol odur ki islam koksun, yol odur ki hak olsun
Yol odur ki islam koksun,
yol odur ki hak olsun
Yol sevdiklerine kavuşturan bir menzildir. “Her yol adımla mı yürünür?” derseniz, “Yürüyeceğin yolda gizlidir” derim. Bu yolda baktıklarına iz bırakır bakışlar. Adımların şahit olur sayısızca mesafeye. Bazen yere basmaz akılla yürünür, AKILLA YÜRÜNÜRKEN MERHAMET OLUR SABIR OLUR BAZEN VİCDAN OLUR. Bazen parmak izi kalır. Akılla, vicdanla, merhametle yürünen yollarda belki ayak izi yoktur fakat parmak izleri daha çok etki bırakır üzerinde.
Yokluğa düştükçe varlığa yaklaşan, varlık bulan canlı cansız her varlık bu yolda birer yol bitişe yüklenir. İnsan bu yol ile yokluğa hareket eder. Biteceğini bile bile istese de istemese de üstüne üstüne yürür. Bir han mesabesidir yol. Hana varır ve hancıdan nimetlenir. Bir soluk, iki adımlık yer tutabilmek için dünya mekânına ulaşan insan,
Evvelâ kendini var etmek yolunda atar ilk adımlarını. Güçsüz, dengesiz ve zayıf basışlarla. Her adım bir öncekinin yetersizliğini ve de tecrübesizliğini onararak diğerine alan açmak içindir aslında. Kuvvet buldukça, emin oldukça adımlar sağlamlaşır, yürüyecek alanlar belirler kendine. Adımlarımızla alırız yolu, ya da duygularımızla yürürüz sona doğru. Her iki hareketinde bir maksadı ve bir menzili vardır. Her hareket ve duygunun hayata karşı takındığımız tavır ve düşünceler yolumuzu belirlerler, neye bakacağımızı, neye basacağımızı, neye dokunup neye iz bırakacağımızı belirler. Her duygunun, her varlığın bir varoluş gayesi vardır. Bir maksada binaen yaratılmıştır. İşte böylece belirleriz hangi yola ayak izimizi basıp hangi karara parmak izimizi vuracağımızı. bu hayat yolunda yolcu iken bazen meraklı, bazen lakayt, Bazen inkâr ederek bazen emri ilahi karşısında boyun bükerek, gözlerin kepenklerini çekerek, bazen de merak ederek duyguların merkezine otururuz.
Onca sistemli şekilde oluşturulan bu hayatı bazen boş ver diyerek, ya da aman sende aldırmazlığıyla öteleyerek ağır aksak yolu yürüyerek yolculuğumuzu tamamlarız. Yolcu ne arar, yolda aradığı nedir, ya da kendisinde bulmaya çalıştığı nedir? İkisinin farkı nedir bilmiyoruz, ama bana göre yolda aradığı ile kendisinde bulmaya çalıştığı aynıdır. insanın varlığı, bu varlıkta kendini okuma ve anlama niteliğini koyar ortaya.
İnsan yol yürür yürürken de düşünce deryasına dalar. Yürüdüğünün bile farkına varamaz. Yol yürümek yürürken de kendini aramak sadece insana has bir özellik mi? On sekiz bin aleminde bir yolu ve yürümesi var mı? Baki olan Allah olduğuna göre her yaratılanında bir zevalî vardır. Öyleyse her yaratılmışın bir yolu ve yürüyüşü vardır. Hepsi de bir maksadın hâsıl olması için hayat bulacak olayların gerçekleşmesi hükmüyle o yolu yürür.
Yeryüzünü sabitleyen, dağları ona birer kazık yapan Allah; Nur dağının gelecekte vahyin Resul’ü Zişan’a söyleneceği gün için küfür ile karşı karşıya kalmış beldeden dirilişin doğacağı güne doğru yürüdü. Şahit oldu ve mutlu oldu neye şahit oldu kurtuluşun müjdesinin verilmesine ve ilahi nurun yer yüzüne yayılıp kuşatacağı günü ve yolu yürüdü.
