- 180 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÜLKE GÜNDEMİ
ÜLKE GÜNDEMİ
Neler oluyor hayatımızda? Neler oluyor ülkemizde?
Neler olmuyor ki? Temmuzun sıcağını yiye yiye bir haller oldu bize. Aklımız başımızda değil gibi sanki. Sıcaklarla beraber ne yapacağımızı şaşırdık. Yetmedi, tek derdimiz sıcaklar olsa neyse. Sabah akşam gelen zamlar da cabası. Gün geçmiyor ki, bir ürüne zam geldiğini duymayalım. Öyle bir hale soktular ki, zam gelmeyince eksiklik hisseder olduk.
Bu kadar da olamaz diyorum ama maalesef oluyor. İnsanca yaşamak mı? İnsanlar yaşasın da insancası durakoysun. Millet sadece geçim derdinde. Zaruri ihtiyaçlarını bile zar zor karşılarken bazı şeyleri bırakın, pek çok şey fazla lüks gelmeye başladı. Bunu hak ettik mi bilemem ama bazı şeylerin raydan çıktığını görmek için kahin olmaya, bilgin olmaya veyahut ekonomist olmaya gerek olmadığını biliyorum. Hoş bu mevkilerde olanların da sözünün dinlenmediğini günbegün görüyoruz.
Derdim birilerini eleştirmek, yerden yere vurmak değil elbette. Ama göze batan şeyleri de söyleyemeden geçemeyeceğim kimse kusura bakmasın. Ne oldu da çığırından çıktı bu ekonomi? Dolar, euro, altın aldı başını gitti. Marketteki fiyatlar zaten saat başı güncelleniyor, benzin, mazot, lpg kısımlarına hiç girmiyorum. Kontağı açmaya korkar olduk. Gıda, kıyafet vs. dersen onlar zaten ışık hızıyla yarışıyor. Maaşlar mı, daha cebe girmeden vergiye, zamma gitti. Sonuç ne mi oldu? Millet aç, aç. Fakir edebiyatı yapmayı sevmem ama görünen köy kılavuz istemiyor ne yazık ki. Fakiriz ama şu içimizdeki gurur yok mu gurur? Dilimiz varmıyor söylemeye, bir de toz konduramıyoruz hayranlık beslediklerimize.
Hayran olmak, sevmek, saygı duymak farklı şeylerdir olabilir. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışamayız. Ama kimse kusursuz değildir, yeri geldiğinde lafı gediğine de oturtmalıyız. Yoksa sevdiklerimiz kendilerini vazgeçilmez sanarlar. Kimse bulunmaz Hint kumaşı değildir. Bu düstur her zaman kulağımıza küpe olsun. Yoksa daha çok acı çekmeye, sıkıntı yaşamaya devam ederiz. Bu böyle biline.
Ne mi yapacağız peki? Ülke olarak birlik olacağız. Üretimi artıracağız. Mesela savaşın ortasındaki ülkelerden buğday ummakla, onu getirmekle olmayacağını öğreneceğiz bu işlerin. Kendimiz üreteceğiz, ithalatımızı azaltacağız. Bu da ancak ileriye dönük sağlam ekonomi politikalarıyla oluyor. Tüketim ekonomisinden, ithalattan olabildiğince uzaklaşacağız. Bunu yapmak zor mu? Evet zor ama imkansız değil. Bir de yediden yetmişe tasarrufa geçmeliyiz. Bunu sadece dar gelirliden, orta sınıftan beklemek olmayacak. Başta kodamanlardan sonuna kadar alacaksın vergini, kamu harcamalarını kısacaksın. Mesela on binlerce makam aracından başlayacaksın işe. Her biri trilyonlar eden araçların yıllık bazda yüklü bir getirisi muhakkak olacaktır. Adaletse herkes için adalet olmalıdır. Bunu görmek, hissetmek ve yapmak lazım… Yoksa adalet sadece tabelalarda kalacaktır. Bize adalet lazım; Dicle’nin kenarındaki kuzuyu, dağlardaki kuşları düşünen, Devletin malını şahsi işlerinde kullanmaktan kaçınan Ömer’in adaleti lazım… Ne diyelim, inşallah bir gün onu da görürüz.
NECATİ DİLEK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.