- 985 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KANKİLER ( 6 )
……………. KANKİLER ………….. ( 6 )
Mayısın son günleriydi. Sokağa çıkma, yasağı kalkmıştı. Nazlı ve Ayşe, her zamanki git-
tikleri, çoğunlukla,yüksek eğitim gören üniversite öğrencilerinin, geldiği kafe’de, sohbet-
ediyorlardı.
…………… Kanki, Özgürle aranız nasıl gidiyor?
…………… Şimdilik iyi gidiyor. Telefonla görüşüyoruz. Körler sağırlar, birbirini ağırlar misali, o da benim-
gibi utangaç, bir birimize ne söyleyeceğimizi, bilmiyoruz.
…………. Ayşeciğim inanamyorum size. İçinizdeki güzel duygularınızı, çekinmeden anlatsanıza.
…………… söylemesi kolay, ikimizinde, karakteri böyle, o da utangaç, bende.
………….. Ayşeciğim, inanamıyorum lise birden beri seni seviyormuş, ama çekinmiş, dört seneye,
yazık oldu. Bu dört sene içinde, çok güzel unutulmaz anılarınız olurdu. Ama gerçekten
birbirinize, çok yakışıyorsunuz,Hem fizik olarak, hem karakter olarak.aynısınız.
…………. Nazlı, iltifatlarına çok teşekkür ederim, sağol. Sana bir şey soracağım, eğer ilerde evlenip-
çocuğumuz olursa, Gözleri babası gibi mavi olurmu?
…………. Ohooo, Hayatım, nerelere uçup gittin, Daha, üniversiteyi bitirmen gerekiyor, sen şimdiden
nerelerdesin. Bu sırada, kafe’nin önünde bir motor gürültüsü duyuldu. Nazlı dışarıya baktı-
…………… bu Nil’in arabası, geleceğini söylememişti, hayırdır inşallah. Arabadan, Aytekin ve Özgür-
aşağıya indi, ikisinin de gözlerinde renkli gözlükler vardı. Nazlı dikkat’le baktı.
…………. Şunların, havasına bak.Nil’in yine zayıf tarafından faydalanıp, arabayı alıp hava atmağa-
gelmişler.Şunların gelişine bak, sanki yeşil çamın, vazgeçilmez, jönleri.
…………. Haksızlık etme nazlı, ikisi de boylu poslu, yakışıklı gençler. Ama ben şimdiden Özgürü -
kıskanmaya başladım. İşte bunun adına sevgi, aşk diyorlar.
Aytekin’le Özgür içeriye girip, ağır adımlarla masaya yaklaşarak selam verip, oturdular.
………….. Valla, nasılsınız diye sormaya lüzum yok arkadaşlar, Kankimin arabasını almışsınız, Havanız-
dan geçilmiyor.
…………. Kıskandın’mı, Nazlı, Allah razı olsun, Nil beni kırmadı, Porşe’yi bir günlüğüne bana verdi.
………….. Özgürü de kendine benzetmişsin böyle havalı gözlükler falan.
………….. Nazlıcığım, bizimle gurur duymalısınız, bak herkesin gözü üzerimizde, şimdi burada kaç kız
sizin yerinizde olmak için can atıyordur. Etrafına şöyle bir baksana?
………….. Aytekin doğru söylüyor Nazlı. Ben onlara her zamanki gibi güveniyorum.
……………. Ay sana inanamıyorum Ayşe, kızım bunlar erkek milleti, ne yapacakları, belli olmaz.
…………… Kanki inanamıyorum sana, eğer sen bir gün sevip aşık olursan, o günkü halini merak –
ediyorum. Vay çocuğun haline.
……………. Aytekin, garsonu çağırıp, sipariş verdi. Arkadaşlar şu sokağa çıkma yasağı iyi ki kalktı. –
millet evde oturmaktan sıkıldı.
…………… Eee Ayşe nasıl gidiyor?
……………. Neden yanındakine sormuyorsun, Aytekin.
