- 205 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Sır hayatın içinde gizli
Hayata tutunmalıyız:)
Bizler hayatın içinde mutlu olabiliriz...
Umut her daim var.
Ve yaşadığımız mühletçe devam edecek...
Var olduğumuz sürece, hep mücadele edelim ,asla vazgeçmeyelim...
____Sır hayatın içinde gizli:)
Hayatımızda geçmişimizde, çocukluğumuzda...
Biz neler yaşadık____ da, bu gün bu haldeyiz...
Ani, anlık kararlar alıyoruz acele ediyoruz
____Kendimizi af edelim.
Suçluluk duygularımızı çok yoğun yaşıyoruz...
Doğduğumuz günden sonra...
Özellikle ailelerimizle ,kardeşlerimizle
Çocuklarımızla, çevremizle, arkadaşlarımızla olan ilişkilerde...
Suçluluk duygularını çok yoğun hissediyoruz!..
Öfkelerimiz kolay belli etmiyoruz
Kırmak istemiyoruz hiç kimseyi
Ve hep veren taraf olmaya çalışıyoruz
Elimizden geldiğince
Halbuki bir insanın, hayatta yapabileceği her şeyi yapmışızdır belki de
Ama halen ödenmeyen borçlarımız vardır maneviyatta
____Ve aklımız da halen oralarda gezer...
Kaderi anlatmak kolay mı?..
Sayfalar dolusu yazmakla bitmez...
Biz çocukluğumuzda ne yaşadıysak...
Yaşadığımız olayı değil o olaylardaki hislerimizi
Duyduğumuz duygularımızı
Çünkü o olayların duyguların renkleri vardır
Siyah, beyaz, mavi, yeşil, gri, pembe
İşte, bu renkler, bizim kader motifimizin renkleridir
Biraz büyüyünce ve gelişince
Hayatımız boyunca...
Bilincimiz bize hep o rengi yaşatmak ister
En ağırlıklı rengimiz hangisiyse?..
Hangi rengi daha yoğun yaşadıysak?..
Çocukluğumuzda içimizi acıtan şeyleri...
____Bilincimiz onları büyük harflerle yazar
Sevinçlerimizi de küçük harflerle
Mesela, hep siyah renklerimiz daha yoğunsa...
Daha sonraki hayatımızda...
Bilincimiz bize hep aynı renkleri yaşatır...
____Bir nevi bizi korumaya çalışır
Çünkü en iyi tanıdığımız duygu odur
Hep böyle acılar içerisinde yetişmiş bir insan
Mutluluk nedir, heyecan nedir, huzur nedir, keyif nedir
Böyle yaşamak nedir?..
Bunları hiç bilmeyen, yaşamayan
Bu duyguya yabancıdır
Bilemez ki nasıl bir duygudur o duygular...
Bu nedenle, bizi hep tanıdık duygulara çeker bilinç
"Aşk" muhteşem bir duygudur
Aşkta bile ona yöneltir
O acılarla bizler birer şekil alırız
Hayatımız bir yol kazanır
Ve o acılar sayesinde o yaralarla birlikte
Kimimiz kaşif olur, kimimiz mucid
Kimimiz sanatçı ,kimimiz lider
Kimimizde o acılarla birlikte
Hitler gibi katleden birine dönüşür
Yani, bizi abat eden de, berbat eden de
O çocuklukta aldığımız yaralar acılarımız...
Kaderimiz doğduğumuz evlerde yazılıyor
Bu noktada şanslı olanlarda vardır, şanssız olanlarda
____Şanslı olmak:)
Her şeyin çok iyi olduğu anlamına gelmez
Zaten bunu tarif etmek te çok zordur
Şanslı veya şanssız olmayı
Asla maddi ölçülerle ele almamalı insan
Bir çocuğun şefkate, sevgiye ihtiyacı vardır
Buda dünyanın en büyük____ şansıdır
Gerisi bir şekilde kazanılır
Sevgi görmeyen sevgi verebilir mi?..___ Bu biraz zordur.
Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın
YORUMLAR
Çocukluktaki yaralar kimini Hitler yapıyor ama onun Hitler olmasında en büyük etken güç kazanmak.
