- 200 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yaşlı adam ve Balık
Hayat dersi veren
Bir Film .
**.Yaşlı adam ve Deniz .**
. ( Goldmen End Sea )
Geçen gün bir film izledim, bana günüzümde yaşanaları anımsattı. Doymayan Hırslar...
İnatla yanlışa devam eden ve sonunda kendine kötülük edenler.
Eski bir film aslında bu.
*
Küçük bir balıkçı kasabasında geçiyor konu. Yaşlı adam gençliğinde blieği çok güçlü biriymiş, kimse onun bileğini bükemezmiş, bu izhuvenle yaşamış.
O zamanlar barlarda bilek güreşleri yapılırmış .
Hep kazanırmış bu yaşlı adam. Ama yaşlanmış.Gücü azalmış. Son yıllarda sadece karnını doyurabilmek için,geceleri balık tutup sabahları satıyormuş . Daha da Yaşlannca bu balık işini de tek başına başaramaz olmuş, Gücü daha da azaldığı için balık satışı için ,yanına bir çocuk alıyor . Karamsar oluyor . ,Fazla ömrü kalmadığını düşünüyor. Bu
Çocuğa balık tutmayı öğretmeye başlıyor .
Benden sonra teknem senin sen devam edersin, diyor.
Evim de senin olsun. Ev diye kullandığ da tahta bir baraka...
Bir akşam yine tek başına balığa çıkıyor. Üç dört olta atıyor. Balık bekliyor. Bu deniz bereketli. Hemen bir Palamut geliyor oltaya . Bir daha bir daha. Sabah satacagı kadar balık tutuyor ,tam bu kadar yeter
derken,
. olta yine sallanıyor , ama çekmek ne mümkün.
Çok ağır birşey bu. Anlaşılan çok büyük bu balık diyor ama olsun ben onu da çekebilirim. Ben güçlüyüm, balık benden güçlü olamaz ...
Bütün gücünü kullanıyor, çekiyor ,olmuyor. ,balık çırpındıkça, kayan halat ellerini kanatıyor.. canı yansada , bu balığı mutlaka öldüreceğim diye, inatla bekliyor. Gece uyurken Halatı beline bağlıyor uyamninca çekmeye devam ediyor, yine olmuyor. Çok yoruluyor. Yine Uykusu geliyor. Vazgeçmiyor. İnatla balığı bırakmıyor.birGece daha buböyle geçiyor.
Balık uyuduğunda yaşlı adam da halatı beline bağlayıp, biraz uyuyor.
Gece soğuk, aç ve uykusuz,yorğun. Dalgalar üstünü ıslatıyor. Islak gömlek yorgun tenini daha da üşütüyor. Biraz olsun güç kazanmak için, elindeki balıklardan yiyor, o palamut balıgından yemekten başka çaresi yok. Çiğ balığı yemek iğrenç olsa da yıkılmamak için balıklara yem olmamak için yemek zorunda kalıyor.
Oysa ateşte pişirebilse nasıl lezzetli olurdu bu palamut diye de düşünmeden edemiyor.
Güneşle birlikte balık da uyanıyor, çırpınıyor ama ağzındaki kocaman zokadan kurtulamıyor. Ölmemek için çırpınıyor balık .Yaşlı adam da onu öldürmek için inatla savaşıyor .
.Halatı beline sarıp bütün gücü ile biraz daha çekince, balık bir anda suyun yüzüne fırlıyor, adeta uçan balık olüyor ,Kendini gösterip, bak bek kocaman bir köpek balığıyım, sense yaşlı bir ihtiyar, kes ipi bırak gideyim demek istiyor.
Ama ihtiyar balıkçı inatla devam ediyor savaşa. O gün de bitiyor, uzun bir gece daha.. balıkçı perişan. Bitkin, ama içindeki hırs ve inat. Kazanacağım, seni öldürüp sahile götüreceğim .. Gururla herkese göstereceğim , ben güçlüyüm diyeceğim..Bu hırsla elindeki uzun kalın sopaya bağladığı büyük kamayı balığın göğsüne saplamayı başarıyor...Denize kırmızı boya dökülmüş gibi yayılıyor balığın kanı.
Kocaman köpek balıği ölüyor.
İhtiyar Balıkçı gururla,
Başardım diye sevnirken,
Kan kokusunu duyan diğer köpek balıkları koşup geliyorlar. Ölü balığı yemeye başlıyorlar.Onu yemeyin onu sahilde herkese göstereceğim, bakın dize palamut vereyim dese de olumuyor
Onları durdurabilmek zor .
Onlara yem olmamak için çok çırpınıyor…kendi canını zor kurtarıyor. Balıklardan bir kaçını yaralıyor ama olmuyor o ölü balığı yemeğe devam ediyorlar. Çaresiz mücadeleden caz geçiyor. Ölü balığı büyük bir hevesle bitirene kadar,yemeye devam ediyorlar...ihtiyar Balıkçı, ölü balıkla konuşmaya başlıyor.
