- 262 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HER GELEN GÖÇER VE HER KUL EKTİĞİNİ BİÇER
Mahlûkta devinen gürül gürül bir ırmaktır ölüm…
Babalar ölür; dolaşır eli ölümün, saçlarında anaların, oğulların…
Analar ölür; kök salar hasret yüreklere, ‘Bir evlat pir olsa da’ o zaman anlar ancak neymiş öksüzlük…
Bir çukurun başında, bir kapının ağzında herkes susar, konuşur ölüm ve sürer hayat…
Bütün işleri öteleyebilirsiniz, ölümü asla öteleyemezsiniz. O geldi mi kapıdan dönmez. O, sizin gözyaşlarınıza bakmaz. Onun merhameti yoktur ve o size acımaz…
O, söz verdiği zamanda gelir ve ruhunuzu bedeninizden kabzeder. Sizin cesediniz orda yığılı kalakalır. Belki sizin ruhunuz, sizin cesedinizi izler. Size ağlayanları, mezara götürülüşünüzü ve ölümden sonra olup biten her şeyi izler...
İlahi düzen içinde insan Kuran’da da ifade edildiği gibi topraktan gelip toprağa gidecek ve yine topraktan çıkıp dirilecektir. Bedenin toprağa dönüşmesi seni korkutmasın.
Baban ölür ardında duvar yıkılır ananın saçlarına tutunursun, anan ölür tutunacak dal bulamazsın, sürüklenir durursun kuru bir yaprak misali en ufacık meltemde dahi...
Kaybolan tüm umutlarım hayallerim yazıldı gönül soframın masum sayfalarına. Sadece düşmek istedim tüm gönül yaralarına…
Sonra bu sabah camiden müezzinin ezandan önce okuduğu Salâyı duyunca kalemim yeniden yazmaya başladı, kendi hayatımın festivalini, her çiçek açışında, ölümü gizleyen; Kiraz ağacının çiçekleri gibi kokan bu topraklarda. Yepyeni başlangıçlara soyundu, hayata titrek tutunuşlarım. Bana, size, hepimize umut olsun istedim yaşananlar, yaşanmışlıklar…
Kaybettiklerimiz hiçbir zaman geri gelmeyecek olanlarımız… Şu an yaşadığımız günün, yarın adı özlem olarak anılacak. Kaybettiklerimizi özleriz, vazgeçtiklerimizi değil… Çünkü kaybettiklerimiz toprak olurlar dönmezler… On beş yıl önce kaybettiğim babam, altı yıl önce kaybettiğim anam ve yirmi iki yıl önce kaybettiğim kardeşim gibi… Ama vazgeçtiklerimiz gün olur harman olur döner…
Ve aldım kalemimi vuslata tutuklu ellerime...
Yazdım durdum derdimi, gündüzler kararınca,
Her yazdığım manalı, karınca kararınca…
Bir dostum gülümseten ve ama düşündüren bir yazıyı bana göndermiş. Ben de elbette sembolik ve mecazi anlamlar taşıyan bu yazıyı sizinle paylaşmak istedim.
“Kadın evine giderken bir çocuğun elinde çöp ile toprağa bir şeyler çizdiğini görür…
- Ne yapıyorsun?.. diye sorar...
Çocuk: - Cenneti parselleyip satıyorum abla… der...
Cevap hoşuna giden kadın
- Bana da bir parsel versen ne kadar?.. der...
Çocuk: - 20 tl abla...
Kadın parayı verir… Evine giden kadın olayı unutur.. Yatar bir rüya görür ki kendisi Cennette... Uyanınca rüya olayını eşine anlatır… Eşi hemen çocuğun olduğu yere gider..
Çocuğa aynı şekilde adam da sorar:
- Ne yapıyorsun?..
Cevap aynı…
Adam: - Bana da bir parsel ver… Kaç lira?..
Çocuk: - Bir trilyon!.. der…
Adam: - Ne yapıyorsun, hanıma 20 TL’ye vermişsin...
Çocuk: - Amca eşin o parayı Cenneti almak için değil, gönlümü almak için verdi…
Sen ise Cenneti istiyorsun... Cenneti o kadar ucuz mu zannettin?..”
Cennet ne çok ucuz, ne çok pahalıdır… Cenneti almak gönülleri almaktan geçer...
Rabbim bizleri gönül kıran değil, gönül alanlardan eylesin…
Ne Garip bir durum: İnsan bu dünyada da öbür dünyada da hala toprak alma derdinde… Toprak da insan alma derdinde...
