- 195 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bırakacaksan Tutma O Eli
Karanlığı kabul etmiş, onunla yaşamaya alışmış insanı aydınlığa çıkarıp tekrar karanlığa kapatmış oluyorsun o umudu ona vererek, onun elini tutarak. Tüm hüzünlü şarkıları ezberlemiş, onların ritimlerine alışmış insana mutlu şarkılar söyletip onun ruhunu dansa kaldırıyorsun, tam pistin ortasında ışıkları söndürüp tekrar o hüzünlü şarkılarla baş başa bırakıyorsun. Kalbi birkaç ekmek kırıntısı ile doymaya alışmış insana birkaç günlüğüne ziyafetler sunup ardından yine o kırıntılarla baş başa bırakıyorsun. Kafeste yaşayan kuşu semalarda uçurup, özünü hatırlatıp tekrar kafese koymak gibi, akvaryumdaki balığı göllerde yüzdürüp, tekrar akvaryuma bırakmak gibi… Bir eli tutup bırakmak senin sandığın kadar acısız hikayeler içermiyor bazen. Sen o eli bırakınca, o alışılmış karanlık, o kabullenilmiş kafes parmaklıkları insana dününü, bugününü, yarınını sorgulatmaya başlatıyor, hiç farkında olmadığı yaralarının kabuklarını kaldırıyor. Bırakacaksan tutma o eli, bırak karanlıkta kalsın, kafeste yaşasın. O alışmış kanatsız bir kuş olmaya, onu tekrar uçabileceğine inandırma.
Selim Akgün
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.