- 849 Okunma
- 8 Yorum
- 6 Beğeni
Kuş Uçuşu
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dahası değişti. Beklentim vardı diyemem. Bıraktığımda sağdı. Sağ dediğime bakma soldaki. Onu bir anlığına sana bırakıyorum, bir anlığına şans getirsin.
Ciklet al, sever. Çiğneyen, balon patlatan ağzıma imrenir. Herhalde onlu yaşlarımdayım, önce saçlarıma, kurtulmak üzeri hamle yaparken üzerine yapışmıştı. Çıkarmak icin kolonya döksek de hafif yapışkan izi kalmış, o sıra ciklet, kağıdındaki karikatürü anlatınca parmaklarımın hafif hareketleriyle gülmüştü.
Sıcak bir günde kafama çıkardım onu. Tersine gelen kulağımı tuttu. Gökyüzü hafifledi. Bardaksızlıkta bazen avucundan su içti. Rüyalarımda at, kurt, bazen silgi, asansör düğmesi olur. En çok birinci katı canlandırır. 1 şekline bürünür. 11.kat icin bölündü. Dedim ona,
"Merhaba Sol kolum."
Sana güvenmiştim, son gördüğümde çekip gitmek istiyorumu , kol saatimin zembereğinden, daha önceleri nabız atışımının sayarak anlardım . Mors albabesine benzer sesli, yetersiz bakiye ekranı gibi loş bir görüydü. Saydım saydım, sayınca sağlığıma emin olup uyudum. Yürürken laf olsun diye saatimde durdu, bir an durdu, meğer hep dururmuş, uykusu hafif. Sol koluma benim sağ kolumdur demen iyi olmadı. Çok karıştı birbirine, bazen sağ kolum yazılarımı italik yapıyor. Ellerim uçuşuyor şiirler ve bilmeceler gibi bir bahar ediniyor.
Kışa yanarak girdik, yaza üşürüz. Uçuşmadan aklıma geldi. Sonbahardı, bir eylül günü düştüm. O kadar kolaydı doğum. Kolum da kolay biri, çabucak çıkar yerinden, gezer, dolaşır, anbean sana bir şeyler taşır. Dilediğinde omzuma yerleşir, bazen hissederim bunu, tık sesi gelir. Geçen gün sen de duymuştun, kolun koluma yabancılaştı ondan, senin kolun rüyalarında dağlara kuş uçuşunu anlatır. Taklitçi olan benimki, karışmaz böyle dersek.
Ne zamandır buzdolabında yemekler kaldı, aylar, yıllar önce, onlarla birlikte kokuştu, bir an sol kolumu bana gönder, o anı saate ayırır, kalan olursa birbirimize sarılmakta kullanırız. Çürümeden.
YORUMLAR
Uçtu uçtu valla minnacıcık aklım vardı o da uçtu :))
Hep bir uçma merakımız var insanlık olarak. Hayal bile olsa güzel.
Hayal dünyanıza sağlık hocam 👏👏👏
Parlain m
Çok teşekkürler.
Kuş havada uçar biz hülyamızda duygusal uçuşuruz. Biz uçsak kuşlar hülyasında duygulanır şiir yazardı. Kuşlara özeniriz ve nice hayvanın peşinden gideriz ve de eşya lazım olur. Peki evrimsel olarak eşyaya mı gidelim yoksa hayvana mı dönelim. Hayvana dönersek eşyadan boşalmamız lazım. Daha çok eşyaya gideriz. Sırtımızdan dalağımıza eşyaya dolanırsan en sonunda eşya dönüşür bizde. Şiirsel imgelerle düz yazıyı evirip çevirmiş kuş uçurtmuş.
Parlain m
Orta okula başladığım yıldı ilk saati takmıştım sol koluma Herkeste yoktu sayılı kişiler de vardı resim cektirirken sol kolumuzu önde tutardık caka sattığımız o yandan kurmalı saatlerle . Daha sonradan bir dolu maceraya sürukleyecekti o saat beni oysa gururla taktıgım Satarak parasıyla
tren bileti alıp evden gizli çıktığım pardon kactigim özgürlük yolculugumda.
anımsattiniz güzel yazınizla. Tebrik eder kutlarım günün yazısı ve yazarını.Sanırim ben de yazmalıyım bu saat hikâyesini çok saygıyla
Ağaçların efendisi tarafından 27.7.2023 07:13:04 zamanında düzenlenmiştir.
Parlain m
Mutlaka yazın, teşekkür ederim. Saygı ve selam.
