- 201 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÜÇ GÜNLÜK RİZE SEYAHATİMDEN
Beni bilenler bilir şükürler olsun Rabbime bugüne kadar kafama ne koyduysam yapmışımdır.Yapmak için büyük bir mücadele ettiğim de olmuştur çoğu zaman.Uzun zamandır Karadenize doğru gitmeyi planlıyordum.Hatta öyle ki tur şirketleriyle neredeyse kanka oldum diyebilirim.Benim için en büyük hayal gibi bir şey oldu Karadeniz.Hatta Adana’da iken tur şirketiyle anlaşıp gitmeye tam da karar vermişken aniden Hatay’a gelme planım sebebiyle iptal edilen bir seyahat oldu benim için…
Aradan geçen onca zamandan sonra yaşadığımız deprem olayı bana artık birşeyler için harekete geçmem için bir sinyal verdi.Üniversite sınavına kayıt yaptırmıştım.Tercih olarak Rize’yi yazdım.Sınav giriş yerleri açıklanınca gidip gitmeme durumunda kararsızlığa kapılşmıştım.Sağolsun devletimiz gidiş geliş olayında destek olacağını açıkladı bu durum beni mutlu etti.Rize’li asker arkadaşım Adem’i arayarak oraya geleceğimi söyledim.O da sağolsun gel kardeşim başımın üstünde yerin var diyerek misafir etmeyi teklif etti.Bir hafta içinde 14:30 otobüsüyle Rize’ye doğru yola çıktım.Yaklaşık olarak 22 saatlik bir yolculuktan sonra Karadeniz kıyılarında buldum kendimi.Yol boyunca Karadeniz’i izlemek inanılmaz derecede huzur verdi.Yaşadığımız bu zorlu günlerin ardından bu yolculuk inanılmaz derecede iyi gelecekti buna olan inancım yüksekti.2013 yılında Samsun’da acemi birliğimi yapmak üzere gelmiştim ve aradan geçen 10 yıl sonra yeniden Samsun’u görmek mutlu etti.
Çay’ın başkenti Rize’ye vardık ve sağolsun asker arkadaşım Adem beni otogarda karşıladı.Tunceli’de tanıdığım değerli kardeşim,kaderdaşım Adem’i görmek beni mutlu etti.O benim sadece asker arkadaşım değil,kaderdaşımdı.Onunla annelerimizi aynı yılda,aynı ayda,hatta aynı hafta kaybettik.Ben annemi 21 Eylül,o 17 Eylül’de kaybetti.Onunla olan arkadaşlığımız çok farklı idi.Adem’le biraz çarşıda gezdikten sonra kuzenleri ile birlikte tutmuş oldukları bekar evine doğru servise bindik.Yaklaşık 20 dakikalık yoldan sonra evine geldik.Bekar evi olmasına rağmen düzeni ve dekoru beni hayran bıraktı.Daha önceleri bekar evinde yaşayan düzensiz bir stilden çıkan biri için çok enteresan geldi.Adem’in evinde kuzeniyle birlikte kahvaltı yaptıktan sonra Çayeli kaymakamlığına gitmek üzere ayrıldık.Rize ile Çayeli arası servisle yaklaşık olarak 30 dakika filan sürüyor.İşlerimizi halletikten sonra Çayeli içerisinde biraz gezdik.Tekrardan Rize merkeze geçtik.İki üç saat dinlendikten sonra akşamüzeri Adem’in can dostum dediği Salih Öksüz geldi.Hep birlikte önce balıkekmek yemeğe geçtik. Rize’de meşhur olan ve balığı son derecede lezzetli yapan bir yer olduğunu söyledi Adem.Harbiden de öyle idi Balığı sevmeyen birine yeniden balığı sevdirmek kolay değildi ve yeniden balığı sevmeye başladım Yemek sonrası bir kahve iyi olur dedim Adem’e şöyle Karadeniz’e karşı ,Karadeniz’e karşı çay iyi olur dedi Çıktık mekandan Çay Çarşısı diye bir yere geldik.Çay bardağı heykelinin olduğu bir yer içinde yer alan bu çarşıda her marka çayın dükkanı var.Buradaki dükkanlar içinde mısır unundan ürünlerin yapıldığı yer vardı.Hamsiyle yapılan bir börek yedim öncesimde Salih pek güzel değil filan dedi,beğenmezsin dedi ama Adem’in kardeşim bir dene,oradak bayanın da tavsiyesi ile denedim.Gayet lezzetli bir börekti. En azından pişman olmadım Çayımızı çay çarşısında bir yerde içtik.Normalde Türk çayı içmeyen bir Hatay’lıya Türk çayını sevdirdi Rize.İçtiğim en güzel çaydı buradaki çaylar.O kadar hoşuma gitti ki dört tane içtim diyebilirim.
