- 192 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tapınak Lazım
Tapınak lazım.
Dünyada mı?
Evet.
Taşlar mı yuvarlansın ağaçlar mı kesilsin.
Her ikisi içinde insan ve araç gereçleriyle taşıtları lazım.
Bu nasıl olacak!
Önce hayvanlar koşulsun. Bu zamana kadar taş yontmayı mızrak edinmeyi öğrenmeyi akıl edecek beyinleri gelişsin.
Ne yapalım.
Tüm hayvanlara evrim geçirmesi için şok verilsin.
Akıl mı verilsin.
Akıl verin. Dayana bilen insan var olsun.
Hazır yiyecek mi verelim. Sabredebilen hayatta mı kalsın.
Evet, koşullandırın. Yeteneklerinden soyutlanıp aptal olsun. Hamur olsun ki onlara insani şekil verelim. İnsan beyni yetenekten soyutlanmış bir beyindir. Gerekli yeteneği öğrenerek genetiğine işlesin diye özünde yeteneksiz bir beyindir. İnsan bunu kavradığında atası olan hayvanları hizmetine koşmayı öğrenecektir.
Tip olarak hangi hayvanı seçelim.
Maymunu seçin. Ön ayakları kol ve el olmaya yatkın. İnsan koluyla aklını eline ileterek iş işleyebilecektir. Zürafa yüksek ağaçlara boynunu uzatırken maymunlar tırmanmayı seçmiştir. Zürafalar en yüksekteki yapraklara göz korken maymunlar ağaca göz koymuştur. İçsel ve dışsal meseledir. Zürafa dışsal yaklaşırken maymun içsel yaklaşmıştır. Maymun sığınırken zürafa sığınmamış sadece yararlanmıştır. Zürafa otlamaktan vaz geçmemiş yaprakların tadına da bakmak istemiştir. Maymunlar ağacın yemişini tercih etmiştir. Otlamaktan kopmuşlardır. Unutmuşlardır. Tip için gelişme göstermişlerdir. Unutmak akıl etmenin ilk koşuludur. Tip olarak maymun bedeni seçilsin. Beyin için tüm hayvanların beyni bir harmanlansın. Böylece insan bedeninin tipide farklılık kazanacaktır. Ortak beyinde fark yaratan yetenek beyin alındığı o hayvanın bedenine farklı tip alacaktır.
Peki, beyin harmanlanması nasıl olacaktır.
Bir maymun insanlaşsın ve türünden ayrılıp mağaraya sığınsın.
İlk insanlaşan dişimi olsun erkek mi olsun?
Ayrı bölgelerde ikisi de seçilsin. Biri dişi maymun diğeri insansı erkek. Erkek insansı normal maymun sürüsüyle çiftleşirken dişi insansı normal erkek maymunlarla çiftleşsin. Yeni nesil biri mağarada yetişirken diğeri yaban ortamda yetişsin. Biri yamyam gelişirken diğeri hayvani gelişecektir. Hayvanlar içindeki yobaz olurken mağarada ki çağdaş olacaktır. Yamyamlar yobazları yer. Yobazlar yamyamları öldürür. Aşk başlasın. Akıllanmak unutmakla başlarken aşk bir tutulmakla başlar. Bir unutmakla. Geçmişi bir unutmak ve geleceğe bir bakmak aşkladır. İlk insanlar bunlar olacaktır. Onlara çiftçiliği öğretin. Yamyam olanlar için avlanmayı aşılayın. Avlanıp bir taraftan da toplayıcı olsunlar. Bu arada diğer hayvanların beyin yetenekleri tabu hayvanlar belirleyerek alsınlar. İnançla tapındıkları hayvanların beyinlerini elektro manyetik olarak beyinlerine geçirerek beyinlerini o yönde geliştirirler. Aşama aşama hak dine evrilsinler ve tapınak yapamaya başlasınlar.
Efendim tapınak hazır. Dünyada ilk tapınak hazır. Mısırda piramit şeklinde. Firavunlar için yapıldı. Ama tabi ki sizin isteğiniz dolayısıyla. Niçin istediniz ki tapınağı.
Taşlara tuğla biçimi verip ağaçları kereste yapıp kalaslara çevirmek. Ben tanrıyım. Ben yokum. Ancak bana tapınılan eşya ve yapılar yapılabilir. Benim iliğim eşya bedenim yapılardır. Yer ateşi yüreğim olsa da gezegenler cismim olsa da güneş ve diğer yıldızlar beynimdir. Galaksiler evim. Everenin dışı karadelik kapımdan çıkışımla benim varlığım olsa da. Ben evrenimde yokum. İnsanda bedeni içinde yoktur. Dış dünyada ancak vardır. Benim içimde ben yokum insanın içinde insan yoktur. İnsan mikropla doludur. Ben nice ateş ve yerle gökcisimleriyle doluyumdur. Ben insanın iliğine kadar girer hücrelerinde olurum. Onlar bana ancak tapınırlar. Şeytan akıllarını karıştırsın. Melekler yatıştırsın amam karışmasınlar. Onların iradeleri benim. Her insanın bir ömrü var. Benim her insanda varlığım olacaktır. Ben tanrıyım yaratıcılığımla ancak gelişebilirim. Yaratıcılık sonsuzlukta bir son akılla başlar. Akıl sonludur. Ama sonsuzluk içinde bir sonlu fikir olarak sonsuzluğu bir düşünce eyleme geçirir. Akıl sonlu bir fikrin sonsuzluğa maya çalınmasıyla bir düşüncenin eylemini başlatır. İlk aklın fikri bir kuantum boşluğunda atomsal düzeydeyken elektronların manyetik alan belirlemesiyle moleküler düzeye oluşarak madde elementi kategorilerine gelişirler. İlk son sonsuzluktan nefes alarak sonlu başlangıcını sonsuzlukla devindirerek biçimlerine koşullanır.
