- 191 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İbrahim Şaşma ve Nar-ı Muhabbet İsimli Şiir Kitabı...
İbrahim Şaşma 1974 Karaman doğumludur, ilk ve orta tahsilini Karaman’da yaptıktan sonra Selçuk Üniversitesi Karaman Meslek Yüksek Okulu Et Endüstrisi Bölümü’nden mezun olmuştur. Şiir ve hikaye yazmaktadır, ülkenin bir çok tarafında açılan şiir ve öykü yarışmalarında sık sık dereceye girerek ödül alan bir şair ve yazarımızdır. Bu güne kadar 300’den fazla ödül alarak, son yılların ödül rekortmeni ünvanını eline geçirmiştir. TRT repertuarında bestelenmiş eserleri bulunmaktadır, eserleri bir çok edebiyat dergisinin sütunlarında yer almaktadır. Kendisi yerel radyo ve tv’lerde proğramlar hazırlayıp sunmuştur, Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri Meslek Birliği (İlesam) İl Denetleme Kurulu Üyesi’dir. 2006 yılında Aç Gözlerini Anne isimli şiir kitabını, 2008 yılında ise Asmalar Üzüm Vermeyecek isimli öykü kitabını. 2009 yılında Hicran Yağar Karaman’a isimli şiir kitaplarını yayınlamıştır, son yayınladığı Nar-ı Muhabbet isimli şiir kitabı onun Haziran 2015’in son günlerinde piyasaya sunduğu son şiir kitabıdır.
İbrahim Şaşma’nın son şiir kitabı olan Nar-ı Muhabbet 14x20 ebatındadır, 176 sahifeden müteşekkildir. İç sahifeleri 1.hamur kağıt olan eserin içinde toplam 75 şiir yer almaktadır, hece vezni ve serbest vezinle çok güzel şiirler yazan İbrahim Şaşma’nın bu kitabın 82 ve 83.sahifelerini işgal eden bir şiirini aşağıda okuyalım.
HOCALI ŞEHİTLERİNE...
Yok böylesi tarihte, devri ademden beri,
Bu katle olur vermiş, böyle istemiş biri
Acı katmer katmerdi, yürekler yangın yeri
Küllerinden tutuşmuş, yanıyordı Karabağ
Nefretin otağına, zalim geldi kuruldu,
Şehit kanı düştükçe, arz yükünden yoruldu
Üç yaşında Gülmire, ne etti de vuruldu?
Gök semada melekler, kınıyordu Karabağ
Uyar mı hiç zalimler, insanlığın şartına
Gün görmemiş bebeğin, süngü vurur sırtına
Hocalı kopmuştur, kan kırmızı fırtına
Her katre gözyaşında, yunuyordu Karabağ
Ermeni’den sormalı, katliam serisini
Haz etmez kadın çocuk, hele bir dirisini
Maharet masumların yüzmek mi derisini?
Kor ateşler içine, konuyordu Karabağ
Şubat yirmi altısı, alında kara yazı
Bu yara ortak yara, bu sızı ortak sızı
Türk Azeri bir olsun, uslandırır arsızı
Marazlar sevda ile onuyordu Karabağ
Hoşgörü merhameti, yitirenler içinde
O nefis pazarında, bitirenler içinde
Canı yangın yerine getirenler içinde
Kırk yerinden kırılmış, yanıyordu Karabağ
Süt çekilmiş göğüsten, kurumuş bir bedenden
Medet umar bir bebek, haberi yok gidenden
Bir zalimin elinden, o nefsani nedenden
Müsebbibini derdin tanıyordu Karabağ
Kabil ile Habil’in sürdürüp davasını
Zulme alkış tutanlar, bulmasın devasını
Hocalı duyururken hüzünkar nevasını
Hak bizi bu dert ile sınıyordu Karabağ
Kar değil kan yağdıran, mevsimlerden kış vardı
Vicdan değil zalimde, kapkara bir taş vardı
Gülmire’nin gözünde eliften bir yaş vardı
Düşüme düştü seni, anıyordu Karabağ
Hocalı bir öksüzün, o en masum yüzüdür
Yıllanmış bir yangının, küllenmeyen közüdür
Hocalı bir içli ağıt, cümle derdin özüdür
Bu yara kabuk bağlar sanıyordu Karabağ.
Dizgisi ve baskısı oldukça güzel olan bu eserin ortaya çıkarılması, Konya’da ki ’’İmza Matbaacılık Tesisleri’’nde gerçekleştirilmiştir, Bu kitabı edinmek veya şairi ile tanışmak istiyorsanız, facebook üzerinden şairi ile bağlantı kurabilirsiniz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.