Turu Sina Musa’nın kendisine misafir olup cemalin nuru ile su gibi akacağı güne yürüdü. Senin seçtiğindir yol kendin için seçtiklerin iyi veya kötü sonuca götürür bu depdebeli sistemin akışında. ‘’Ene’’ lerin, ‘’ben’’ lerin devleşir de hırsların ve kinin seni esir alırda, ruhunu ve aklını devre dışı bırakır da yürütürse bu yol hüsrandır. Sende istesen de istemesen de hüsrana yürürsün. Bu hüsrana kaybedişe kaçınılmaz yenilgiye doğru götürür yol bu seni. Yürüdüğün yol sana ibret vesikası olur hangi yoldan yürüdün hangi mücazat ya da mükafatla karşılaştığının hesabı olacaktır. Fravun şiddetle inkâr taşlarıyla döşenen tüm zamanlara sirayet edecek, zalim mührünün geçerli olduğu zalim mührü ile mühürlediği yol reddedişin azgın coşkusu hiçliğe giden yolda ibret senedi olacak ve bir gün o senet tahsil edilecek.
Kainattaki tüm varlıklar sistemli bir hareket tarzı ile devam eder yola. Tomurcuk gül açmak için yol yürür, bulutlar yağmur özler ve yağmak için yol yürür, Tohum toprağı özler, toprağa düşer suyundan içip filizlenip meyve vermek için yol yürür, Bahar güzü kovalar yaz kışa hasrettir kışa yetişmek için yol yürür. Hiç birisi bu yolda gafil değildir. Gül solacağını bile bile sona doğru yürür, yaz hazan olacağını kuruyup yok olacağını bile bile hazana doğru yürür.
Ahlâksızlar ve onursuzlar onur yürüyüşü yapıyor, yolu kirletiyor. Yalancılar dürüstlük narası atıyor, yürüyüşü aksatıyor. Hırsızlar helâl kazançtan bahsediyorlar, helala yürüyen yolu kapatıyor. Gece gündüz için acele edip karanlığa bürünüp raz aleminde yürüyor. Gündüz güneşini ısısını harcayıp geceye doğru koşuyor. O bir gecelik ömür yolu için lütfedilen renkler ve nakışlarla şükrünün edasını yapar gibi her çiçeğe bir rikkat ziyareti, kâinata Rabbin sanatının izini seyrettirir.
Zarif ve ürkek kanat çırpışlarıyla yürüyor. Kâinatta insanın dışında her varlık ilahi emre itaat ederek yolunu bulur ve istikametine doğru yürür. Yolcu yolunu da bulur, yol yolcusunu da bulur. Sadece insan içindir ‘’akletmezmisiniz’’ hitabı. Sadece insan içindir halamı yalanlarsınız hitabı. Rüzgâr nasıl aldığı emir, ömür ve rotaya göre esiyorsa, su aldığı emrin sarhoşluğunda çağlayarak yoluna düşmüş akıyorsa, insanında fikrederek azığını alması gerekir. yol, yolcusunu bulana kadar, insan da yoluna karar kılana kadar önce kendisinin talimini yapar. Yolda yürüyen razı olmak istikametinde yürür. Kadın anne olmak için acıya, pervane aşkına canını vermek için hara razı olur. Yol, vuslatı saklar göz bebeklerinde.
Bazı zamanlardan geçip öyle yoğun olayların içinde yürünür, hediyesi istikamet üzere yürüyene kemâle ermişlik olur. Duçar olunan sıkıntı yüreği kâh döve döve, kâh büke büke akıp giden zamanda, zamanın durağanlığını yaşatır.
Bir inşirahın ferahlığına açılacak kapılarla karşılar sabır ve teslimiyet adımlarında. İşte bu yol, hâl içinden hâller ikram edip yeni doğuşlar bahşeder daralan her soluğa!
Mekân yolcularını taşırken sükûn devrimlerin kaydını tutuyor. Zulmün sinesini ezen ayak izleri, usul usul hakikat dağının zirvesine tırmandırıyor. Mutmain olmuş gönüller katre katre başka kalplerde yer buluyor. İmanı kuşanan her bedenin adımladığı o ıssız sahra ziyasını menziline tutmuş, emin olma ve emaneti muhafaza etme yüküyle kapanmayacak o yolu açıyor.
Yol takdir edilen bir düzen varışı ise insanın tercihidir. Bütün yürüyenlerin yolu hakka doğrudur sadece insanın aklı ile hak batıl yolunu bulması ve doğru olanı seçmesi gerekiyor. Rabbin yaratma maksadı yolun hak olan tarafından, haktan hakikate ulaşıp ve o hakikatte Rabbini bilerek “yol”un mahiyetini kavrayarak yaşamaktır aslında. Yol odur ki islam koksun, yol odur ki hak olsun. Yol yürünsün resulü Zişan’a ilahi rahmana. Rehberimiz ve önderimiz Muhammet Mustafa olsun. Sıratı müstakim üzere olsun ve yolcu oyana doğru yürüsün. Alemin yolcularına düşen adalet ve hakka doğru yürümek düşer.
==============================AR=============================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.