……………. Soruyorum tabi, sormaz olurmuyum, kankimin keyfi yerinde, Ben senden duymk istedim-
……………. İyi o zaman, kankin ne söylüyorsa doğrudur..
……………. Tamam o zaman Allah muhabbetinizi arttırsın. Yani ben bir sıkıntı varsa yardımcı olmak –
babında söyledim.
……………. Teşekkür ederim Aytekin, biraz kaba, biraz şımarıkça, konuşmuş olabilirim, ama senin,
böyle şaka yollu, imalı, konuşmaların var ya . onu taklit etmeğe çalıştım, beceremedim.
…………… Sen olduğun gibi kal, ayşe, Doğal olman sana, daha çok yakışıyor.
Bu sırada garson siparişleri, getirmişti. Meyve sularını içerken, Aytekin’in telefonu çaldı.
…………….. Merhaba Nil, bizde senden bahsediyorduk, kafedeyiz, arabayı merak etme, gözümün -
önünden ayırmıyorum. Sen ne yapıyorsun?
…………….. Ben şu an havadayım. Yamaç paraşütü yapıyorum Havaya bakarsan, belki beni görürsün.
Aytekin, pencereden, dışarı havaya doğru baktı. Nil çok yamaç paraşütü var havada, sen-
hangisindesin. ?
…………….. Benimki kırmızı beyaz olan, Herkes orada’mı?
……………. Evet buradayız.
…………….. İyi o zaman, ben birazdan, Atatürk heykelinin, oradaki meydana, ineceğim. Siz oraya –
gelin, inince kordon boyu gezinti yaparız.
……………. Tamam hemen çıkıyoruz..
……………. Hadi kalkın Nil Atatürk heykelinin bulunduğu alana inecekmiş.Bizi oraya çağırıyor.
Hesabı ödeyip dışarıya çıktılar, havada , on , onbeş civarında yamaç paraşütü vardı.
rengarenk, paraşütler çeşitli aralıklarla, havada süzülerek yavaş hareket ediyorlardı.
yürürken devamlı havaya bakıyorlardı. Nazlının gözü Ayşe ye ilişti Dudakları kıpır kıpır-
kendi kendine mırıldanıyordu.Korkudan ağlayacak gibiydi.
………….. Ayşe, iyimisin, neyin var senin.
…………… Dua ediyorum, çok yüksek, ya düşerse, ya meydana değil denize düşerse.
…………… Ayşe neden böyle olumsuz düşünüyorsun, Allahın izniyle bir şey olmaz, baksana, ne güzel
daireler çizerek aşağıya doğru süzülüyorlar. Hem Nil profesyonel dalgıç , muhakkak-
sırtında, yedek paraşüt falan vardır..
……………. Ne bileyim içime bir korku girdi işte.
meydan kalabalıklaşmıştı, görevliler meydanı boşaltmak için uğraşıyorlar , sık sık düdük –
çalarak meydanı inişe hazır hale getirmeğe çalışıyorlardı. Herkes cep telefonuyla –
havadan aşağıya doğru inen paraşütleri video’ya çekiyorlardı.. On dakika kadar sonra NİL
Meydana indi. Görevliler hemen yanına gelip paraşüt ten kurtulmasına yardım ettiler. Bu-
sırada, Nil’in, özel güvenliğini yapan, iki görevli de, yanına geldi. Nil en son Tulumunu da-
Çıkarıp yanlarına geldi. Ayşe sesiz ağlıyordu.
…………… Ayşecim ne oldu sana, neden ağlıyorsun?
Ayşe cevap vermeyince, Nazlı cevapladı.
…………… Seni yüksekte görünce düşersin diye korkuya kapıldı.
……………. Ahh Ayşeciğim lütfen ağlama, Kader diye bir şey var olacağın önüne geçilmez. Nil-
Ayşe’ye sarılıp yanaklarından öptü. Hadi biraz yürüyelim, değişiklik sana iyi gelir.
