- 299 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Artık Buradan Bir İki Nobel Çıkmalı
Cep telefonu, bilgisayar, tablet girince hayatımıza herkes kendi çapında şair, yazar... Durdurabilene aşk olsun. On beş yaşındaki de yazıyor seksen yaşındaki de... Yazsınlar bir şey dediğimiz yok, yazmak bir nevi terapidir, yeri gelir tedavidir, rahatlatır insanı. Onda bir sıkıntı yok da, insan kendini Nobellik zannetti mi sıkıntı orada...
Geçmiş zamanlarda yine edebiyat sitlerinden tanıdığım bir abim vardı, ismi önemli değil, durup durup Nobel almaktan bahseder, benim onlardan neyim eksik, derdi... Tabi biz direk suratına çok şeyinin eksik olduğunu söylemez, söyleyemez, he he diye geçiştirirdik... O rüyalarla yaşaya yaşaya ömrünü tüketti...
Yüz küsur seneden de fazla bir zamandır veriliyor belki bu Nobel ödülleri... Bir dolu ülke edebiyat dalında ödül aldı Mısır’ından tut da, İrlanda’sına, Kolombiya’sına kadar, bizden de bir Orhan Pamuk çıktı şimdiye kadar edebiyatta hepsi o işte... Onu da neden verdiklerini toplumca sorguladık durduk, halada sorgularız...
Şimdilerde artık kalemle yazmak tamamen bitmese de çok aza indirgendi... Herkes klavye kahramanı... Aldığı zaman eline bilgisayarı yaz babam yaz, dur durak bilmiyor, durdurabilene aşk olsun. Eser ekleme sınırı olmayan bazı sitelerde bakıyorum günde kırk elli tane eser ekleyenler bile var. Bir bakıyorsunuz arkadaş on beş bin tane şiir yazmış. Siz de bir kendinize bakıyorsunuz yüz yüz elli tane ancak yazmışsınız, insan bunalıma giriyor, yok şaka şaka bunalıma filan girilmiyor ama, nasıl bu kadar çok yazıyorlar diye de düşünemeden edemiyor insan, ona gelen ilhamlar bana niye gelemiyor diyor, içinden yüzlerine karşı...
Şimdilerde Türkiye’nin yarısından fazlası yazıyor, okuyanlara gelirsek, onlarda yazanların onda biri kadar maşallah... Amanda aman, nazar mazar değmesin... Orhan Pamuktan sonra bir iki Nobel Edebiyat ödülü daha çıkmalı yani... Ben bir iki dedim de siz üç beş anlayın...
Zaman zaman ben de kendimi kimselere göstermeden hissettirmeden överim, bir şey zannetme hissine kapılırım. Durup durup ’’Ben de güzel yazıyorum oğlum, hem şiir, hem öykü de hem denemede bir sürü de yazım var arslannnnn ben.’’ derim kendi kendime bunu... Egosu gereği her yazan, kalem klavye oynatanda yapar, ancak haddini de bilmek lazım nihayetinde...
Sitelerde birbirlerine yağ çekenler yorumlarda tavan yapmış durumda. ’’Her yazınızı hasret ve özlemle bekliyoruz.’’ neler neler... ’’Sırf sizin yazılarınızı okumak için giriyorum bu siteye.’’ bitmez yağ çekmeler ’’Sizi okurken adeta Kafka’yı okuyor gibiyim.’’ filan fişmekan... Ufak at da civcivler yesin. Hele bir de hasbelkader bir iki kitabı çıktıysa, üç beş tane de yakınlarına imzaladıysa, yazarımızın, değmeyin keyfine...
Hadi bakalım önümüzdeki yıllarda bir Nobel daha gelir mi gelmez mi artık orasını zaman ilerleyince göreceğiz... Bir de bakmışsın o Nobel’i alan vatandaş ile ben eskiden hem Face’de hem de edebiyat sitesinin birinde arkadaşmışız. İşte o zaman havamı basarım billahi... ’’Tabi oğlum tabi biz onla beraber filan site de beraber kalem oynatırdık, birbirimizin yazılarına çok mesaj yazdıydık, bakma, sonra o aldı başını gitti ta Nobel’e kadar.’’
