-Nereye gidiyoruz sabah sabah?
-Sen niye kalktın ki? Keşke uyusaydın biraz daha.
-Saçmalama, öyle bir şey olmuyor. Sen de biliyorsun.
-Keşke olsa ama. Ne güzel olurdu değil mi?
-Ah, keşke olsa gerçekten. Bıktım sürekli seninle her yere gelmekten.
-Ben de bıktım. Sürekli peşimdesin.
-Nereye gidiyoruz?
-Gidince görürsün.
-Salak. Biliyorum ben zaten nereye gittiğimizi.
-Biliyorsun madem niye soruyorsun ki?
-Muhabbet olsun diye sordum .Sen de çok sıkıcısın. Yine ters tarafından kalmışsın belli.
-Evet, senin olduğun taraftan kalktım. Gerçi nereye dönsem sen.
-Aman ne komik.
-Sus artık ne olur. Sabah sabah yine yedin beni.
-Niye susayım ki. Ne güzel uyuyorduk. Birden fırladın yataktan, aklımı aldın.
-Aklını mı aldım? İlginç.
-Lafın gelişi söyledim.
-İyi tamam.
-Niye yürüyorsun ki bu kadar yolu?
-Spor olsun diye olabilir mi? Doktor da yürüyüş yap dedi ya bana geçen hafta.
-Evet doğru. Diğer doktorda benimle konuştuğun için kırmızı ilaçlar verdi ama kullanmıyorsun.
-Üç ay öncede verdiler kullandım, değişen bir şey oldu mu?
-Olmadı mı?
-Olmadı ki hala konuşuyorsun benimle. Bu gün içmedim.
-Belli zaten içmediğin. Ama dışarıdan bakınca herkes seni kendinle konuşuyorsun sanıyorlar.
-Kötü olan da o zaten.
-Olsun be, biz mutluyuz böyle.
-Biz mi? Ya sus lütfen ya.
-Biz tabi. Sen ve ben olunca biz olmaz mı?
-Ya sabır.
-Bu gün günlerden ne?
-Cumartesi, bilmiyor musun her şeyi biliyorsun da?
-Biliyorum tabi ki de yine de sorayım dedim. Peki, tarih olarak?
-Of.15 Temmuz 2023
-Tamam bunu da bildin. Peki. Başka sorum yok.
-Saçma sapan muhabbete başladın yine. Niye gülüyorsun ki?
-Yok gülmüyorum. Aslında saçma da değil ama neyse. Sonra bana kızıyorsun.
- Kızıp ne yapıyorum? Sanki kapı dışına atabiliyorum seni.
-Bu gün iyiyiz ama değil mi?
-Nasıl yani?
-Güzel konuşuyoruz. İyi anlaşıyor gibiyiz.
-Sayılır.
-Bence iyiyiz. Bu arada geldik kargo dükkanına.
-Geldik ama daha açmamışlar. Cumartesi günleri saat 9:30 da açıyorlarmış baksana.
-Kaç dakika var?
-10 dakika sonra açılmış olacak.
-Bekleyelim bakalım.
-Niye gülüyorsun?
-Yok gülmedim.
-Gülüyorsun işte.
-Yok gülmüyorum ya.
-Çok can sıkıcısın.
-Sensin o. Bak yaşlı bir amca geliyor. Şimdi seninle muhabbet etmeye başlar.
-Aman lütfen ben birisiyle konuşurken lafa girme.
-Kimse duymaz ki beni.
-Ben duyuyorum, yetmez mi? Sonra hem karşımdakiyle hem seninle konuşmak zorunda kalıyorum.
-Susmaya çalışırım ama bazen salak salak muhabbetleriniz oluyor. Mecburen müdahale ediyorum.
-Etme arkadaşım. Müdahale etme. Karışma sen muhabbete.
-Bak amca kapıyı zorluyor, kıracak birazdan.
-Amca açılmadı daha,5-6 dakikası var.
-Duymadı seni galiba.
