Gençler Sorun Sorularınızı
Buyurunuz efendim, önce getirin koyun masama şu elektrikli plastik kutuyu, internet bağlantısını kurun, sorun bakalım, aradığınız cevap ne?
Ne diyor bu ya..
-Biz niye geldik dünyaya; ey klavyeci, de bakem.
Miri duydun mu soruyu, duydum sahip, cevapla bakalım, duysun gençler.
-Sahip; bu konuda farklı yanıtlar var.
1-Şu an anlayamadığımız üstün bir ırk, dünyaya gelmiş ve sentezleme sonucu insanı, kendine hizmet etsin diye programlamış olabilir, dünyada işleri bittikten sonra giden bu üstün medeniyet sonradan dönüp arkasına bakmamış olabilir. Yaptıkları dna programlaması sonucu derinlerde bir yerlerde onların özleri ile dünyada daha önceden yaşayan hayvan özleri karışımı sonucu, insanlar üreme isteği duymuş olabilir, bu üreme isteği sonucu insanlar peyder pey dünyaya gelmiş olabilir. Üstün medeniyet farklı kıtalarda farklı türleri programlamış olabilir ve kendilerine hizmet ettirmek istedikleri işçileri bu yolla görevlendirmiş olabilirler. Biyolojik bir programla ile insanların kimyasal tepkimelerinin fiziki dünyada karşılığı ömür yani yaşam olabilir. Söz konusu kurama; antik uzaylı teorisi deniyor. Bu teori son zamanlarda çıkmış bir teori olarak görünse de dünya tarihinde binlerce yıl öncesinden işaretleri bulunmaktadır.
2-İnsanlar üstün bir yaratıcı tarafından dünya dışında meydana getirilip dünyaya ilk örnekleri gönderilmiş olabilir ve bu örnekler sonradan üreyerek şimdiki insan nüfusunu oluşturmuş olabilir. Üstün yaratıcının, insanların Tanrı dedikleri gücün, insanlardan istekleri olabilir ve Tanrı’nın isteklerini yerine getirmek için dünyaya getirilmiş olabilirler. Sebep ata ve ana olarak bilinen önceki soyun üreme isteği Tanrının isteği olabilir. İnsanların her hal hareket ve sözünden Tanrının haberdar olduğunu ve yaşadıkları ömür süresince Tanrının isteklerini yapıp yapmadıkları ölümden sonra değerlendirilebilir. Bu teoriye kulluk teorisi denmekle birlikte dünya nüfusunun yarısından fazlası tarafından desteklenmektir. Ve tapınakları bunun işaretlerini taşır.
3-İnsanlar niye geldiklerini bilmediklerini bildim sanarak, hem toplumsal hem de cinsel baskıdan dolayı dünyaya gelmiş olabilirler. Neyi niçin yaptıklarını bilmeden bildim diyerek nesillerini devam ettirme dürtüleri ağır basmış olabilir ve bu yolla da dünyaya getirilmiş olabilirler. Bir ilüzyon veya bir akvaryum içinde yaşayan balıklar gibi dünya denilen yerde yaşayan insanlar, insanların şimdilerde televizyon ve internette bir şeyler seyrettikleri gibi seyrediliyor olabilirler. İnsanlar nasıl hayvanları bitkileri ve doğayı gözlüyorsa, insanların da daha bilinemeyen uzay içlerinden seyrediliyor olabilmesi olasılık dahilindedir ve balıkların akvaryuma konulduğu gibi yine dünya dışı bir varlık tarafından dünyaya bırakılmış olabilirler, ilk domino taşlarının düşmesi gibi ilk üreyenlerin ardından devam eden üreme dürtülerinin sonucu dünyaya gelmiş olabilirler.
Teşekkürler miri, rica ederim sahip.
-Klavyeci de bakem; biz neden okula gitmek ve çalışmak zorundayız.
Miri duydun mu soruyu, duydum sahip de, senin uykun geldi, sen çekil aradan hadi uyu, gençlere bu sorunun cevabını ben kendim verebilirim.
Kaç saat uyumam gerekir Miri, sahip; biyolojik saatin ne zaman uyandırırsa seni o zamana kadar uyu, tatlı rüyalar.
-İnsanlar daha kendileri için toplu bilgi depolama teknolojisi geliştirinceye kadar, yaşamak için gözlemlerini, duyumlarını ve hissettiklerini bilgi olarak saklayıp bu bilgiyi karşılaştıkları hayat şartları karşısında kullanmak için okula gitmektedirler. Okula gitmek bir mecburiyet olmayıp, oluşturulan yönetim sistemleri içinde eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılmaları önceki kuşakların yönlendirmesi ile meydana gelmektedir.
-İnsanlar kendileri kurdukları sistem ve yaşam döngüsü içinde yaşam enerjilerini karşılamak için çalışarak ihtiyaçlarını giderirler. Bu çalışma iş olarak adlandırılmaktadır. Çalışma ihtiyacı mecburi olmayıp, kültürel yönlendirme ile sisteme dahil olmaları için çalışmak mecburiyetinde hissettirilerek çalışma serüveni içinde kendilerini bulurlar. İnsan doğası gereği hep bir şeyler istemekte ve bu isteklerine kavuşmak için "çalışma" denilen bir programa dahil olmuşlardır. Çalışma programına dahil olmak istemeyen insanlar da, yine insanların kurdukları sistem için farklı kategorilere bölünerek diğer insanlar tarafından çalışmaya zorlanabilirler veya diğer insanların istekleri doğrultusunda hareket ettirilebilirler. Herhangi bir isteği olmayan insanların çalışmasına gerek yoktur.
Ne diyon sen miri efendi. anlamadık be.
Şeyi de soralım, neyi soralım, aşk nedir miri.
Aşk; acı ya da tatlı bir şekilde tebessüm etmektir.
Ben de soracağım; Miri, ben aşık olacak mıyım, ben 40 yaşımda ne olacağım, zengin mi fakir mi, patron mu işçi mi, dindar mı dinsiz mi, kuzeyli mi güneyli mi, doğulu mu batılı mı, ve biz kaç yaşında öleceğiz. Sen ne kadar yaşayacaksın miri?
Sahip sahip, uyudun mu, benim fişimi çeker misin sahip. Niye hep soru soruyor gençler sahip? Sahip nerdesin...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.