……………. Birlikte sohbet ederek, kordon boyu, kaldırımda yürümeğe başladılar.
az ötede, bir kalabalık vardı. Biraz daha yaklaştılar. Genç ve güzel bir kız, gitar çalıp-
şarkı söylüyordu. Yere küçük bir kutu koymuş, isteyen gidip kutuya para atıyordu.
şarkı bitince, herkes alkışladı. Bu sırada, Nil çantasından çıkardığı 100 doları-
kutuya atarak, teşekkür etti. Bir anda 9-10 yaşlarında bir çocuk, kutuyu alarak , koşmaya-
başladı.Aytekin ani refleksle çocuğu yakaladı. Bir anda dört adam Aytekinin üzerine, yürü-
dü . Özgür’de Aytekini korumak için kavgaya girince ortalık karışmıştı. Aytekin king boksçu-
olduğu için , önüne gelene, tekme yumruk korkusuzca dalıyordu. Bu sırada, gitar çalan –
genç kız, gitarını ağacın dibine bırakmış, kavgaya girmişti. Korkusuzca, adamlara tekme-
yumruk vurmağa başladı. Adamın biri, belinden, kocaman bir bıçak çıkarmıştı. Tam o –
sırada, bir el silah sesi duyuldu. Gelen iki kişi Nil’in özel korumalarıydı. Adamlar tazı gibi-
kaçarak gözden kayboldular. Aytekin kutuyu yerden alıp, gitar çalan kıza uzattı.
…………… Teşekkür ederim arkadaşım, iyimisin?
…………… İyiyim bir şeyim yok.
…………… Siz nasılsınız? Çok güzel dövüşüyorsunuz, adınız ne?
………….. Aytekin, ya sizinki?
…………. Benim adım, Nurnur.
………….. Nurnur mu ?
…………. Canım şaka yaptım, sadece Nur. Arkadaşlarım beni, hep nurnur diye çağırır. Nil kenarda –
Nazlının yanında ağlayan ,Ayşenin yanına yaklaştı. Ayşe yinemi ağlıyorsun?
…………. Görmediniz’mi? Adam bıçağını çıkardı, az daha vuracaktı. Bu sırada Özgür yanlarına geldi.
………… Benim aşkım yinemi ağlıyormuş diyerek sarıldı. Tamam sakinleş biraz, geçti gitti.
yanlarına Aytekinle gitar çalan kız geldi. Kız Nil’in elini sıktı, gülerek
………… Güzel gözlüm, kutuya 100 dolar bahşiş atılırmı? Beş on kuruş bir şeyler koysaydın bu işler-
başımıza gelmezdi.
……….. Yani suçlu benmiyim şimdi?
…………. Şaka olsun diye söyledim, hemen alınmayın. İsmim Nur, sizin isminizi öğrenebilirmiyim?
………….. İsmim Nil. Tanıştığıma çok memnun oldum Nur. Ç ok güzel dövüştünüz. Sporcumusunuz?
…………. Evet hem öğrenci hem sporcuyum. Tekvando. Siyah kuşak.
…………. Belli oluyor bak bu arkadaş’da king boks yapıyor. Nerde okuyorsun burdamı?
…………. Hayır ben adanada, havacılık okuyorum. Adanalıyık Allahın adamıyık.
………….. Aytekin hemen araya girdi. Bizde hataylıyık, Allahın adamıyık.
………….. İyi bakalım öyle olsun yakışıklı, Huylarımız bir birine çok benziyor. Size yardımları-
nız için çok teşekkür ederim.
………….. Aytekin sordu. Nerde kalıyorsun, bir tanıdığınız varmı?
………… Neden sordunuz anlayamadım.
…………… Yani yardımcı olmak için sordum.
……….. Nur kolundaki saate baktı. Ben aslında bir saat sonra, Antalya otobüsüne binmem lazım.
açık söylemek gerekirse, ben bu sokak müzisyenliğini, para kazanmak için yapmıyorum.-
üç gündür buradayım, ilk defa başıma böyle bir olay geldi. Ben macerayı seviyorum, şehir-
şehir gezip tatil yapıyorum. Tatil masraflarımı da gitar çalarak, bedavaya getiriyorum.