Ertesi gün sınava girip çıktıktan sonra Trabzon’a geçtim.Trabzon Rize’ye göre daha büyük bir yerdi.Burada her milletten insan vardı.Burası bana Antakya’dan farklı gelmedi her yerde mülteciler vardı.Trabzon’a geliş sebebim kıymetli ağabeyim Hayri Yılmaz’a küçük bir ziyarette bulunmaktı.Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na ithafen hazırladığımız eserimizi hediye ederek günün hatırası olarak.Bir öğle yemeğinde onunla yaklaşık olarak üç saatlik sohbetimiz oldu.Üç saatin sonrasında ben Rize’ye gitmek üzere ayrıldım.Rize’ye vardığımda çay bardağı heykelinin terasına çıktım.Giriş ücreti 15 lira olan terastan Karadenizi güzel bir şekilde izleme fırsatı bulabiliyorsunuz.Terastan indikten sonra çay çarşısında bir çay molası verdim.Çayımı içtikten sonra birkaç parça hediyelik almak üzere Rize meydana indim.Burada yöresel kıyafetlerin satıldığı bir dükkana girdim.Benimle çok güzel ilgilenen işletme sahibi Sinan bey sağolsun hem fiyat noktasında,hem de istediğim ürünlerde çok iyi yardımcı oldu.Bir çay içimi sohbetimizde memleketimizde yaşanılan depremde baya bir duacı olduklarını,gerek maddi,gerekse manevi desteklerini hiç esirgemediklerini söyledi.Başkaları gibi sağolsun seçimden dolayı insanlara saçma sapan cümleler kuranlardan olmadığı belliydi Sinan beyin…Kısa süren sohbetimizde güzel bir anı bırakarak ayrıldım dükkandan Adem’in evine gitmek üzere yaklaşık yarımsaat yol yürüdüm.Akşam vakti Adem ve kuzeniyle çekirdek meyve suyu alarak sahilde oturup sohbet ettik gece yarılarına kadar.Pazar günü 12:00 da kalkıp kahvaltı yaptık.Sonra çantamı alarak dışarı çıktık.Çarşıda Salih’i de alarak Rize Kalesine çıktık.Kalede bolca fotoğraf çektik sonrasında küçük bir demlik çay ile oturup Karadeniz’i izlemeye başladık.Derken benim otobüs saatim geldi ve yolculuk Hatay…
Üç günlük Rize seyahatimde Karadeniz insanının sıcakkanlılığını,misafirperverliğini bizzat yaşarak öğrendim.Yol bilmeyen birine gideceği yere kadar eşlik edip,açsa yemeğini bile ısmarlamaktan asla çekinmediğini,Vatanseverliklerini bizzat yaşayıp gördüm.Beni misafir eden Adem Şimşek kardeşime,kuzenlerine ve bizlere eşlik eden Salih Öksüz’e,Rize’de tanıştığım Sinan Sinanoğlu’na teşekkür ederim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.