- 154 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEZİ
Eskişehir’de sınavlara gidip geliyorum. Son sınıfa geçeceğim. İlknur aklımdan çıkmıyor. Fakültenin önünde çimenlerin üstünde oturuyoruz. Yakın arkadaşlarımdan bazılarıyla sohbet ediyoruz. Bazen, okulun yurdu var kampüsün içinde,bazı sınav dönemlerinde orada kalıyorum. Yurt için öğrenci kartı çıkardık. Haftalık olarak az bir ücreti vardı onu ödüyorduk. Başka bölümlerden arkadaşlarla aynı odada kalıyorduk. Yurdun çıkışında küçük bir cafe tarzı yer vardı. Ben çorbamı içtim. Elimi ,ağzımı lavaboda yıkadım. Yıkarken gark gurk hapşu diye ses çıkarınca çalışan biri gelip beni uyarmıştı. Ben uyarılmayı fazla sevmeyen biriydim. Ertesi gün bölümden bir arkadaşla çimenlerin üstünde havadan sudan muhabbet ediyorduk. Ben İlknur’dan bahsediyordum hep. Konuşurken köylü ve kaba , küfürlü konuşuyordum. Arkadaş beni uyardı. Bir daha benimle arkadaş olmak istiyorsan küfürlü konuşmayacaksın deyince ben bir daha aynı kelimeyi söyledim laf başı olarak. Arkadaş benimle selamı sabahı bıraktı. Aynı bölümde başka bir arkadaşla İlknur meselesini konuşurken bana şu itarafta bulundu. İlknur ilk önce benimle çıkma teklifi etti. Ben de kabul etmedim dese de ben her şeye kulağımı tıkadım. Ben İlknur’a olan aşkımı herkese söyledim de bir kendisine söylememiştim. Birgün kendimde cesareti bulup kendisini deliler gibi sevdiğimi söyledim. Ben nişanlıyım, beni rahat bırak. Bu iş olmaz. Bir daha beni rahatsız etme deyince ben de kendisini çok sevdiğimi, niyetimin ciddi olduğunu söyledim. Ondan vazgeç benimle evlen dedim. Bu sevdiğime ihanet olur, ben buna gelemem diye beni kendisinden uzaklaştırmaya çalıştı. Son sınıflara formasyon veriliyormuş. Benim sonradan haberim oldu. Aynı okulda İlknur ve diğer arkadaşlar formasyona çoktan yazılmıştı. Ben ısrar ettim. Fakülte sekreteri beni azarladı. Başka bir okulun formasyonuna yazılmaya gittim. Onun da günü bir iki gün geçmişti. Bölüm başkanı Mehmet hocanın yanına vardım. Halimi arz edince benim kaydımın yapılmasını uygun gördü. Onun sayesinde formasyona yazıldım. Allah ondan razı olsun diye gönlümden geçirdim. Çok sevindim. Köye anamın yanına geldim. Tek daşşak bir iğdiş öküz vardı. Öküzü tecire satmışlardı. Anam onun parasını bana verip okula yolladı. Paranın bir kısmını Eskişehir’de bir bankaya yatırdım. Elimdeki para bitince bankadaki parayı çekmek istedim. Bankacı bana sürekli zorluk çıkarıyordu. Yatırmasam belki de paramı çaldırırdım. Yurda kaydımı yaptırdım. Harcını yatırdım. Hem okuldaki derslere hem de formasyon derslerine giriyorum. Yazın havalar aşırı sıcaktı. Otlar iyice kurumuştu. Yurdun sularının içilmesi mümkün değildi. Birgün yurtta akşam öğrenciler yemekleri protesto etmek için toplandılar. Ben kaldığım odanın penceresinden aşağı seyrediyordum. Olup biteni merak edip aşağı indim. Maliye bölümünde okuyan bir öğrenci bana küfür etti durduk yere. Bu benim çok zoruma gitmişti de sesimi çıkaramamıştım. Osman hocanın dersiydi. Edirne’ye bir gezi planlamışlardı. Bana da sordular gitmek istiyor musun diye. Ben gitmeyeceğimi söyledim. İlknur’un bu geziye gideceğini farkedince , birgün derste hocayla atıştım. Gitmek için ısrar ettim. Hoca her şey planlandı. Daha önceden söyleseydin ben planlamayı buna göre yapardım dediyse de en laftan anlamak istemiyordum. Tartışma alevlenince hoca dersi terkedip gitti. Sınıftaki İbrahim ve Hasan üzerime yürüdü. İtişme kakışma oldu. Benim boğazıma sarıldılar. Beni zorla sınıftan çıkardılar. Yüzümde gözümde dırnak izleri oluştu. Kavgayı ayırdılar. Ben goştum bölüm başkanının yanına. Beni sınıfta darp ettiler, şikayetçiyim dedim. Dilekçe yaz o zaman deyince hemen elimle yazıp verdim. İbrahim bana dedi ki Ebru hoca örgünleri tutar sizi tutmaz. Hergün bizimle beraber. Siz sınavlarda burdasınız. Gel şikayetinden vaz geç dediyse de ben vaz geçmedim. Fakülte dekanı beni yanına çağırdı. Bana okulun düzen ve huzurunu bozmaktan bir hafta süreyle okuldan uzaklaştırma cezası verdi. Ceza kağıdının biri de eve adreime gönderilmişti. Ben ceza gereği olarak okula alınmadım. Hocaya sordum dedim ki hocam ben sınavlara girebilecek miyim , deyince Cahit hoca parmaklarını saydı bir, iki, üç, dört, beş , altı, yedi dedikten sonra gireceksin dedi. Buna o kadar çok sevindim ki sanki ceza bana ödüldü.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.