KURBAN BAYRAMI
Bayram ziyaretinde eski arkadaşımla sohbet ediyorduk. Hani herkese ve her şeye muhalefet eden sıkıntılı tipler vardır ya aynen öyle bir durum yaşanıyordu. Aile içindeki sohbetler kimseyi kırmadan yol alayım denir ya, ben de kendimi öyle davranmak zorunda hissediyordum.
Arkadaşım oturduğu koltuğa iyice yaslanarak konuşmaya başladığında gene nerden başlayacağız düşüncesiyle gardımı almış bekliyordum.
-Ya arkadaş kurban filan iyi güzelde her taraf, her köşe et kokmaya başlamıyor mu? İşte buna dayanamıyorum,
Uzun zamandır dini hükümleri uygulayanlara yönelik etraftan dolanan yaklaşımlara iyice alışmıştım. Gelen kahveden bir yudum alarak konuşmaya çalıştım,
-Aslında belediyelerin böyle bir şeye hazırlıklı olması lazım, ama sağ olsun bizim belediyeler sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranınca sonuç elbette sıkıntılı olabiliyor.
-Nasıl yani? Bu kadar et artığına karşı ne yapılabilir ki?
-Kış aylarında kül artıkları için burada çöpün yanına nasıl variller konuluyorsa, et artıklarıyla ilgili de böyle bir kap konulabilir. Burada toplanan artıklar hayvan barınaklarında ya da yem yapımında kullanılabilir. Doğal hayatı desteklemek için faydalanılabilir ancak bunun için önceden tedbir alınması şarttır.
-Yani, evet yapılabilir gibi,
-Sadece bayramın ilk iki günü fazla bekletmeden artıklar hemen alınırsa bunlar yapılabilir. Hatta bir şey daha eklemek isterim, camiler ve sosyal yardım kuruluşlarının binaları vasıtasıyla kurban kesenlere ulaşılırsa çok miktarda bağış et bile toplanabilir. Bilirsin ki kurbanın üçte biri mutlaka dağıtılmalıdır, fakat apartmanlarda yaşayan insanımız yardım edecek insan bulamıyorum diye bahane üreterek buzdolabına koymayı tercih ediyorlar. Böylece bağış etleri dondurarak fakir ailelere ulaşmanın bir yolu daha bulunmuş olacaktır.
-Bunlar belki sosyal demokrasiye inanan belediye anlayışıyla yapılabilir.
-Bence bayramları tatil olarak gören zihniyetle hiçbir sorun çözülemez. Sıkıntıları fırsat olarak görerek bunu nasıl çözebilirim diye samimi olarak düşünüp, çaba gösterenler başarabilirler. Bizlerde hem otellerde yatar, hem de adamlar nasıl da çözmüş diye hayıflanırız.
Dostum laf olsun diye hayıflanmış, ama istediğini bulamamış gibi yüzünü buruşturarak izin istedi. Eşim yine yaptın yapacağını der gibi yüzüme manalı bakarken mutluydum. Bilmem ki sizler de başınıza gelenlerden dolayı sızlananlardan mı, yoksa bunlara çözüm arayanlardan mısınız? Çözümler sadece arayanlara görünürler, fakat bazıları belki de çözüm değil de sızlanarak ilgi çekmeyi düşünüyor olabilirler.