YORUMLAR
Nobel ödülün perde arkası ki çok karanlık!
Dinamiti keşfederek zengin olmuş bir kişinin ölümünün ardından verilen ödüllere bakıldığında özellikle son dönemlerde hangi gaye için verildiği ortaya çıkar.
Özellikle "NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ"'nü dünyanın gelmiş geçmiş en büyük belası vahşi bir ülkenin baş kuklalarından olan "BARACK OBAMA"'nın alması ya da "SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI " yaptığı açıklamalarla destekleyen "ORHAN PAMUK" alması!
Batının kuklalarının ,dış ülkelerdeki tepelere koydukları menfaat elemanlarının aldıkları ödülleri Nijerya'dan ötesini bir inceleyin ve görün.
Bu konuları değerli ve adam saydığım bir iki gazeteciden birisi olan saygıdeğer hanım "BANU AVAR" tüm belgeleriyle bir belgesel halinde hatta Nobel komitesinin merkezinde ki ödülleri alan kişiyle yaptığı röportajla açıkça batılı vahşilerin sözde insanlık numaralarını gözler önüne sermektedir.
Zamanında PROF.DR. OKTAY SİNANOĞLU batı hakkında şu iki temel karakterini ortaya koymuştu "batı tarih boyu kalıtlaşmış Hristiyan yobazı ve daima ırkçıdır.
Hangi batılıya bakın ,biraz kazıyın size iyi yaklaşanları dahi zihinlerinde daima Türk ve Müslüman düşmanıdır" diye ufak bir dipçeyle şu Nobel ödülü veren insanların tıbbi olarak temelden bir Röntgenlerini çekmek isterim.
Nobel ödüllerinin tüm tarihine ben eski TUBİTAK BİLİM VE TEKNİK dergisinden seneler önce öğrenmiş hatta kapatılmayan önce sitelerindeki tüm Nobel ödülleri almış bilim adamlarının hepsinin özgeçmişleriyle bilgisayarımda arşivlemiştim.
EİNSTAİN'dan diğerlerine dahi.
Sizin dile getirdiğiniz ülkemizdeki klavye delikanlısı şairlerse orası tam bir trajedi!
Bu sitede dahi kendini "ATTİLA İLHAN ,ORHAN VELİ KANIK ,NAZIM HİKMET " seviyelerinde egolanan ,aldıkları yorumlarla kasıntı indeksleri yüzde bir milyon olan sayısız kişi var.
Ama kitap çıkartıp da havalanansa çok az seviyede.
Bende kitap çıkartmakla uğraşan birisiyim ama ben hala en basit amatörlerden birisiyim 21 yıllık bir gelişim sürecim olmasına rağmen.
Bizim ülkede eğitim kasıtlı katledilmiş, okullardaki edebiyat derslerinin içi boşaltılmış, eğitim dışardan Amerikalı ajanlarca kukla müdürler aracılığıyla yönetilen bu topraklarda cahilin egosu hiç biter mi?
Daha doğru dürüst Türkçe bilmeyen insan sizinle münazaraya girmesi ne kadar acıklı değil mi?
Bizden asıl Nobel alması gereken ilk başta hatta AZİZ SANCAR' dan önce OKTAY SİNANOĞLU,FEZA GÜRSEY ,tıp da ise GAZİ YAŞARGİL en başlarda gelirdi.
Bu isimler ATATÜRK devrimlerinin altın yıldızlarıdır alanlarında.
Şimdi açık söyleyim ki bu sistemden hiçbir şey çıkamaz!
Onun önlemleri alınmıştır bilesiniz.
Boş verin siz cahillerin tabiri kendi aralarında tepişmelerine!
Gören görüyor elbet!
Ya görüp da bilmeyen...
Ahmet Zeytinci
Ne güzel sanırım bir Nobel daha çıkar kimbilir hocam çok güzel anlatmışsiniz saygılar sunarım.