- 157 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YOLCU
Eskişehir’de sınav yapılacaktı. Anam bana yol parası harçlık vermek için elinden geleni yapardı. Üniversite okumak masraflıydı. Yaşamak da masraflı. Ancak istediğin zaman paraya ulaşmak biraz zordu. Anam babam, okuma yazma bilmez. Yedi kardeşiz. Üçü de doğum sırasında ve sonrasında vefat etmişlerdir. Babam beş kardeşmiş. Memmet adında bir kardeşi varmış. Bir atınan gezip bağcılık yapan birini soymuş da hapse düşüp orada vefat etmiş. Mezarı nerede belli değil. Çoluk çocuk, avrat uşak yok. Üç bibim var. Biri Hacca bibim, biz ortaokulu onun yanında kalarak bitirdik. Akifiye’ye gidip gelirdik. Gızıloluk’ta Anşa bibim var. Bir gözü görmez olunca amaliyat olmuştu. Bir diğer bibim de Elif bibimdir. Onun evi Maksutoluğu’ndadır. Babam gençliğinde saz yapıp çalar dururmuş. Dedem Hasan Onbaşı’nın bir tek oğlu, yeri yurdu bir oğlanı besler diye anamı ufak yaşında babama vermişler. Babam anamdan on yaş daha büyüktür. Anam delametlidir. Çocuklar okusun diye bulur buluşturur, harçlıksız koymazdı. Paşa bizim İspir eniştenin babasıdır. Dırıl’da orman yangın gülesi bekler. Çektiği aylığın bir guruşuna bile dokunmadan doğru bankaya yatırır. Mal da besler. Onun parasını da yatırır. Köyün zenginlerinden birisidir. Çok pintidir. Golay golay para harcamaz. Bazen borç para verirdi. Birgün benim sınav günüm yaklaştı. Anam Paşa’nın evindeymiş. Evde mıktar Akgala Mustafa da varmış. Garacanın Gızı da Paşa’nın garısıdır. O da evdeymiş. Anam borç para istemek için oraya gitmiş. Laf lafı açmış. Ondan bundan derken aşam olmuş. Garacanın Gızı ocaklıktan yüzde kocasına, para vereceksen versene de gadını bekletiyon. Aha aşam olup gediyor demiş. Bunu anam duymuş örtmede otururken. Buna bozulmuş. Bozulduğunu farkeden mıktar ne kadar para lazım demiş anama. Anam da şu gadar yeter deyince mıktar cebinden çıkarıp vermiş. Ne zaman denkleştirirsen ödersin deyince anam, Allahsenden razı olsun. Çok sağol. Birkaç gün sonra tecire mal verdi. Onun parası gelirse hemen öderim, demiş. Anam eve geldi. Oğlum paranı buldum. Derslerini capır capır geç dedi. Ben de geçeceğim ana dedim. Sabah erkenden Gadirli arabasına yetişmek için kalktım. Anam tandırı atmıştı. Bir çörek bişince gızgın gızgın yiyerek yola çıktım. Yanıma ders kitaplarından bazılarını da aldım. Arabacı Çiki Ehmet’in oğlu Erol’du. Peteğin Gızı ,Erol’un anasıdır. Cemile bizim gomşumuzun gızıdır. Çocukluğumuz hep beraber geçti. Cemile emmisinin oğlu Niyazi’le nişanlandı. Paşa bunu istemedi. Bekirağa Gısaoğlangile gelip gider. Bundan huylanırlar. İş bozuldu. Peteğin Gızı Cemile’yi oğluna istedi. İş oldu. Peteğin Gızı’nın evi köyün içinde, bizim ev bayağı bir yukardaydı. Gapıyı Peteğin Gızı açtı. Münibüs dışarda. Herkes uyuyordu. İçeri çok havasızdı. Yun yorgan ve döşşek kimi sedirin üstünde kimi yerde. Evde bir dağınıklık var. Biraz paçkıllık vardı.Bana sordu , nereye gidiyon diye. Ben de Eskişehir’e sınava gidiyom , dedim. Erol uyandı. Gözünü sile sile pontilini ayağına geçirdi. Saçını eliyle düzelti. Yörü bin arabaya , gidiyom hadi. Bindik arabaya, ordan yolcu aldı, burdan yolcu aldı derken bir iki saatte köyden anca çıkabildik. Gadirli’de garajda indim. Adana Adana diye bağıran zayıf ince hafif uzun boylu bıyıklı, ayağında sivri burun bir siyah kundura kumaş pontil , üstünde çizgili gömleği, belinde takılı anahtarlık, saçları arkaya taralı, bıyığı sigara içmekten sararmış bir simsardı. Geçtik bindik Adana otobüsüne. Yüreğir garajında indim. Dolmuşla şehirlerarası terminale gittim. Bir yazaneden Eskişehir bileti aldım. Hareket saatini beklemek için dolaşmaya başladım. Yabancı ve köylü olduğumuz polisin dikkatini çekmişti. Benden kimlik sordular. Uzattım incekediler. Toprağım nereye gidiyorsun dedi. Ben de Eskişehi’de üniversite okuduğumu, sınavlarına katılmak için gittiğimi söyledim. Peronlara otobüsün biri yanaşıyor, biri çıkıyor. Simsarlar Ankara Angara, İstanbul, Bursa…diye bağırışıyorlar. Gördükleri yolcunun valizini, eşyasını sırtlayıp kendi yazıhanelerine götürüyorlar. Yolcular da bu hizmetten son derece memnundurlar. İbrahim Tatlıses’in şarkıları terminalin lokanta veya çay ocaklarında yüksek sesle çalınıyor. Garajın içindeki bir dükkandan hayatımda ilk defa takacağım güneş gözlüğü aldım. Gözlüğü taktım. Etrafıma anlamsız anlamsız bakmaya başladım. Hareket saati gelince çantamı otobüs bagajına koydular. Ben de yolcu koltuğuna geçip oturdum. Muavin bilet kontrolü yaptı. Gece uyursam cüzdanımı çalmasınlar diye cüzdanı arka cebimden çıkarıp ön cebime koydum ki cüzdanı alması biraz zordu ki çıkarırken uyanırım diye. Kaptan otobüsü çalıştırdı. Herhangi bir eksiklik yoktu. Adana’dan yola çıktık, sür Eskişehir’e.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.