Toprağın bir sözü varmış: “Toprak derki Ağlama ey insanoğlu, Allah seni benden yarattı yine bana vereceğini vaat etti.”
Herkesin dilinde aynı söz “Yalan dünya”. Madem bunun bilincinde iseniz kalp kırmayın. Unutmayın ölüm var. Belki sizin kırdığınız o gönlü almak için vaktiniz yetmez. Belki de kırdığınız gönlün vakti yetmez. Önyargılı davranmayın. İnsanları kırmayın.
Şu üç günlük dünyada gönül yıkmayalım, kalp kırmayalım… Ve gıybet yapmayalım…
Ama hayatta o kadar çok sorunlar var ki. Hâlbuki bir uzlaşma yolu varken insanlar neden hayatı olumsuz yönde etkiler. Kimileri öylesine kalp kırıyor kimileri ise Allaha sığınıyor.
Sevdiklerinizi ağlatmayın... Yanınızdaki kişiye değer verin; kırmayın onu durup durup sevdiğinizi söyleyin, özel hissettirin. En ufak bir şeyde bitti demeyin, ağlatmayın üzmeyin.
Neden mi?..
Çünkü ölümün saati yok. Belki son görüşünüzdür, belki de son sarılmanızdır. Belki de saatler sonra ona değil de, artık toprağına dokunacaksınız, onu değil de toprağını öpeceksiniz.
Sevdiklerinizin değerini kaybettikten sonra değil, şuan bilin. Toprak aldığında geri vermez.
Çünkü ölümün saati yok dostlarım…
Ve insanlara öyle iyi davranınız ki düşmanlarınız bile ölümünüze ağlasın…
Hani bir söz vardır “Hayat bir ezan ile bir sela arası“. Acaba ne zaman ne şekilde öleceğiz?..
Ölüm hepimiz için takdir edilmiş. Çaresi yok. İstemesek de o yola gireceğiz. Yüce Rabbim sağlam iman ve iyi amelle gitmeyi nasip etsin. Gerisi boş.
Dünyada içi boş bir topun peşinden koşan oyuncular gibi koşturuyoruz. Bazen top bizi, bazen biz topu kovalıyoruz. Günün birinde maç bitecek. Düdük çalacak. Ve oyuncular dağılacak.
Rabbim ömrün de, ölümün de hayırlısını versin…
Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
“Ümmetime öyle bir zaman gelecek ki; Dünya işlerini sevecekler, ahireti için amel etmeyi unutacaklar. Hayatı sevecekler Ölümü unutacaklar. Mal, mülk edinmeyi sevecekler, Allah’a verecekleri hesabı unutacaklar…”
Her gelen göçer ve her kul ektiğini biçer. Dünya Ahiretin tarlasıdır. Bir insanın ahireti unutması, imansız ölmesi ölümden daha acı felakettir.
Allah’ı seven ölümden korkmaz. Ölümden nefret etmez. Ölümden korkma, hesaptan kork.
Ama bazılarının gerçekten anlayamadığı bir şey var “Allah yaptıklarınızdan haberdardır”.
Kim bir zulüm etmiş ise elbet cezasını çekecektir. Sanılmasın ki bu dünyada çekmedi diye Rabbim unuttu. Rabbim ahiret gününde kim ne zulüm etmiş ise cezasını elbet verir…
Güzel konuşun kıymet bilin… İnanın insanın sadece yaptığı iyiliği unutulmaz. Belki siz bilmezsiniz ama iyiliğinizin dokunduğu kimse asla unutmaz iyiliği. İnsanlar hata yapabilir. Sanki hangimiz mükemmel?.. İnsanları hataları ile hor görmeyin. Aksine hata ancak güzel dille düzeltilir. Hayata bakış açınız daima güzel olsun.
Çünkü güzel bakan güzel düşünür.
Allah güzel bakıp güzel görmeyi hayatı en güzel şekilde yaşamayı nasip etsin tüm insanlara…
O nedenle ki:
Hayatı güzel bir şekilde yaşamak, “Yaradandan dolayı yaratılanı sevmekten” geçer dostlarım…
Yani işin özünde sevgi vardır…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Mutlu, umutlu, sağlıklı, acısız, gözyaşsız güzel bir hafta dilerim. Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
10.07.2023
Ömer sabri KURŞUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.