Parlain m
Murat Menteş'i pek tanımıyorum, google da aradım, Yalın Alpay la karşıma çıktı. Onun hakkında birkaç eleştiri okumuştum. Ünlü kimseler belli ikisi de. Biraz okuyayım ne yazmış. Teşekkür ederim Nevmizan.
Not: Renbo, ilginç bir yorum eklemişsin, anlamaya çalışayım.
Son kez okul yıllarında sağ kolumda bir saat görmüştüm. Babamdan kalma bir alışkanlıktı; o da sağ koluna takardı saati. O zamanlardan beridir bir daha rastlamadı kolumuz saatin selamına. Başımızı çevirdik, usumuza geldiğince saydık; vakti, vakitsizliği…
Sözü döndürüp dolaştırıp vakte getiriyoruz ya en iyisi yine yazının içine dönüp, insanı oradan oraya dolaştıran kuş uçuşu bir bakışa bırakalım kendimizi. Ne varsa düşünmeye dair, düşünelim; çözülür belki hayatın mors alfabesi.
Sevgilerle Parla,
Parlain m
Teşekkürler Enūma, uzun bir aradan sonra selam. Sevgiler.
Mors alfabesi deyince sen, 'albafenisi' dedin ama bilmiyorum neyse çok da önemli değil zaten:)
Fate'yle yaptığımız saçmalıklardan bi tanesini anlatıcam şimdi...özellikle bu oyunu yazın tatile gelen gurbetçilerin, bahçeli evlerinin önündeki Mercedes arabalarının forsundan geçilmeyen dönemlerde yapardık en çok da:)
Mahallemizin alt tabakasında böyle saygın ve güzide insanları görünce; Fate ile dilini hiç bilmediğimiz, anlamadığımız saçma sapan harfleri ağzımızda rastgele yuvarlayıp, yüksek sesle bağıra bağıra bu üst tabakaya 'bakın! biz de yurt dışından geldik! Yalnızca siz değil, biz de yabancı dil konuşuyoruz!' havasıyla caka satardık...sonra da gülme krizine girerdik:)))
Gerçekten bu sahneyi şöyle bi düşünün ve hayal edin bizi...daha toy ve çocuksu ergen hareketler...hayır yani kime hava atıyosak! kapı duvar her yer...ya jaluzileri aşağıda hep, ya kalın perdeler çekik...boyumuz kadar ağaçları, çiçekleri getirmişler ordan gözümüzün içine sokuyorlar bi de...sadece gãvur arabayı görüyoruz..."haaa" diyoruz alamancılar gelmişler...okey! diyoruz hava basmak neymiş gösterelim bunlara! gerizekalı neyin havası? üstümüz başımız dökülüyo perperişan ama güya buranın yerlisi falan değiliz:)))))
Bazen de denk geliyoduk bizim turistlere, biz Fate ile kaptırmış atıp tutarken kendi aramızda, tuhaf tuhaf bakıyolardı onlar da bize...niye acaba?:)
Bi mors alfabesi aldı beni nerelere götürdü, hey Allah'ım!:)
Yazıyı iki kere okudum...ne yazim ne yazim? diye kara kara düşünürken, 'dur!' dedim Parlain hazır mors demişken bi gençlik anımı anlatim ona...
p.s: yazı finalde şöyle bi beni sarstı...ilk başlarda anlamakta zorlandım ama kapak gibi güzel bi final olmuş. bilmiyorum belki bana da çürümüşlüğümüzü, kokuşmuşluğumuzu yüzümüze vurduğu için olsa gerek.
teşekkürler Parlain...
Parlain m
Tegeşsügür edegirim Gule. Böyle miydi? Diller ölüyor şok verelim canlansın.
Yazım hatam çokmuş. Bakayım bir.
Gule
Ben zaten burda da, orda da yabancı sayılırım...nereye gidersem gidim bu değişmez...uzaylı gibi bi şey oldum, hani belki uzaylılar benden daha iyidirler diyebilirim hani hakaret olmasın şimdi o zavallılara da...
Evet kuş dilini de konuşuyorduk eskiden. baya baya ilerletmiştik bi ara...ama doğru, ama yanlış farklı dillere ilgimiz vardı taa o zamanlar...
Parlain m
Benim de sol elim bileğinden çıkar ve sol kolum sağ kolumdan uzun olurdu çocukken.
Seni okurken anlattığın her şey çok gerçek oluyor. Sanki gerçeği böyle olmalı diyor beynim.
O kadar sahisin ki
Gene bir sürü yere götürüp düşündüren yazın çok iyi
Selam en sıcak günden
Parlain m
Selam ve sevgi.
Jüli d
Seni okumak başka dünyaları keşfetmek , level atlamak gibi