………… Aytekin yine lafa girdi. İsterseniz, sizi oto gara kadar arabayla bırakabilirim. Nur ağacın yanında
duran, sırt çantasıyla gitarını gösterdi. Hepsi bu arabaya sığarmı Nur tekrar Nil’e döndü.
……….. Arkadaşınıza, güvenebilirmiyim, güzel gözlü Nil?
……….. Elbette güvenebilirsin bak bu arkadaşların hepsine gözün kapalı güvenebilirsin. Aytekin sen
Nur’u yolcu et. Sonra buluşuruz.
Nur sırt çantasını ve gitarını alarak vedalaşıp, Aytekinle beraber yürümeye başladılar.
……….. Aytekin, sen okuyormusun?
………. Evet inşallah, üniversite sınavlarına gireceğim. Siz kaçıncı sınıftasınız, pilotluk size yakışır.
……….. Ben daha birinci sınıftayım, pilot olmak istemiyorum, yer hizmetleri benim için daha uygun.
sohbet ederek arabanın yanına gelmişlerdi.Nur arabayı görünce şaşırdı.
……….. Vay be bu araba senin mi?
……….. Hayır benim değil, Nil’in arabası.
……….. Nil sevgilinmi?
…………. Yok canım, o bana beş on gömlek fazla büyük. Hayat felsefemiz biraz farklı.
…………. Nil çok zengin olmalı, ayrıca çok tatlı ve cömert. Şimdiye kadar hiç 100 dolar veren olmadı-
arabaya binip hareket ettiler. Soruma cevap vermedin, şimdi daha çok merak ettim.
………… Evet çok zengin, beş fabrikası var. Un fabrıkası, plastik,granül,ve plastik boru entegre fabrikası-
zeytin yağı fabrikası. Yer fıstığı fabrikası, Hurda lastikleri işleyen granül fabrikası.
ayrıca birçok daire ve dükkanlardan oluşan işhanı var. Ayrıca babası ve abileriyle ortaklaşa-
sanayi bölgesinde, haddehane kuruyorlar.
………… Vay be say say bitmiyor. Ama gördüğüm kadarıyla, Nasıl desem, tepeden bakmayan,kibiri-
olmayan, eli açık, gönlü bol, merhametli bir kız.
…………. Çok haklısınız ama her şey bir tarafa, kalbi bütün mal varlığından daha zengin. Onu size-
anlatmak biraz zor, ancak onunla arkadaşlık edip dostluk kurarsanız anlayabilirsiniz.
…………. Sen ailenden bahsetmedin Aytekin?
…………. Babamın oto galerisi var, abimle birlikte çalışıyorlar, Annem ev hanımı, bu kadar. Ya sen?
………….. Şu tesadüfe bak, benim babamda oto galerici. Annemle birlikte çalışıyorlar, benden başka-
İki küçük kız kardeşim var. Biri 10, öteki 13 yaşında.
Bu sırada oto gara gelmişlerdi.Aytekin arabayı parketti, birlikte bekleme salonuna geçtiler.
Kısa bir sessizlikten sonra, Aytekin sordu.
…………. Nur yanlış anlamazsan, acaba, görüşebilirmiyiz, yani telefon numaramı versem, telefonla-
görüşebilirmiyiz.
………….. Kalp kalbe karşıymış, bende senden telefon numaranı isteyecektim. Neden olmasın.
Muavin in sesiyle ayağa kalktılar. Antalya yolcuları, lütfen arabaya binin diye bağırıyordu.
vedalaştılar, Nur arabaya bindi, otobüs terminalden çıkana kadar Aytekin arkasından el –
salladıktan sonra arabaya bindi. Bu sırada, telefonu çaldı.
…………. Efendim Nil.
…………. Misafiri yolcu ettin mi Aytekin?
