EY UYUMAYA DEVAM EDEN HALKIM
EY UYUMAYA DEVAM EDEN HALKIM
Türk milleti işgale uğramış Anadolu’ya sıkıştırılmış topraklarını canlarını vererek işgalcilerden temizlediler. Modern bir cumhuriyet kurularak tarih sayfasında yerlerini aldılar. İçimizde hiç kökü kazınıp bitirilemeyen hainler ve onların iç ve dış destekçileri sayesinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti boğazlanıyor ve yok edilmeye çalışılıyor.
Türklük ve Atatürk karşıtlığı Cumhuriyetin temellerine dinamit koymaya devam ediyor. Modern dünyanın medeni insanları seviyesine ulaşılma gayretine karşı cahil bırakılmış ikinci üçüncü sınıf halk yığını gözüyle bakılan kadınlı erkekli okuma seferberliği ile aydın insanlar yetiştirilirken bu gün içine düştüğümüz zillet maalesef yeniden ortaçağ karanlığına halkımız itilmeye çalışılıyor.
Ülkenin makûs kaderini ele geçiren siyasi yapı aynı yolun yani örümcekli kafaların ilkellikten kurtulamamış zihniyetlerin hegemonyası altında ulaşmaya çalışılan en üstün medeni kraterden uzaklaştırılıyor. Bu ilkel zihniyet sahipleri Atatürk’ün de söylediği gibi bütün tesisleri satılmış, orduları iş birlikçileri ile birlikte nerdeyse dağıtılmış, memleketin her köşesi kurumları okulları asayiş güçleri bu gerici yoz zihniyet sahiplerince işgal edilmiştir. Devlet denilen ana yapı siyasi otoritenin oyuncağı haline getirilmiş. Şunlar bizimdir Cumhuriyet Türkiye sinindir denilebilecek eserimiz kalmamıştır.
Ülkenin vatansever Atatürkçü subayları, basın mensuplarını, siyasi parti başkanlarını, üniversite hocalarını, iktidar ve işbirlikçileri ile hapishanelere düzmece delil ve suçlarla dolduruldu. Utanmaz vicdan sahibi manda derisini aratmaz surat yapıları ile iktidar devlet bağırsaklarını temizliyor sözleri ile bu kin ve nefret duygularını tatmine çalıştılar. Yıllarca bu suçsuz vatan evlatlarına maddi ve manevi işkence çektirdiler. Güzelim Cumhuriyeti korku devletine dönüştürdüler. Ordumuz moralini yitirdi polisimiz partileştirildi.
Bu gidişat Türklük ve Atatürk düşmanlığı hastalığına tutulmuş iktidar mensupları ile beraber çıktıkları beraber yürüdük bu yollarda dedikleri şarlatan İslam düşmanı cemaatçiler ile menfaat çatışmaları sonucu yolları ayrılınca işler tersine döndü. Sonuçta 15. Temmuz. 2016 tarihinde iktidara karşı değil Türk Milletine karşı bu çete bir darbe girişiminde bulundu.
Bu sözde darbe girişiminin olacağını daha önceden haberdar olan iktidar mensupları elebaşlarının kimler olacağı kimlerin bu işte yer aldığını tespit etmek için ses çıkarılmayarak Atatürkçü vatansever askerlerin dirayeti ile önlendi. Halkı sokağa dökerek milleti birbirine düşürmenin de böylece önüne geçildi.
Başarısız geçen darbe girişiminin arkasından iktidar bu bize Allah’ın bir lütfü diyerek 20.Temmuz.2016 tarihinden itibaren kendisi darbe hareketine başladı. Olağan üstü hal ilan ederek ne kadar kendisine muhalif varsa tutuklamaya işinden çıkarmaya sebepli sebepsiz insanların mal varlıklarına el koyma girişimlerine başlanıldı. Aileler işlerinden olurken insanlar açlığa mahkûm edilir oldular. Anayasa Babayasa kanun kravat iktidar lehine işler oldu. Maalesef halen Cumhuriyeti boğazlamaya çalışan iktidar sahipleri Türk demokrasisini ve Cumhuriyetini memleketin dâhilin de iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet içinde bulunmaya devam ediyorlar.
