BUGÜN VE YARIN
Sular yükselince, balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir, diyor Behçet Necatigil.
Birçok alanda ülkemizde yaşanılan, bu ülkenin art niyet bilmeyen saf tertemiz insanlarına servis edilen bir çok şey dileyelim de bir an önce tüm çıplaklığıyla ortaya çıksın. Gerçekler ortaya çıkmalı çıkarılmalı. Sular yükseliyor çoğu zaman büyük yıkımlar yaratmaya aday bir şekilde. Hem balıklar hem de karıncalar aslında çoğu zamankinden daha fazla risk altındadır.Tehlike altındadır.Madalyonun öte yüzünde suların çekilmeye başladığı günlerden geçiyoruz. Unutmayalım ki yarına umudun simgesi çiçeklerin de yaşam kaynağı bu hayat suyudur.
Bu zor ve çetin yolculuğun başarısızlıkla sonuçlanmasını bekleyen leş kargaları köşe başlarında dün vardı,bugün var,yarın da var olacaklar. O halde yol ve yöntemleri açık ve net bir şekilde ortaya konulan umut yolculuğunun sekteye uğramasına izin verilmemelidir.Bu kutlu yolculuğun birer neferi olmaya inanmış tüm bireyler kimseyi yem olmaya yöneltmeden, birliklerinden doğacak güçle suların bulanmasına izin vermeden yarını inşa etmelidir.
Kendi başına buyruk olmanın kimseye bir yararı olmayacaktır.Unutmayalım ki karıncayı başarıya götüren birinci etmen başarıya inançtır.Kurtuluş bu inançtadır.Bu yürüyüşte yol ve yöntemleri iyi belirlemek hem bu ülkenin gerçek sahibi olan hem de çalışıp çabalayıp üreten )( karınca misali) insanlarına yapılabilecek en büyük iyilik bu inanç ve kararlılıkla yürümektir..Sular yükselmeden , buzlar çözülmeden ,karıncalar parçalanmadan, güçlerini yitirmeden ayağa kalmak yola revan olma zamanıdır.
Eğer güçlerini birleştirip bir güç odağı olmak isteyenler havadan sudan gerekçelerle bu uğraştan vazgeçerlerse sonuçlar hiçte beklendiği gibi, olmayacaktır. Olumsuzluklar üzerinde tepinmenin hiç kimseye yararı olamaz.Ama nedendir bilmem çoğunlukla da sorunlar çetrefil bir hal aldığında bir çoğumuz bu kolaycılığa yönelmekteyiz. Sonra ya bu iş neden öyle değil de böyle sonuçlandı diye dövünmeye yöneliyoruz. Ağır ve sarsıcı sonuçların geride bırakacağı enkaz ve moral bozuklukları da çabası…
Bu yazdıklarımdan yola çıkıp kimse ‘’Eee o zaman kimseyi eleştirmeyecek miyiz? demesin. Elbette eleştiri olacak. Bahsettiğim bu eleştirilerin özeleştiriyle de desteklenmesi gereğidir.Bir şeyi değiştirmek için yola çıktıysak hem hedefi hem de mevcut koşulları her boyutuyla ve en sağlıklı haliyle değerlendirmemiz gereklidir.Genel anlamda 5N 1K diye adlandırılan klasik kuralın çok iyi irdelenmesi gerek.Son günlerde değişim şart değişim şart diye diye halkın kafasını karıştırmaktan öteye bir çözüm üretmeyenlerin de bunu unutmaması gerekmez mi?
Akıllı, mantıklı, uygulanabilir pratik çözümlerle halkın dilinden konuşarak onların yüreğine nasıl dokunulacağını en ince ayrıntısına kadar planlayarak açık ve net adımlar atılmalıdır. Bu güzel ülkenin hızla sürüklenmekte olduğu karanlığı görmemek ya da görmezden gelmek, önemsememek bu halka ihanettir. Ne yapalım gücümüz bu kadar diyerek var olan gücün de bir mum misali tükenmesine neden olanların günahları sevaplarından çok olalı yıllar geçti.Önemsenmeyen, o küçük gördükleri soruncuklar! bugün ülkenin bekasını tehdit eden birer tehlikeye dönüşmüştür.
Sevgili dostlar zaman bazılarının sandığından çok daha hızlı akıp gidiyor. Yapmaya çok uzun zaman isteyen şeyler yıkımlarda çok kısa sürelerle altüst edilebiliyor. Hiç bir tehlike ve yıkıcı güç kendiliğinden elini eteğini çekmeyecek bu ülkenin üstünden.Bunu herkes bilmeli Bilmeyenlere mutlaka anlatılmalıdır.Taşın altına elini koyma zamanı bile geçmiş taşların altına gövdemizi koyma durumu yadsınamaz acı bir gerçeklik olmuştur.
Bu halk, bu ülke sahipsiz değildir.Bırakılmamalıdır. Zira ‘’Sahipsiz kalan memleketin batması haktır, biz sahip olursak bu vatan batmayacaktır’’.
YORUMLAR
Ne kalem yazabildi, ne cümleler anladı halimizi, elini eteğini çekmeyen tehlike, yıkıcı,
yakıcılar ile tüte tüte gidiyoruz. // Bir şey var, adını koyamadığım, kırılmaktan öte,
parçalanmak gibi. TURGUT UYAR.// George Orwell " Bir toplum gerçeklerden ne kadar
uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder" der. Başka söze gerek var mı.?
Tebriklerimle. Saygıyla.