…………. Evet, az önce gitti,geliyorum, siz nerdesiniz?
………….. Her zamanki kafede seni bekliyoruz.Bak ben Nazlıyla Ayşe’yi, benim korumaların araba-
sıyla evlerine gönderdim, Özgürle birlikteyim.
…………. Tamam beş dakikaya oradayım.
Aytekin kafenin önüne geldiğinde, Nille Özgür dışarıda kendisini bekliyorlardı. Arabadan-
İnmeden, gelip arabaya bindiler. Hadi Aytekin devam et. Sizin eve kadar müsaade ondan-
sonra, süren doluyor. Araba,tekrar hareket etti.
………….. Aytekin yarın Pazar, kızlarla konuştuk, Sizi, yarın pikniğe götüreceğim. Şu karşı dağın –
tepesinde eski askeri radar yeri varya, oraya gideceğiz, Tepeden körfeze bir bak çok –
güzel harika bir manzarası var. Ben yarın karavanla geleceğim, birlikte güzel bir piknik-
yaparız. Yasaklardan sonra hepimize iyi gelir. Ne o beni dinlemiyormusun?
…………. Şey , dinliyorum tabi, iyi olur.
…………… Sende tuhaf bir hal var. Nur canını mı sıktı yoksa-
…………… Yok canım, ne sıkması.Açık söyleyeyim mi. Gidişine üzüldüm. İlk defa bir kızdan böyle-
etkilendim. Sen ilk görüşte aşka inanırmısın Nil.
………….. Ben inanmam, ilk görüşte sevmiştim ama sonra aldatıldım.
…………. Özgür hemen lafa daldı. İnanmıyorum senin gibi birini aldatan erkeğe ancak yuh derim.
…………. Kızmana gerek yok, Özgürcüğüm iyiki olmamış, beni aldatan kız da onu aldatmış. Bu sırada
Aytekin in telefonuna mesaj geldi. Aytekin telefonu açıp okudu. Gülümsedi Özgür sordu-
…………. Hayırdır kanki,hemen keyfin yerine geldi.
………….. Gelmez olurmu. Nur mesaj atmış, seni unutmayacağım diyor
Lüks karavan, şehirden uzaklaşmış, köy yolunda ilerliyordu.Karşı taraftan, ara sıra,traktör-
Motorsiklet, Minibüs geliyordu. Önlerinde, ata binmiş,bir köylü yolun kenarında yavaş-
yavaş gidiyordu. Nil’in yanında oturan Aytekin kızgın bir sesle.
…………… Şu adama baksana Nil. Atın iki tarafına çuvalları yüklemiş, birde üzerine binmiş, zavallı-
hayvana eziyet ediyor.
……………. Ne çok şükredecek şeyler var bu dünyada ama biz fark edemiyoruz. Şu anda biz atın
yerinde olmuş olsaydık, bir düşünsene .Allah insan oğlunu, ne kadar üstün yaratmış.
…………….. Haklısın insanları akıllı zeki, yaratmış ama. Şu dünyada olan olaylara bir bak, milletler-
bir birleriyle savaşıyorlar, Güçsüz ülkeleri sömürüyorlar, din ırk, davaları, açlık sefalet-
bunların hepsi insanların insanlara yaptığı kötülükler.
…………….. Aytekin, insanlar hayvanlardan daha akıllı, daha zeki oldukları için hayvanlardan daha-
tehlikeli. Dünyayı yaşanmaz hale getiren insan değil mi ? Şan, şöhret, para, kişisel-
zevk uğruna, vatanına milletine ihanet eden, haberleri televizyondan, izlemiyormusun?
………….. İzliyorum tabi, ama ne yapabiliriz’ki. Elimizden bir şey gelmez.
………….. Haklısın tabi. Herkes bana ne deyip, kader böyleymiş deyip susarsa, şu gördüğün at gibi-
sahibi üstüne iki çuval daha yükler, iki kişide fazladan üstüne biner. Hayat böyledir işte.