Efendim insanlar sizi asıl tasvir etsin. Beni beyaz kanatlı bir insan olarak melek tasvir ediyorlar. Sizi nasıl tasvir etsinler. Her halde korkunç bir hayvan tasvir etmeyecekler.
Tabi bende bilge insan tasvirinde olacağımdır. Bana akıl ve düşünceyle varan beni tasvirde etmiş olacaktır. Tasvir olacağımdır. Beni avlayana yem avladığım da yem olacaktır. Her canlı faniye sebep olurken sonları da olacağım. Ben tanrıyım. Bir evren başaltım. Daha doğrusu bir evren evrim başladım. Beni düşünen durur. İster inançla din dursun ister bilgiyle bilim dursun beni düşünen değişir ve dönüşür. Dindar olan tapınağıma çalışır bilimsel olan tapınağımı taşır. Taş duvar yapı tapınak diye geçme bana tapınak yaparken insanoğlu hücre dokusunu geliştirerek modernleşecektir. Ve ben özgürleşeceğim. Tanrıyım ama yarattığım kullara bağlıyım. Onlara yaratıcılığımı bahşederek ne durumda olduğunu acısını da hissettirdim. Sanatçılar beni iyi anlar. Dindarlar, düşünen filozofların bir aşamasıdır. Gerekli olan gereksiz olandan çıkar. Neyse özgür olunca bu evrenden gideceğim.
Başka evren mi var? Onlar sizden ayrı mı? Evrende çoktur. Dünyada çoktur. Her renk bir evrendir. Her dünya bir renk tonundadır. Üstün insanla tüm evrenlerin kapsamına varacağım ve cennetime kavuşacağım. Cennetimden kovulan benim. Âdem yedi elmayı aldı Havayı kaçtı. Yedinde ne oldu. Sıçtın. Sonsuzluk duru mu bir sonlu donda. Enerjiyi de nesil verdin. Renk cennetim evrenlerine ayrılıp nicelik parçalandı nitelik sakatlandı. Çık çıkabilirsen işin içinden. Âdem ile Hava’ya dünyayı hazırlayacağım diye evreni yeniden başaltım. Bir evren. Diğer evrenlerim kapandı tabi ki. Bir cennet toplayamadım. Ben tanrıyım ama yarattıklarım taş toprak bitki hayvan derken insanda kul. Oysa cennetimde her şey nurdandı. Bana tapınmazlardı nurlu yaşarlardı. Sonsuzdular. Bir elma gerçekti. Diğer meyveler nurdandı. Elmayı yediler gerçek oldular. Gerçek dünya kurmak lazımdı onlara. O zamana kadar uydular. Uyandıklarında dünyada buldular kendilerini. İşte böyle hayat başlasın. Âdem yamyamdır. Hava normaldir. Yani onlara etten kemikten biçim verirken aynı zamanda da hikâye sağlayarak ruh kazandırdım. Uyandıklarında ikisi de normal insandırlar. Uyandıkları bölgeye diğer insansılar giremezdi. Ancak kavimleri oluşarak akınlarla tespit edip göçle yayıldılar. Bir nevi torpil sağlamış oldum. Ama ancak onlara hizmet için yarattım dünyayı. Beni kurtaracak o üstün insana varmak için.
Bir nevi kendinize varmak için.
Evet, melek. Öğle kendime tekrar varmak için madde yolculuğuna çıktım. Sonuçta ben yokum kendimi tanımlamam için sen meleğe ve insana ve türlü türlü mahlukatlar hatta şeytana bile ihtiyaç duymaktayım. Ve yarattığım kullarında ihtiyaçlarını sağlamalıyım değil mi? İşim zor biliyorum ama başaracağım. Ben tanrıyım. Gerçek ise benim beynimdir. Cennette bir elma işte. Elma ağacı. Benim kalbim yoktu. Elmayı yiyen Âdem ile Hava’nın gerçek kalbi oldum. Âşık oldular zaten bir olunca yeni bir kalbe doğuyordum. Amacım bir beyin olup kurtulmaktı bu canlı bedenden. Ama efendim siz yine yedi gök yukardasınız. Evet, öğle ama kalbim yer yüzünde. Gerçeğim milyarlarca nicelik niteliğim çok farklı durumda. Sürekli yaratmak zorundayım. Ne güzel tanrı tatilim varken yaratma işçiliğine düştüm yine. Sana anlattığım gibi insanın birine anlatsam. Şeytan aklını çeliyor yer yüzünde yarattığım kullara beni, tanrısını pazarlıyorlar. Hepsinin canı alsam ne çıkacak gerçeği sadece heba etmiş olacağım. Bak bir Mustafa Kemal adam çıktı onunda milletinin şatları iyi değildi. Beni kazandı milletine bahşetti. Gerçi yapacağı bir şeyde yoktu. Uyanıklık yapsa şeytana teslim olacaktı. Misal olarak. Benim için zaman kavramı yok. Ama yarattıklarımın zamana ihtiyacı var. Onların bana varmaları için düştükleri sonlu aşamaları geçmeleri lazım. Sonsuzlukla son arasında fark bir akıldır. A akıllım. An bir son ise Zaman bir sonsuzluktur. Zaman geçer. Zaman sonlu an sonsuzluktur. An geçmez zaman geçer. Yine bir anı yakalamak için zamanın doğru geçmesi lazımdır. Ben ne bekliyorum o zaman. Gerçeğim bir zaman içine düştü. Şu an ben sonsuzluğumla başlangıcı olmayan sıfırımdayım. Ama gerçeğim bir zaman içinde bir an ötede olduğundan yaratıklarımla iletişim halindeyim. Varla yok arasında.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.