İyi bir eğitim almasına ve dindar bir hristiyan olmasına rağmen kan kusan bir canavar oldu.
Bir fikir bir an zihinden geçiyor. Şeytani vesvese o fikri zihinde büyütüyor.
Saklı kalan fikir güçle birleşince ortaya çıkıyor. Ve kan içen bir katile, bir caniye dönüşüyor.
Her caninin o anda sahip olduğu güç vardır.
Ve o gücü elde ettiğinde caniye dönüşür.
Bu nedenle canilerin en çok yaptığı çocuklara tecavüz edip öldürmek.
Gücü ona yetiyor ve onda uygulayabiliyor gücünü. Öyle kendini tatmin ediyor.
Hitlerin yaptığı da bir nev'i kendini tatmin.
Bir film izlemiştim.
Filmde adam zengin iyi bir ailesi var mutlular ama şehveti bulamıyor. Bulmak için cinayet işliyor ve ustalıkla işliyor cinayetlerini. Delil bırakmıyor.
Bir gün bir fotoğrafçı rastgele birini röntgenlerken onun resmini çekiyor. İlk hatasıydı bu adamın.
Fotoğrafçı şantaj yapmak isterken yeni kurban oluyor.
Hata yaptığı için adam kendisini cezalandırıp bir daha cinayet işlemiyor.
Kusursuz olmak ve kusursuz cinayet işlemek onun tatmin şekli.
İnsanlar ancak güç sahibiyse cani oluyor.
O nedenle haketmeyene mevki verilmemeli islâmın düsturlarındandır.
Kanuni Sultan Süleyman Süleymaniye camiine imam araması gibi eleman aranmalı.
Keşke bugün de ahlaki özelliklerine göre eleman alınsa.
Semra Eroğlu
Devletleri çöküşe getiren alametlerin başında yüksek vergilerle birlikte makam ve mevkilere hak etmeyen kişilerin gelmesidir.
Liyakatın olmadığı yerlerde işler eksik olur.
- Fatih Sultan Mehmed devletin başına geldiğinde babasından kalan tecrübeli vezirleri dışlamamış ve “Siz işinizi iyi yapıyorsunuz, devam edin” demiştir.
-Bu vezirlerin çoğu da şehzadelik döneminde Mehmed’e karşı olan vezirlerdi.
Mehmed, şehzadelik döneminde yapılanları sineye çekerek devlet işlerini tecrübeli ellere bırakmıştır.
Osmanlı bu sistem ile büyüdü ve genişledi.
Layık olmadan devletin makamlarına atananlar, astlarını ısırır, üstlerine kuyruk sallarlar. İmam Gazali
Dostoyevski şöyle diyor : Şeytan uyuyakaldı bir gün.
Rüzgar sert esti. Üç tüy düştü şeytandan dünyaya.
Biri paraya yapıştı, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa.
O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı.
Teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için sevgilerimle...
Semra Eroğlu
Makam hırsı, insanların başlıca dürtüsüdür. Yükselme ümidi oldukça, herkes liyakatını göstermeye çalışır; fakat bir kere en yüksek dereceye vardıktan sonra da, rahattan başka bir şey düşünülemez. Napolyon
Kişi kendini tanıtırken mesleğini ön plana çıkarıyorsa, demek istiyordur ki; Aslında ben malın önde gideniyim ama, her ne hikmetse mevki sahibi oldum. Anonim:))
Elif_V_Mim
Çok doğru.
Yola ihlasla çıkılır ama rahat göre göre asıl amaç unutulur.
Buna örnek komunizm.
Fakirken ekmeği bölüşelim diyenler mevki ve para bulunca, ben çalışıp kazandım, o da çalışsın kazansın, neden alın terimi bölüşecekmişim der.
İslamda ise infak vardır. Kazancın tarlada onda biri öşür, gelirde kırkta biri zekat olarak paylaşılır.
Hergün sadaka vermek ise emirdir. O gün sadaka vermezsek bereket ve geçim eksilir ve musibetler yaşarız.
Sadaka bu musibetleri giderir biiznillah.
Sahte bir paylaşım yapan komunizm nerede? Hakiki paylaşım yapan islâm nerede? Yaşamıyoruz. Yaşasak islâm dini demokrasiyi tam sağlıyor.