Yol artık ikiye ayrılıyordu. Nil karavanı, sağ taraftaki yola sürdü. Araba, yokuş yukarı-
yavaş, yavaş ilerlemeğe devam etti. Aytekin arka tarafa. Baktı. Kanki her şey yolunda mı?
……………. Merak etme, iyiyiz. Nil daha çok gidecekmiyiz.
…………… Az kaldı, beş dakikaya ordayız. Aşağı denize baksanıza, körfez ne kadar güzel görünüyor.
bir süre daha gittikten sonra yokuş bitti. Çok geniş bir düzlüğe ulaştılar .Nil arabayı-
durdurup, aşağıya indi. Hadi arkadaşlar, son durak aşağıya inin. Herkes aşağıya indi.
her taraf yem yeşildi. Üst taraf tamamiyle çam ağaçlarıyla kaplı ormanlık bir alandı, düz-
lükte alabildiğine, yemyeşil otlar,otların arasından, fışkıran kıp kırmızı açmış gelincikler-
papatyalar, göz kamaştırıyordu. Hele tepeden denize bakmak, ayrı bir zevkti. Kocaman –
gemiler, küçücük görünüyordu. Herkes karavandan eşyaları çıkarıp, hazırlık yapmağa –
koyuldu. Aytekin le Özgür seyyar barbeküyü kurup mangalı yakmağa başladılar. Nazlı ve-
Ayşe, yeşilliğin ortasına masayı koyup, salata yapmağa başlamışlardı.Birden Aytekin-in-
sesiyle hepsi Aytekine baktı. Aytekin orman tarafına bakarak, bağırıyordu.
……... Nuuuuuur, nerdesin, özledim seni.
………….. Ne oldu sana böyle, Aytekin Dün bir bu gün iki, Daha kızı tanımıyorsun bile, yalan söyle-
mediğini nerden biliyorsun? Bence kendine gel, hayallerin, yıkılmasın.
………….. Nil bana moral vermeni beklerdim, yıkılsın hayallerim, ben razıyım. Özgür sen niye gülü-
yorsun. Ben hiç kimseyi sevemezmiyim?
………….. Yanlış anlama kanki, ben senin aşık olmana seviniyorum. Ama Nil’in dediği doğru, kızı-
daha dün gördün, kimin,nesi, kimin fesi bilmiyoruz,
………….. Kimin fesi olursa olsun, ben antalyaya gitmek istiyorum.
Nil elindeki kamerayla etrafı görüntülüyordu.
…………. Ayşeciğim gelip beni şurda gezerken çekermisin?
Ayşe işini bırakıp, Nil in yanına giderek kamerayı alıp çekmeğe başladı. Nil biraz dolaştıktan-
Sonra gelincik ve papatyaların çok olduğu yere,oturdu, Evet değerli arkadaşlar, bu şahane-
manzaralı yere pikniğe geldik. Ayyy? Nil in çığlığıyla herkes işini bırakıp yanına koştu. Nil-
bileğini tutuyordu. Bileğinden kanlar akıyordu. Ayağımı bir şey soktu, göremedim. Aytekin –
iyice kontrol ettikten sonra.
