DOĞA & SİYASET & SPOR DEPREMLERİ

Ülke olarak gayet zor bir süreçten geçiyoruz. doğal olarak da bizler de hepimizin yüreğini yakan olayları yazmak zorunda kalıyoruz.

Son zamanlarda art arda gelen 3 deprem yaşadık.Bunları alt alta sıralarsak şu acı tablo ortaya çıkıyor;

Birincisi; doğal afet olarak kabul edilen 6-7 Şubat tarihlerinde 9 saat arayla Maraş’ın Pazarcık ve Besni ilçelerinde 7.7 ve 7. 6 büyüklüğünde, ardından 21 Şubatta 3 dakika arayla Hatay’ın Defne Ve Samandağ ilçelerinde 6.4 ve 5.8 büyüklüğüne depremler oldu.

Zamanında alınmayan tedbirler ve zamanında müdahale edilmeme ihmaller sonucunda resmi açıklamalara göre 46 binden fazla can kaybına neden oldu. Bu can kayıpların çok daha fazla olmasından kaygı duyuluyor. 100 binlerce insanın yaralanıp sakat kalmasına, bir o kadar da yıkımların getirdiği mal kaybına neden oldu.11 ilde şiddetli sarsıntılar oldu. 100 binlerce insan soğuk kış gecelerini sokakta veya arabalarda geçirmek zorunda kaldı.

Bununla bitmedi. Milyonlarca insan yerini, yurdunu terk etmek zorunda kalarak iç mülteci durumuna düştü. Son verilere göre 400-450 bin insan sadece Mersine güç etmek zorunda kaldı. Diğer illere güç edenleri hesaba katarsak bu sayı milyonları buluyor.
Mersin il koordinasyonu Büyükşehir Belediyesi ve diğer ilçe belediyelerle birlikte barınma , giyim, yemek vb temel ihtiyaçları karşılamak için tüm imkanlarını zorlayarak adeta seferber oldular.Yaraları kısmi de olsa sarmaya çalıştılar. Halen de destek olmaya ve yaraları sarmaya devam ediyorlar.
Mersin’de tüm bu desteklere rağmen aylık 4-5 milyon olan kiralar, çevre il ve ilçelerden gelen depremzedelerle beraber aylık kiralar 15-20 milyonlara yükseldi.

Tüm bunların yanında en yürek yakan durumun altını özellikle çizilmesi gerekir. Daha önceleri meydana gelen depremlerde arama kurtarma ekiplerinin ’’var mı sesimizi duyan’’ sesleri yükseliyordu. Ve zamanında yapılan müdahalelerle bir çok insan kurtarılıyordu. Ama son depremlerde bu sesler yerine enkaz altından yükselen ’’var mı bizi kurtaran’’ seslerinin çıkması oldu. Bu durum içler acısıydı. Millet olarak buna laik değiliz diye düşünüyorum.
İkincisi ; 6’lı masanın aday belirleme toplantısında 2 Mart’ta meydana gelen siyasi deprem oldu.
İYİ parti Genel Başkanı Akşener, "İYİ parti bir tercihe zorlanmıştır, bir kıskaca alınmıştır. Dayatmaya boyun eğmeyeceğiz. Dün toplantıdan Kılıçdaroğlu’nun adı adaylık için beyan edildi. Biz ise Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun adını andık. Şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edildi." dedi cve altılı masa dağıldı

Akşener’in basın toplantısının ardından çok sayıda partili “istifa ettiklerini” duyurdu.
Akşener’in Pazar günü bazı köşe yazarlarına yaptığı “Milletin talebine olur derse, hiç gurur yapmam geri dönerim” açıklamaları ve İYİ Parti’de masaya dönüşü savunan isimlerin sosyal medya paylaşımları, “masaya dönüş sinyali” olarak yorumlandı.

Bunun üzerine Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşmeler doğrultusunda, masaya dönüş için Akşener’e “Seçimlerin kazanılması halinde Yavaş ve İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı yardımcısı” olarak yer almaları önerisini götürme kararı alındı.

Yavaş ve İmamoğlu önce İYİ Parti Genel Merkezi’ne giderek Akşener’le görüştü.Uzlaşma zemini oluşması üzerine Kılıçdaroğlu ve Akşener, dışarıda yüz yüze bir görüşme yaptı.Böylece kriz aşılmış oldu.

Cumhurbaşkanı adayını Karamollaoğlu, “Ben bu toplantılarımız neticesinde aldığımız kararı duyurmayı bir görev addediyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bizim cumhurbaşkanı adayımızdır. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum” sözleriyle duyurdu.

CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:"Bu sofra Halil İbrahim sofrasıdır. Halil İbrahim sofrası tek bir çocuğun yatağa aç girmemesidir. Hakkın, hukukun, adaletin kılınması demektir. Bizim soframız barışın ve kardeşliğin sofrasıdır. ’’kendisini aday gösteren 5 lidere teşekkür etti.

Üçüncü deprem; 5 Mart Pazar günü Bursa’da Bursaspor ve Amedspor karşılaştı. Maç öncesinde ve esnasında Amedspor oyuncularına fiziksel ve sözlü saldırılar gerçekleştirildi. Karşılaşmada Bursaspor tribünlerinde bir grup, 90’lı yıllarda faili meçhul cinayetlerle özdeşleşen "Beyaz Toros" otomobilinin pankartı ile "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım ve Kurtlar Vadisi dizisinde "Yeşil"i oynayan "Pala" karakterinin posterlerini açtı. Maçta sahaya pet şişelerle birlikte bıçak ve mermi atıldı. Olaylara rağmen oynanan karşılaşmada Bursaspor, Amedspor’u 2-1 yendi.

Pankartlara ilişkin İçişleri Bakanı Soylu, "Bursa’daki futbol müsabakasında, futbol seyrinin dışındaki görseller kabul edilemez ve sporla bağdaştırılamaz. Bu görsellerin stada sokulmasında zafiyet gösteren kamu görevlileri ile ilgili soruşturma başlatılmış ve ilgili kamu görevlileri açığa alınmıştır" açıklamasını yaptı.

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 3’ü stadyumda görevli özel güvenlik sorumlusu olmak üzere 9 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Bursa Adliyesi’ne sevk edilen 9 kişi, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Sonuç olarak ana başlıklar şeklinde şunlar söylenebilir;

1 - Çeşitli tarihlerde ve çeşitli büyüklükte meydana gelen depremler durdurulmayan bir doğa olayıdır. Gerekli tedbirler alınırsa can ve mal kaybı önlenebilir.

2 - İki Mart’ta 6’lı masanın dağılması siyasi deprem depremdir. Halkın gösterdiği tepki üzerine geri adım atılmış, uzlaşma sağlanarak olası felaketler senaryolar önlenmiştir.

3 - Beş Mart’ta Bursaspor ve Amedspor maçı futbol depremidir. Irkçılık insanlık sucudur, oluşumuna izin verilmemeli diye düşünüyorum…