-Sus sen dedim. Amca, açılmadı açılmadı. Bu gün cumartesi,9:30’da açılıyor.
-Of, niye bağırıyorsun ki? Yaşlı sadece, sağır mı?
-Sus sen dedim ya.
-Evet amca, cumartesi bugün.
-Aman ne aksi bir amca bu. Bence konuşma daha fazla.
-Gerçekten, neredeyse açılmadı diye beni dövecek. Sanki dükkanı ben açacağım.
-Bak birisi daha geldi. O’na da söyle istersen.
-Aman bana ne ya. Kırsınlar kapıyı.
-Ne sipariş verdin? Ne gelecek?
-Kitap.
-Çok iyi. Oku da aydınlan, akıllan biraz.
-Aman ne komik.
-Bence komik. Bu arada saat geçti mi?
-Yok bir dakikası var.
-Bir dakika mı? Ortada kimse yok ama.
-Evet gerçekten kimse yok.
-Tüm çalışanlar gökten düşüyormuş bir dakika sonra.
-Evet öyle olacak galiba.
-Nihayet güldürebildim seni.
-İyi halt yedin. Deli gibi gülüyorum kendi kendime.
-İyi de zaten deli gibi kendi kendine konuşuyorsun da. Onun için fark etmez.
-...
-Aman bozulma hemen sen de ya. Hiç şaka yapılmıyor sana da.
-Sayende deli gibi görünüyorum dışarıdan bakınca.
-Olsun. Öyle misin değil misin? Önemli olan konu bu.
-Niye kimse yok ben anlamadım ki?
-Ben biliyorum ama söylemem. Kızacaksın bana sonra.
-Yok kızmama söyle.
-Hayatta söylemem.
-Söylemezsen söyleme.
-Bak şu kadın yanımıza geliyor. Sana bir şey soracak kesin.
-Tamam sen sesini çıkarma lütfen.
-Beni sadece sen duyabiliyorsun korkma.
-Tamam da kafam karışıyor sen de konuşunca. Yok size demedim. Ben de bilmiyorum. Açılmış olması lazım aslında.

...
-Evet 9:30 yazıyor ama bilmiyorum. Personellerden gelen de yok.
...
-Bekleyeceğiz artık, evet.
-Gerçekten hepiniz salaksınız.
-Sensin salak. Ben konuşurken niye gülüyorsun kıkır kıkır.
-Ya gerçekten salaksınız ama. Bu kadar salak insan nasıl bir araya geliyor anlamıyorum. Bu gün dünya salaklar günü filan mı, hepiniz burada mı toplanacaksınız?
-Gülme lütfen ya. Ne alakası var salaklıkla bu işin. Adamlar işyerlerini açmadı.
-Acaba niye?
-Niye? Ya gülme lütfen ya.
-Müşteri hizmetlerini arasana, bakalım ne diyecekler. Niye açılmamış.
-İyi fikir ya. Boş muhabbetlerin var ama bazen işe yarıyorsun gerçekten.
-Sen ara bakalım ne diyecekler.
...
...
...
-Ya bu gün 15 Temmuzmuş ya. Resmi tatilmiş. Hiç aklıma gelmedi. Niye söylemiyorsun bana .Bir saattir boş muhabbet yapıyoruz burada. Bak hala gülüyor.
-Gerçekten safsınız siz ya.
-Biliyordun değil mi?
-Yürürken sana da sormadım mı bu gün günlerden ne diye? Sen uyanmadın.
-Açıkça söylesen ölür müydün?
-Spor yapıyorum dedin ya, engel olmayayım dedim sana.
-Bu sıcakta yapılacak iş mi?
-Haydi gidelim de güzel bir kahvaltı yapalım.
-Ya sabır. Ben eve gidip o kırmızı ilaçlarımı almaya başlayacağım. Bu sıcakta hiç çekilmiyorsun inan ki.
-Kullan da ben de rahat edeyim üç beş gün.