…………. Seni yılan sokmuş Nil. Hemen hastaneye gitmemiz lazım, bir iple bacağını biraz yukardan –
sıkıp kan dolaşımını yavaşlatmalıyız. Hadi arkadaşlar toparlanın gidiyoruz. Özgür sen Nil’i-
kucakla, karavana getir. Ben arabayı çalıştırayım, Hadi biraz acele edelim. Hep birlikte
karavanın yanına geldiler, eşyalar toplanırken, Aytekin Nil in ayağını biraz yukardan dizinin –
altından sıkarak bağladı. Aceleyle toparlanıp, karavana bindiler. Ayşe her zamanki gibi, korku-
içinde ağlayıp saçlarını çekiştiriyordu. Aytekin birkaç defa kontak anahtarını denedi, ancak ara-
ba bir türlü çalışmıyordu. Sinirlenip, aşağıya inerek motor kaputunu açtı. Akü başlarını, diğer-
kabloları kontrol etti. Özgüre kontak anahtarını , çevirmesini söyledi. Araba bir türlü çalış-
mıyordu. Hemen arabadan Nil’i kucaklayıp yere indirdi,
………….. Arkadaşlar, siz burada bekleyin, ben nili sırtımda aşağıya köy yoluna kadar,sırtımda götürece-
ğim, Nil’in çantasını verin bana, lazım olur. Aytekin Nil’i sırtına alarak hızlı adımlarla uzaklaştı
………….. Ayşe sakin olurmusun? Ağlama artık, merak etme, Nil iyileecek
…………… Aşk olsun Özgür , bırak arkadaşımı, doya doya, ağlasın. Elinde olan bir şey değil ki bu. Ağla-
Ayşe ağla istediğin kadar ağla, sakın ,içine atma, yoksa sende hastalanırsın.
…………… Nazlı sen beni yanlış anladın. Ben onun iyiliği için söyledim.
………….. Ben seni anlıyorum Özgür ama susup içine atması daha kötü.
Aytekin, durup dinlenerek,birbuçuk kilometre kadar, iniş aşağı, köy yoluna-
kadar, Nil’i taşıdı. Yolun kenarında, beklemeğe başladı. Gözü devamlı köy tarafın-
dan gelen taraftaydı. Birkaç dakika sonra, bir araba gördü, ne olduğu uzak olduğu-
için fark edilmiyordu. Yakına gelince, minibüse el kaldırarak, durması için işaret etti.
………….. Kaptan bizi hastaneye kadar götürürmüsün.*
…………… Kardeş ben daha işçileri toplayıp, fabrikaya götüreceğim,geç kalırsam laf işitirim.
Aytekin, sinirlendi, Adamı zorla aşağı indirip kendisi arabayla gitmeyi düşündü-
kendisini zor tutuyordu. Abicim bari aşağı kadar bizi bir durağın önünde indir, biz-
başımızın çaresine bakarız. Adam ikna olmutu.
………….. Hadi gelin bakalım.
Aytekin, Nil’i kucaklayıp minibüse bindirdi, araba hareket etti. Nil gözleri kapalı sessizce
yatıyordu, yılanın ısırdığı yer daha da morarmıştı. Alnında boncuk gibi ter taneleri vardı.
…………… Nil lütfen aç gözlerini, Nil benimle konuş, kendini kaybetme.
Minibüs nihayet bir mahallenin taksi durağının önünde durdu. Aytekin Nil’i taksiye bindirdi.
………….. Kardeş dört yola gidiyoruz, lütfen çok hızlı gidelim.
…………. Ablamın nesi var , hastamı?
…………. Evet yılan soktu. Dört yolda, yanılmıyorsam, yılancı hacının oğlu varmış,oraya gideceğiz.
yirmi dakika kadar sonra, dört yola ulaştılar. Bir iki kişiye sorduktan sonra evini buldular.
ama hoca aksilik evde yoktu. Camiye namaza gitmişti . hemen oğlunu çağırması için-
camiye yolladılar.
………….. Teyze çok sürer’mi arkadaşımın durumu gittikçe kötüleşiyor,
…………… Hemen gelir merak etme. Cami iki sokak arkada. Birkaç dakika sonra adam geldi selam –
verdikten sonra , hiç ses çıkartmadan yere diz çöktü, Aytekinin bağladığı ipi çözdü. Elini-
yaranın üzerinde aşağı yukarı yavaş hareketle gezdirirken, bir taraftan, mırıldanır gibi-
sessizce dua okuyordu. Adam ayağa kalktı. Geçmiş olsun korkacak bir şey yok dedi. Aytekin
şaşkın gözlerle adama bakıyordu. Birkaç dakika içinde hemen gerekeni yapmıştı,
…………. Abi bittimi , bir hastaneye götürsek olurmu?
