- 401 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
KAYBOLAN ÇOCUKLUĞUM...
İpin ucu kaçtı mı sahiden yoksa ipe götüren miydi yalnızlığımın teminatı ve tek şartı karar meclisinin…
İpotekli ruhuma g/örücüler geldi ve ihanetin bahçesinde uçuşan bir kuş misali yatıya kalan dileklerimi suladım gözyaşlarımla ve kurumasını beklemeden kundaklandı ruhumun şelalesi.
Mevsimlerden beyanat.
Mevsimlerden bakir tonlamalar.
Mevsimlerden sağdıcım bildiğim solumun tek anahtarı ve solunumu duran renklerin boş yere tükettiği nefesi.
Arz ettim.
Hamt ettim.
Ar bildim bileli sevgiyi ve masumiyeti ve yâd edilesi yâd ellerde kaybolan çocukluğumun peşindeyim bir de annemin ve elimde dikiş ipliği mütemadiyen dikiyorum hüzünlü yüreğimin söküklerini.
Sözcükler rutin bildiğim.
İmgelerse ruhumu sağalttığım.
Meali yitik bir günce mızrabı kırık bir saz ve acılardan nemalandığım kadar açtığım içimi altın tepside buyur ettiğim insanların nezdinde kâh büyüdüğüm kâh küçüldüğüm gel gör ki en mert olan da benim bir başıma kız başıma savaştığım bunca cephede tek cephaneliğim iken eksik etmediğim umudum ve inancım.
Rölantiye almıştım sözcüklerimi epeydir.
Rövanşında döngünün refüze edildiğim kadar da sürüldüğüm bir coğrafya ki yalnızlığın ibaresinde ve ibrazında kayıtlı olduğum nüfus kütüğünde kaç haneye denk düşüyorsa artık kimliğim ve asaletim.
Sayaç kırıldı.
Sözcükler yuhalandı.
Sonsuzluk iken ufkum onsuzlukla cezalandırıldığım.
Kaderin izinde saklı bir giz olsam ne ki ne meylettiğim sabrın peşinde sözcüklerse vurgun yediğim ve işte sürümü yalnızlığın lakin ben dimdik ayaktayım bir başıma olsam da kanatmaktayım yaralarımı yamalı kalemimle yarıladığım yolun bitiminde ne bekliyorsa beni men ettiğim beni kim bekliyorsa meylettiğim.
Günden arda kalan birkaç saatin daha hesabını tutuyorum ve geceye ramak kala idame ettiğim hüznün de dibini görmüşken ve işte yanan ışığı odamın ve işte tüten burnumda eski günlerim ve ıskaladığım kadar mutluluğu hüzünle kalbimle Allah yolundayım kimseyi inandırmak zorunda olmadığımı bilsem bile ağlama duvarlarında çakılı bir çiviyim mademki çividir çiviyi söken mademki en yüksek rakımdır Rabbin Dergâhı.
Çarpık düzenin mafyası.
Hayatınsa mayası çözülürken.
İhanet etmediğim kadar doğrulara dağ duvar yıkılırken.
İhya edilesi yüreğimde uçuşan kelebekler misali döngünün belini kırdığım ve kelebek ömürlü şiirlerim ve yazılarım nasıl da benden birer parça.
Bir renksem.
Ya da bir amblem.
Çöreklenen hüzünden sökün eden ilham ve de…
İtibar etmediğim kadar karanlığa ve kinayeye ve işte yakamdan düşmezken hayal dolu dünyamı sonlandıran bir ihanetin izinde aslında kendime vardığımın da ispatıdır sözcüklerle ettiğim kadar hasbıhal kök söktüren zalime de isyanımdır ve itirazım ve ettiğim ahım.
Çözülen kördüğüm.
Çözümsüzlüğe itiraz ettiğim.
Bir yenilgi isem içimde seken.
Bir yanılgı ise inandığım güvendiğim her insandan yediğim darbe ve peşini topladığım.
Başımı yasladığım tek omuz.
Ve omzuma yaslanacak tek baş:
Aş bildiğim sevginin ve annemin uğruna çıktığım yolda da bir başıma dimdik yürüdüğüm ve pes etmediğim kadar da umudumu saklı tutuyorum Allah yolunda.
Kalender yüreğim.
Karambole giden dünüm ve hayallerim.
Bir metafor mudur yoksa sevginin düzleminde teğet geçtiğim ölümün ihanetinde ve ibrazı huzurun Allah katında kabul görmenin duasında duayeni olduğum hüzünlü kalbime ferahlık veren bana güç veren de Rabbimdir.
Bir cereyanda kalıp da üşüdüğüm.
Bir rutinde kapaklandığım yere.
Bir de rencide edilmenin ertesi ve işte hayatın ve sevginin alfabesinde açtığım kapıdır elimde sol anahtarı bir ömür soluma yatırım yapıp sağıma yattığım…
Hani olur da olur da…
Olur, hem de öyle olur ki…
Beklemedeyim tüm inancımla ve umudumla…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.