- 163 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Dağın İçinden Çıkan Deve
Âd kavminin helâkinden sonra Hz. Hûd’la kurtulanlardan Semûd Medine ve Şam arasında “Hicr” bölgesinde yerleşti. Cenab-ı Hak kendilerine Âd kavmi gibi bol ihsanlarda bulundu. Ancak onlar çete oluşturarak etrafa dehşet saçıyorlardı.
Bir müddet sonra onlar da ağaç ve taştan yapılan putlara tapma hadisesi başladı.
Hz. Salih (a.s.) çocukluğundan başlayarak asla putlara tapmamıştır. Cenab-ı Allah’tan peygamberlik vazifesini alınca da onları bu sapıklıktan vazgeçirmeye başladı.
Semûd kavminin zenginliği arttıkça, sapıklığı da artıyordu. Hz. Salih yılmadan anlatmaya devam ediyordu. Fakat ıslah olmak istemiyorlardı. Böylece uyarı manasında ilk bela geldi ve bir kuyu hariç bütün suları kesildi. Ders almayan Semûd kavmi Hz. Salih ile uğraşmaya devam ediyordu.
Bir bayram günü kalabalığın toplanmasını fırsat bilen inanmayanlar, Hz. Salih’in peygamber olmadığını ispatlamak için dağdan kızıl tüylü ve 10 aylık hamile dişi bir deve çıkmasını istediler. (Şuara,143-152)
Kavminin kendisini gerçekleştiremeyip, halkın önünde küçük düşürmek için istediği mucize Allah’ın izniyle gerçekleşmiş ve kaya yarılıp içinden kızıl tüylü, on aylık hamile dişi bir deve çıkıp, kendisi büyüklüğünde yavru doğurmuştur. (Şuara,155) Tek su kaynağı olan kuyunun gelip bütün suyunu içti. Allah’a inanmayanlar donup kalmıştı. Gözlerine inanamıyorlardı. Fakat inat edip, yine de bunun bir mucize değil, sihir olduğunu iddia ettiler.
Hz. Salih kavmini bu deveye zarar vermemeleri konusunda uyardı. Onlara kuyunun suyunu bir gün devenin, bir gün onların içeceğini, ayrıca deveye zarar vermemelerini şayet öldürürlerse büyük bir azaba uğrayacaklarını bildirdi. (A’râf,73; Hûd,64; Şuara,156)
Semûd kavmi Hz. Salih’e inananlar ve inanmayanlar diye iki guruba ayrılmıştı. İman edenler deve ve yavrusunu görünce imanları güçleniyor, inanmayanların ise kan beyinlerine sıçrıyordu. Her fırsatta deveyi öldürmeyi akıllarından geçiriyorlardı. Sonunda bu kötü niyetlerini gerçekleştirmek için korkunç kararı aldılar ve deveyi kestiler. Ve büyük bir iş halletmiş gibi Hz. Salih’e “Eğer sen gerçekten peygambersen bizi korkuttuğun azabı getir” (A’raf,77) dediler.
Hz. Salih yine de onları tövbe etmeye davet etti. Kavmi akıllanmamıştı. Hz. Salih’i uğursuzlukla suçlayıp olayların sorumlusunun kendisi olduğunu iddia ediyorlardı.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.