…………. Gerek yok . ama içinizin rahat olmasını istiyorsanız. Hastaneye götürebilirsiniz.
bu sırada baygın bir şekilde yerde yatan Nil, gözlerini araladı.
…………. Nasılsın, Nil ?
…………. İyiyim, iyiyim,ağrılarım azaldı.
…………. Hadi o zaman seni hastaneye götüreyim.
……………. Gerek yok biraz dinlensem bir şeyim kalmaz. Bana çantamı verirmisin.
Nil telefonu çıkarıp, birkaç kişiyi aradı. Sonra Özgürü aradı.
…………. Alo Özgür ben iyiyim, merak etmeyin, arkadaşlar sizi gelip alacaklar.
…………… Nil Ayşe senin sesini duymak istiyor.
…………… Alo Nil nasılsın.?
………….. İyiyim canım, merak etmeyin. Kusura bakmayım. Artık başka bir gün telafi ederiz
………….. Nil izin verirsen, bu akşam seninle birlikte olmak istiyorum.
………….. Ne izni bebeğim, istediğin zaman gelebilirsin. Bak ben güvenlikçi arkadaşlarıma söyler-
seni aldırırım. Merak etme. Ama bir şartım var eve gidince, anneme, babama, kimseye
bu olaydan bahsetmeyeceksin anlaştıkmı?
………….. Tamam söylemem, seni kalbinden öpüyorum. Görüşürüz. Nil telefonu kapattı, gülüyordu-
……………. Ne oldu Nil?
………….. Ah şu Ayşe, söyleyecek kelime bulamıyorum. Neyse sana da çok teşekkür ederim, hakkını -
nasıl öderim bilmiyorum.
……………. Rica ederim bu lafı hiç duymamış olayım.
Nil odasında dinleniyordu. Kapı açıldı. İçeriye, Ayşe girdi,
,,,,,,,,,,,,, Hoş geldin Ayşe , güvenlikçi arkadaşlar mı getirdi seni,
………….. evet onlar getirdi. Maşallah çok iyi gördüm seni.
………… İyiyim canım Allah beni sevdiğime bağışladı. Sevdiklerime diyecektin her halde, yoksa -
bilmediğimiz biri’mi var?
…………… Var tabi olmaz olurmu.
………….. kim bu şanslı kişi?
…………. Sensin canımın içi sensin.
………….. Lütfen dalga geçme, gerçekten kim. İstiyorsan söz, kimseye söylemem.
………….. Bir tanem gerçekten sensin. Geçen seferki gibi sana sarılıp yatmayı bile çok özledim.
………….. Ayşe mutluluktan göz yaşlarını tutamadı. Eğilip sol göğsünden öptü, Senin kalbini severim –
ben, sen yeterki iste ömür boyu sana bakarım.
…………. Her şey karşılıklı olunca güzeldir Ayşeciğim, bende sana ömür boyu bakarım . Gel şöyle –
yanıma uzan bakayım. Biraz dertleşelim,
…………. Özgürle arkadaşlık, nasıl gidiyor.
…………. Vallahi biraz ağır ilerliyor gibi. Daha tam olarak bir birimize, nasıl desem, açıkçası ikimizde-
duygularımızı tam olarak yansıtamıyoruz. Ben birazda korkuyorum. Sanki bir rüyadayım-
uyanınca her şey silinip yok olacakmış gibi geliyor bana-
…………… Yaklaştır bakayım yüzünü. Şu güzel yanaklarından bir öpeyim. Ohhh. Çok tatlıymış. Ayşe –
ben her zaman senin yanındayım tamam mı. Bunu bil. Bak yine gözlerin doldu. Kurban-
olurum o göz yaşlarına, gülmek sana daha çok yakışıyor. Ayşe Nil’e sarıldı, bir elini de Nil’in
göğsüne dayadı,eliyle göğsünü yavaşça, okşarken.
…………… Ben’de senin güzel kalbine kurban olurum diye mırıldandı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.