Darbe girişiminden önce ki yıllarda beraber yürüdükleri cemaat ile yarattıkları korku devletini darbe girişimi ile iktidarın uyguladığı yeni bir sistem adı altında getirmeye çalıştığı rejim ile geçmişte yaşananlar yaşanmaya başlanıldı. Bilim adamları, gazeteciler, akademisyenler, üniversiteler, Atatürkçü aydınlardan temizleniyor. Bylock sistemi denilen ne olduğu halkımızca pek de anlaşılmayan şifreli görüşme hattı bahanesiyle askerler polisler yeniden tutuklanmaya işlerinden çıkarılmaya başlanıldı. Eskiden balyoz, Ergenekon ve casus diye yaftalananlar şimdi suçlu suçsuz demeden Fetocu diye suçlanır oldular. AKP milletvekilleri İstanbul ve Ankara ve ben iki oğlumu da Feto okullarında okutup ona himmet borçluyuz diyen şehirlerin AKP li belediye başkanları hoca efendi diye övgüler yağdırırken guruplar ve ferdi olarak Fetoyu ziyaret edenler önünde diz çöküp el etek öpen AKP vekillerine hiçbir dokunan yok. Gel gayri özlettin diyenlere soru soran yok.
Amerika’nın filadelfiye eyaletine sık sık gidip Fethullah Gülen denilen sapığın el ve teklerini öpen AKP li vekillere ve yandaşlara nedense dokunulmuyor. Türkçe Olimpiyatları tuzağında sahneye çıkarak Fetoya ve okullarına övgüler düzen bakanlara dokunulmuyor. Demek ki bu darbe girişimi ile mücadele edilmiyor. Yapılanlar sadece iktidarın yaptığı darbe ve kendisine muhalif olanları bertaraf etmek.
Alınan kararlara tutuklananlara işinden atılanlara bakıldığında Feto veya başka bir dinci sahtekâr oluşumlarla hiç ilgisi olmayanlarında bu zilli yete tabi tutulmaları düşündürücü. Bunlara karar verenler acaba Fetocu savcı ve yargıçlar halen iş başında intikam almaya devam mı ediyorlar şüphesi uyandırmıyor değil. Bazı iş adamları iktidarın önemli kişilerinin hısım akraba olmaları dedikodulara göre sessizce tahliyeleri de yapılmıyor değil.
İçleri boşaltılan ilim yuvası olmaktan çıkartılan liyakat aranmaksızın yandaşlara verilen yöneticiler ile maalesef üniversiteler Ortaçağ zihniyeti gerisinde eğitim veren gericilik timsali birer medreselere dönüştürülüyor. Maalesef oy ve koltuk kaybetmeme uğruna okullar sözde imam hatip adı altında parti militanları yuvası haline dönüştürülüyor. İyi güzelde acaba buralarda doğru dürüst din eğitimi veriliyor mu? Uluslar arası yarışmalarda okullarımızın en son sırasında 2,9 puan ile sonuncu sırada yer alıyorlar. Dini meselelerde de din öğretisi yerine hurafe hikâye ve ondan bundan aktarılan şu şöyle bu böyle demiş Hz. Muhammed adına uydurulmuş sayısız hadisler ile içi boş öğretilerden öte gitmiyor. Sadece ki belki de Arap alfabesi ile kuran okumayı öğreniyorlarsa onu din eğitimi zannediyorlar bu kadar.
Bazı dernek vakıf sosyal kurumlar kapatılıp dışlanırken yandaş dinci ve dini rant için kullanan din tüccarlığı ve kutsalları kendilerine malzeme yapanlar korunup kollanıyor. Bu gibi yerlerde ki okuyoruz duyuyoruz gayri ahlaki durumların yaşandığı taciz ve tecavüz vakaları kanıksanmış olaylara dönüşüyor ama hiç ses çıkmıyor.
