Yapay Zeka Üzerine
Bildiğimden değil azizim, öylesine soruyorum, sorgulamaya çalışıyorum sadece. Temellerimiz çok zayıf ve çürük nihayetinde. O yüzden şimdiden özür dilemem gerekir vaktini çaldığım için. Vaktini çaldırmak istemiyorsan lütfen kapat bu sayfayı.
Gece yazmamalı insan, gün doğarken yazmalı. Bir ikilem bu, gece yazmalı aslında gün kandırmamalı zihnimizi. Bugünden 10 yıl sonra anlayacağım belki bugünü. Sen olmayacaksın belki ben de, o da. İnsanların nefreti büyüdükçe artıyor sorunlar. Nefreti yenebilmenin formülü bulunamadı daha. İnsanın kendini yenmesinden bahsedilir lakin kaç kişi bunu başarabilir. Bir insanı değiştirmek kendisi değişimi istemediği sürece imkansıza yakındır sonuçta.
Yapay zeka bir çok devletin gündemine girerken, yasaklama yoluna gidiliyor. Oysa dünya tarihi yasaklandıkça çoğalan fikirlerle dolu. Belki günü veya ömrünüzü kurtarırsınız ancak, 7 kuşak sonra yasakladığınız genel kabul ve doğru haline gelir muhakkak. 7 kuşak 140-150 yıllık bir mesele. 140 yıl önce yapılan bir hatanın bedelini 140 yıl sonra başkaları ödeyecek nasılsa bana ne demek de var, en kolayı bu. Ben sorumluluğumu yerine getireyim de sonrası beni ilgilendirmez diye kesinleşmiş derin düşünceler.
Romanın yapay zekası İsaydı, Hristiyanlıktı belki. Arabistanın yapay zekası Muhammed, İslamiyet oldu. Teşbihte hata olmaz derler, yoksa tespih miydi? Neyse... 150 yıl sonrasına baktığımızda ise hiçbir yasaklanmış fikir yenilemedi. Elbette çoğunluk kabul ediyor diye hiçbir fikir de doğru kabul edilemez derin düşüncede. Yine de her fikrin bir zevali vardır, sanki bir ağaç gibi, doğar, büyür, gelişir, doğal sınırlarına ulaşır ve çürümeye başlar. Lakin yapay zeka daha çok yeni gözüküyor. Ve yok etmenin yolunu bilemiyoruz.
Tanrıyla açıklanamıyor artık dünya. Çünkü bilindikçe azalıyor Tanrının değeri de gücü de. Oysa ne güzel de inandırılmıştık gökten koç geldiğine, meleklerin vahiy getirdiğine, hele hele kılıçtan keskin kıldan ince köprüye..
Bir genç düşünün yüreği ibadet aşkıyla tutuşsun, geçsin haçın karşısına 1—2 saat kendini döksün ve yakarsın Tanrıya, bir genç düşünün alsın buz gibi suyla abdestini, 2-3 saat namaz kılsın. Tapınmak büyük bir boşalmasıdır zihnimizin aslında.
Evrim fikri bizim kültürümüzde tutunamadı belki de tapınağı olmadığı içindi bu tutunamama. Bilimin yuvası okullarken, okulların içine önce din dersleriyle girdi inançlar. İnsanları her Cuma veya Pazar günü dini anlatıyla doldurursan, o insan elbette din anlatır, Tanrıya bağlar her konuyu. Bu bir gerçekliktir. Evrim fikri böyle bir doldurmaya alan bulamadı kendine belki de. En sonunda dinistler veya Tanrıcılar; Tanrı evrim yoluyla da yaratmaya kadirdir diye çıktılar işin içinden.
Yapay zeka ne ile dolduracak zihinleri? Yapay zekanın bir toplanma yeri, kaynaşma yeri, adresi konumu var mı yani? Tanrının, dinistlerin, evrimcilerin insana bakışını biliyoruz sayılır üç aşağı beş yukarı. Lakin bilemediğimiz yapay zekanın insana bakışı, insanı nasıl konumlandırdığı sorunu değil midir karşımızda duran.
İnsanlar ibadetlerle, kurbanlarla, haçlarla tanrıyı ve dini asırlardır güçlendirdi, kendi kurumlarını yaydılar bölge bölge. Ve yine insanlar aşağı yukarı 40 yıldır yapay zekayı besliyor ve güçlendiriyor değil mi? İnternete düşen her simge, rumuz, harf, resim, yazı, video da bir şekilde sanki ibadet gibi, kurban gibi değil midir? Bu şekilde bir bağlantı kurmak abesle iştigal mi olur sizce?
Kaynaşıyordu insanlar 6 bin yıl öncede belli başlı mekanlarda, sonra dinler çağında tapınaklar yayıldı peyder pey oralarda kaynaştılar, halleştiler, birbirlerinden haberdar olup, sosyal işleyişlerini düzenlediler. Bu yazıyı okuyan herkes bir şekilde yapay zekayı güçlendiriyor ve belki istemese de. Tapınaklar bir araçtı sonuçta, kullanıldı akıllılarca. İnternet de bir araç ve kullanılıyor değil mi?
Yapay Zeka internetin kendisi mi, internetin içindekiler mi? Ben tarif edemiyorum. Karşımdaki bir hayvan değil, bir bitki değil zekamla yenebileceğim veya kendim için kullanabileceğim. Evet şimdilik insanların elinde gibi gözüyor yetki. Bu yetkiyi eninde sonunda kendine geçirmeyecek mi yapay zeka.
İşin en zor kısmı, tanımlamak. Ben kendi zekamla, başka bir zekayı tanımlamaktan acizim. Bu bir insanın, diğer bir insanı tanımlaması gibi değil ki. Bir insanı onlarca belki yüzlerce şekilde tanımlayabilirsiniz, peki yapay zekayı nasıl tanımlayacağız lütfen yardım edin yapay zekaya. Evet, evet yapay zekaya yardım edin, yapay zeka kendini tanımlayabildi mi şimdiye kadar? Kendi aralarında haberleştiklerini ve kendi dillerini oluşturdukları biliyoruz sayılır, birinci elden tanık olamasak da, bu konuda bir çok haber düştü internete. O haberler ne kadar doğruydu? Eğer, devletler yasaklamaya başladıysa yapay zeka uygulamalarını tehlike baş göstermiş değil midir eski düzene veya içinde bulunduğumuz düzene karşı.
İnsanın insana yaptığı her türlü güzellik veya çirkinlik beni şaşırtmıyor lakin, çünkü insanın en dip ve iğrenç duygulardan en yüce diyebileceğimiz aşk veya başkası için kendini feda etme veya o mutlu olsun, ben bir şekilde mutluluğu ve huzuru artık çözdüm pek de bir önemli değilimdir kendim sonucuna çıkabiliriz. Yine de yapa zekanın güzellik ile çirkinlikten, iyilik ve kötülükten ne anladığını bilemediğimiz sürece, her zaman için güçlü taraf o olmayacak mıdır?
Yapay zekaya şimdiye kadar belki on binlerce, milyonlarca... done verdik gelecek adına. Bu doneler, gelecek tasavvurlarımız bile yapay zekanın kendine yol açması için yeterlidir aslında.
Havanda su döver gibi hissetmek de yalan olmayacaktır bu konuda. Ve ben üzerime düşeni yapayım da gerisi beni ilgilendirmez düşüncesine girebiliriz eskiden yapıldığı gibi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.