- 328 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
GÖRENE
Gün boyu göz kamaştıran görkemli nuru bir eliyle alırken bir eliyle lamba asmış geceye. O/nur yetmemiş gibi göz alabildiğince mumlarla donatmış gök kubbeyi. Bir de yedi kandil yakmış özenle. Kehkeşan serpmiş üzerine. Öyle bir sermiş ki semaya gizemli güzelliğini!
Her yerden bakıyor her göze, her yerden… Gözlerden gizlese de bakışlarını, biteviye göz kırpıyor gökteki deliklerden. Öteler karanlık değil. Aksine apaydınlık… Gece değil, görene ama köre ne!
Kara kazan karasıyla karartılmış isyankâr benlikler. Gafletten atıl kalmış, pas tutmuş beyinler. Gerçeği göremiyor, mil çekilmiş gözler. İnkârdan inkâra geçiyor sözler. Oysa o kadar yakın ki ötelerin ötesindeki iki bin altı yüz doksan yedi Nur!
Sona kadar izin vermiş, kâinatı kuran ve işleten. Ne çok sabırlıdır, kaderi yazan ve nasıl da davetkârdır asuman!
Gözümün nuru! O/Nur’u gördükçe ferleniyor gözümün nuru. Kuş yolunda yolunu kaybeden kuşlara veyl olsun! Arzda ve semada yaratılanlara boş bakan, gökdereyi görüp de gökyolundan O/Nur’a varamayan gözler kör olsun!
Heyhat! Çoğu yummuş gözlerini, görmüyor göz alıcı o nuru… Zaman varken kehkeşanın ardını görmeyen kör kalkacak mezarından ve sonsuza kadar mahrum kalacak O/Nur’un nazarından.
Nefisler ve nefesler adedince yol O/Nur’a uzanırken, yol ararken yolun sonuna geliveren alıklara yazıklar olsun!
Onur BİLGE