Ülkemiz borç batağında. Bütçe içinde kalınarak hiçbir ciddi yatırım yok. Devlet kanalı ile emek yoğun bir tek yatırım on beş senedir yapılmadı olanlarda ona buna satıldı. İktidar yanlılarının meşhur söylemleri ama yol yapıyorlar demeleri tirajı komik bir deyiş. Ama doksan yılda yapılanlar da satıldı. Yapılan yolların maliyeti 15-20 milyar dolar olduğu söylenirken 60 milyar dolara satılan cumhuriyetin yaptığı eserlerin paraları nerde. 45 milyar dolar deprem paraları nerde hiç soran yok. Tulumbanın suyu bitti diyenlere bu suları 15 senedir siz kullandınız neden niçin nasıl bitti diye ağzını açıp soran yok. Sayıştay raporları meclise getirilmeyerek halktan gerçekler saklanıyor.
Meydanlarda hep vatan millet nutukları atılır. Aslına bakarsanız hiç birisi içten ve samimi değildir. Hep altında çapanoğlu vardır. Atatürk bütün bunları bildiği için Türkiye Cumhuriyetini ilelebet koruma ve kollama görevini Türk gençliğine emanet etmiştir. İşte bu gün içinde bulunuduğumuz bu şeraitte çok uyanık ve dikkatli olmak gerekir.
Vatan millet hep palavra savaşlarda bahane. Bu düzende tek kural var. Artırmak hep sermaye, kapıların arkasında bölüşürler pazarı. Çıkarları çatışınca başlatırlar savaşı. BERTOLT BRECHT.
Son zamanlarda birde anayasa değişikliği referandumu ortaya çıkardılar. Türkiye Cumhuriyetini tamamen yıkıp boğazlayarak diktatörlük yaratmak ve faşist tek kişi monarşisine dayalı bir rejim ucubesi ortaya çıkardılar. Bu yasa kabul görürse demokrasi ve özgürlükçü cumhuriyet tarih olacaktır. Korku devleti hâkimiyeti kurulmuş olacak herkes birbirinden çekinip korkacak hale gelecektir. Bir istibdat padişahı Abdülhamit devri benzeri jurnalciliğin arttığı günlere dönülecektir. Hiçbir vatanseverin canı ve malı garanti altında kalmayacaktır. Bir kişiye adalet ordu polis kurum yöneticileri bağlı olduğu gibi bunlara atamaları da o zat yapacaktır. Bu tek adam sorgulanamayacak yargılanamayacak bütçeyi de yapacak bakanlar hakkında hiçbir işlem yapılamayacak.
Üniversite rektörlüklerine bile belki parti başkanı da olacak olan başkan kendi militanlarını atayabilecek. Astığı astık kestiği kestik bir rejim. Dünya kurulalı beklide böyle bir rejim herhalde olmamıştır. Gelmiş geçmiş adı tarihe lanetle yazılmış meşhur diktatörleri bile aratır bir rejim getirilmek isteniyor. İşin garibi devlet kurmuş gazi bir meclis kendi oyları ile varlığını yok edip diktatör yaratıyor. Ne kadar garip bir durum,
Bir millet uyuyorsa uyandırmak kolaydır. Ama uyumuyor da uyuyor gibi yapıyorsa ne yapsanız nafile, uyandıramazsınız. İNDİRA GANDHİ
Önümüzdeki günlerde bu saçma ve diktatörlük özlemi taşıyan saçma teklif için evet veya hayır tercihi ile sandığa gidilecek. Ey uyuyan halkım Türkiye Cumhuriyetini boğazlama yasasına karşı siyasi tercihlerinizi bırakarak ülken vatanın geleceğin ve çocukların torunların için düşün ve doğrusuna oy ver. Bu bir parti seçimi değildir. Var olmak veya yok olmak meselesidir. İktidar mensuplarının HAYIRCILAR hakkında terör örgütleri ile güya beraber hareket ettikleri yalanlarına inanmayınız. Oylarınız vicdani bir sorumluluktur. Bu gibi çirkin ahlak dışı bölücü söylemlere kanmayınız. Daha düne kadar saydıkları terör gurupları ile kol kola olanlar kendileri olup ülkeyi bu gün kaosa sürüklemediler mi? Atatürk ilke ve inkılâplarını cumhuriyetini koruma ve kollama vazifesine karşı oyunu HAYIR olarak tercih et. Sonra saçını başını yolmanız dizlerinizi dövmek hiçbir işe yaramayacaktır.
Unutma her işte bir HAYIR vardır.
Durmuş Karabağlı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.