- 207 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DİLİNİ SEVEN ÖĞRETMEN
“ Ol mâhîler ki deryâ içredir, deryâyı bilmezler” demiş Hayâlî.
O balıklar ki, denizin içindedirler, fakat denizin farkında değildirler. Deniz, su balığın en vazgeçilmezidir ama balık çevresindeki hayat kaynağının farkında bile değildir. Ne zaman fark eder hepimiz biliriz. Yakalanıp da karaya çıktığı zaman…
Türkiye’nin birçok sorunu varken nereden çıktı bu dil konusu, diye geçiyordur aklınızdan. Ancak nedendir bilinmez eskiden siyasi ortamlarda, bilimsel toplantılarda birçok insan dil konusunu konuşur, tartışırdı şimdi tartışmıyor, konuşmuyor.
Bir grup vardı ki, Öztürkçeciler denirdi, çok canlı, atak ve hırçın yapılarıyla kökten Türkçeyi savunur, her ortamda Türkçeden başka dil kullanmamaya dikkat eder, kullananları da acımasızca eleştirirlerdi.
Bir grup da vardı ki milliyetçi olup, Ziya Gökalp’in “Lisan” şiirindeki yolu uygun görür, Türkçeyi konuşur, “Türkçeleşmiş Türkçedir.” Düşüncesini savunurlardı. Bu iki grubun hedef aynı olmakla birlikte farklı yollar kabul ettiğinden tartışır, kimi zaman da asıl konu dilken tartışmalar başka alanlara, siyasete taşırıverirlerdi.
Tanzimatla başlayan dil tartışmaları günümüze kadar sürmüş, bugün bile Osmanlıca diye tabir edilen dili savunanlar varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Dikkat ederseniz cümlelerimi geçmiş zaman çekimi ile bitiriyorum. Neden? Çünkü günümüzde bu grupların devamı olsa da söylemleri yok. Artık Türkçemizi savunmayı gereksiz görüyorlar. Bir kısmımız daha büyük sorunların varlığı ile ilgilenirken büyük bir kısmımız da Türkçemiz için tehlike çanlarının çaldığını duymuyor bile.
Bir kabullenilmişlik oluşmuş aydınlarımız arasında. En can yakıcı tarafı da milliyetçiyim ve Atatürkçüyüm diyen ezici bir grubun sessizliği… O yüce önder Türkçemiz için o kadar çok hassasiyet göstermiş ki, bu çabaların boşa gitmesi yıkıyor insanı. Bakın Atatürk ne diyor: “Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Yani ülkeyi işgalden kurtarmadın yetmediğini söylüyor, yani savaşa devam diyor, Türkçemiz yabancı dillerin boyunduruğundan kurtulana kadar savaşa devam, diyor.
Yine o milliyetçiliğin de önderi yüce insan:” Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır…” diyor Türk milliyetçilerine.
En çok da ne canımı yakıyor bilir misiniz? En hassas ve uyanık olması gereken öğretmenlerimiz, özellikle de Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin aldırmaz tavırları… Eğer diyorsanız ki, biz onlardan değiliz, gelin o zaman Türkçemize sahip çıkalım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.