***
İkimiz de kaybettik. Sen hayatını ben de seni.
***
Bunca savaş bunca emek boşa gitti. Sonuç ,Bir tek balık tutamadan ve de hayatımda gördüğüm en büyük köpek balığını sahile götürüp gösteremeden, dönüyorum...
Oysa senden vaz geçebilsem birçok balık tutabilirdim diyerek pişmanlık ve hüsranla geri dönüş yoluna devam ediyor .ölmemek için kendini zorluyor.
Böyle Aç susuz yorgun hasta , tekneyi sahile güçlükle bırakıp kulübesine sürünerek gelip kendini güçlükle yatağa atıyor.
Bir zaman sonra , ona yardım eden çocuk, sahilde tekneyi görüp balıkçının geri döndüğünü anlıyor .kulubeye geliyor. Usta çok yorğun konuşacak dermanı yok. Elleri parçalanmış, yara ve kan içinde. .. çocuk, ustasını böyle görünce çok üzülüyor.
hemen su getiriyip içiriyor . Usta çok aç ama Evde yıyecek bir şey yok.
Satacak balık da yok.
Küçük çocuk bakkala gidiyor ve, ben gidip balık tutacağım, , sana getirir satar borcumu öderim diye bakkalı ikna ediyor ve yiyecek birşeyler ofalıyor, kulubeye dönüp yaşlı balıkçıya yediriyor. Ama balıkçının yüreği yenilgiye ve bu yorgunluğa dayanmıyor.
Sabah herkes sahile bakıyor. Hiç görmedikleri kadar büyük bir Balık iskeleti denizin dalgaları ile sahile vurmuş.
Bu nasıl buraya geldi. Bu kadar büyük bir balığı diğer balıklar nasıl yiyebildi…?? gibi yorumlar yaparak seyrediyorlar.
Burada bitiyor öykü. Yaşadıklarını kimseye anlatamiyor sadece ona şu içiren , sevgi ve merhametle sevgi folu gizketindekibyaslarla ona temek yediren yardımcısı çocuğa anlatabiliyor... öğünecek bir şey değil bu yaptığım ama bunu çok geç anladım diyor.
pişmanlık yaşadığım bir sonuç ...
Oysa köpek balığı olduğunu anlayınca ipi kesip özgür bıraksaydım onu. Şimdi bir kova balıkla geri dönüp onları satacak ve sağlıklı bir şekilde işe devam edecektik birlikte. Sana , balık tutmayı öğretecektim... diyor.
Pişmanlık duyuyor ,,ama çok geç.
***
Bazı konularda dozundaki hırslarımız bizi başarıya götürüyor. Mesela elimizde gerekli kitaplar var, onları çalışıp sınavı kazanmayı hedefleyebiliriz , bir olmadı ikinci de, devam edip kazanmalıyım diye daha çok çalışıp kazanmak güzel. Sporda başarı kazanmak için çalışmak . Bu ve benzeri, faydalı hırslar, bir hedefe ulaşmak için gayret etmek, anlamında güzel ama bazen, hata olduğunu görüp görüp, inatla devam etmek fayda değil zarar doğurur. Mesela umutsuz aşklar. Olmayacağını , yürümeyeceğini görer göre, birçok olumsuz şeyler yaşayıp inatla devam etmek sonunda hüsranla bitiyor. Kumar da böyle bir hırs . Kaybettikçe devam edip bütün varığını kumara verip intihar edenleri duyduk.. Hani Olmayacak duaya Amin deme derler ya. . Elinden geleni yaptın, olmadı, denedin olmadı, gördün ve anladın ki olmayacak. İnatla devam etmek ,vazgeçilemez bir Hırsa dönüşür ve size zarar verir. Durulması gereken yeri görüp doğru kararlar vererek, Zararın neresinden dönülse kardır diyerek Akılcı kararlar verip, gerektiğinde hırsımızı yenip geri dönebilmeli, bitirebilmeli vaz geçebileliyiz…
Son örnek, Deve ve Deve dikeninin hazin hikayesi olsun.
* Çölde çok can yakıcı br diken varmış, ama çok da lezzetliymiş. Develer bu dileni çok severmiş. Görünce dayanamaz yermiş.
Canı çok yanarmış, ağzı parçalanır kan içinde kalırmış. Ama o lezzet öyle vazgeçilmez ki. Acısına aldırmadan yemeye devam eder ve kan baybından acı çekerek ölürmüş deve.
İnsan olarak Develerden daha akıllıyız şüphesiz. Umarım, Hırslarımızı kontrol edebiliriz.
SEVİL AĞTAŞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.