Nuh tufanından sonra yeri kaybolan Kâbe’nin yeniden inşası için Hz. İbrahim’e Cenab-ı Hak emir verdi. Hz. İbrahim oğlu Hz. İsmail ile işaret edilen yerde Kâbe’nin inşasına başladılar. Oğlu taş getiriyor, Hz. İbrahim duvarlarını örüyordu. Ördüğü duvar boyunu aşınca oğlu merdiven gibi kullanması için ona bir taş getirdi. Hz. İbrahim’in üzerine bastığı bu taşa “Makam-ı İbrahim” denmektedir. Cennet’ten geldiği bildirilen ve üzerinde Hz. İbrahim’in ayak izinin bulunduğu bu taş günümüze kadar korunmuştur. (Âl-î İmrân)

Kâbe’nin inşası yapılırken, Hacerü’l-Esved’in şuan ki konulduğu yere gelindiğinde Hz. İbrahim oğlundan, insanların Kâbe’yi tavaf ederken başlangıç yapması için bir taş bulmasını istemişti. Hz. İsmail aramalarının neticesinde cennetten gönderilen bu taşı bulmuş ve babasına getirmişti.

Hz. Âişe validemizin bildirdiğine göre bu siyah taş sıradan bir taş değildir. O devrin pis elleri ve günahları kirletmemiş olsaydı, birçok hastalıktan kurtulmak için Allah’tan onunla şifa istenirdi. Aslında o cennetten çıkarılmış bir yakuttu, fakat zalim ve günahkâr insanlar böyle bir güzelliğe bakmaya layık değillerdi. Ayrıca Hacerü’l-Esved mahşer gününde, Kâbe’ye gelip, kendisine dokunmuş olan herkesin imanına şahitlik edecektir.

Peygamber Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam, yeryüzünde ilk inşa edilen mabedin Kâbe olduğunu ve bundan kırk yıl sonra ise Mescid-i Aksa’nın yapıldığını haber vermişlerdir. Her ikisinin de ilk olarak Hz. Âdem tarafından inşa edildiği bildirilmektedir.



Ahmet TULGANER