- 505 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
ORTALIKTA
Taşlaşmış kalp, o bedende kalmaya daha fazla dayanamadı; kendini çamurun merhametine bıraktı. İnsan da çamurdandı nihayetinde, yâdlık çekmedi. "Belki yeniden bir adem yaratır Tanrı." dedi. Bekledi.
Ben bir akşam seyrinde geçtim üzerinden. Gözlerim göğde, O’nu arar iken. Tanrı, taşın başucundaydı. Taşın üzerinden, Tanrı’nın içinden geçtim. Sonsuz merhametin ve ışığın içinden, sırtında şerbet küfesi taşıyan dervişlerin yurduna geçtim. Durdular. Ağızlarını, burunlarını kapatıp da durdular. "İnsan kokuyorsun" dedi en yaşlıları. "Ölmedin sen. Daha vaktin var."
Bir tas şerbet verdiler, beni geri gönderdiler. Bu sefer döndüğüm yerdeki insanlar durdular. Gözlerini, kulaklarını kapatıp da durdular. "Sen delisin." dediler tek bir ağızdan. "Ölü gibisin."
Tanrım, senin mülkünde ben kulunu hiçbir yere yakıştıramadılar.
Kırık taşın bile başucunda bekleyen Tanrım. Ben sendeyim, sen bende. Bana gerekmez başka ülke. Başka ten, başka yazı, başka kalp. Ülkem dediklerim işgal oldu. Tenim çürüdü, yazım karardı. Girdiğim bütün kalpler ıssız çıktı. Benden geriye, bir "Sen" kaldı.
Taş sesleniyor:
"Yâ eyyühe’n-nâs!"
Kim duyuyor? Sen ve Ben.
19 Haziran ’23
Dünyada Bir Yer
YORUMLAR
Yazma ile ilgili en sevmediğim yorum 'Niye bazı konuları, bazı yerleri, bazı kültürleri yazmadığımı' sorgulayanlardır. Yazmadıklarımdan sorumlu tutulmak herhalde duyabileceğim en büyük saçmalıklardan olsa gerek. Neyse ki Defter'de bu bir iki bana çıtlatılmasılmasına rağmen hiç bir zaman açık açık sorulmadı.
Gel gör ki kendimi o hiç sevmediğim durumda buluyorum şlmdi.
'Bir tas şerbet verdiler, beni geri gönderdiler. Bu sefer döndüğüm yerdeki insanlar durdular. Gözlerini, kulaklarını kapatıp da durdular. "Sen delisin." dediler tek bir ağızdan. "Ölü gibisin."'
Deli kız kapıdan başını uzatmış. Salın artık onu dışarı. Saygılarımla.
Aynur Engindeniz
Deli kızın biraz zamana ihtiyacı var. Yolunun ve yolculuğunun seyrinde şu an. Eminim birgün kurgusal bir çalışmayla çıkagelecek ama şu an çok mümkün görünmüyor. Öyle bir gerçekliğin içindeki, hiçbir şey kurgulayamıyor.
Romanım öylesine deliceydi ki, belki de gözü korktu. Çünkü ne kurguladıysam en delice olanına kadar yaşadım. Yaşayıp da yazanı çok duydum da, yazdıktan sonra yaşayanı kendimde gördüm.
Söz kıymetini yitirdi bir noktada. Suskunluk değer gördü.
Bu dünyada değilim. Kendime en çok sorduğum soru "Ben kimim?" Sonra "Ben neredeyim?"
Anlatsam beni yakından tanıyanların bile inanmakta güçlük çekeceği bir isimsiz alemdeyim. Kendimi öykü ya da şiir yazmak için çok zorladım ama ortaya tuhaf şeyler çıktı. Benim için bile tuhaf şeyler. Anomalili canlılar gibi.
Çok uzattım, özür dilerim. Çok konuşmadığım ve yazmadığım için ilk boşlukta çıkıveriyor bir şeyler. Yazdığım her şey gerçek. Aşırı gerçek. O yüzden günlük diyorum. Ama şimdi aklıma bir çözüm geldi. Hele bir deneyeyim, eğer netice verirse sonraki sefer burada bir öykü olur.
Sizi seviyorum. Selametle.
Benim Bacım...
Bu yazı öyle okunup geçilecek bir yazı değil.
Kelime kelime, cümle cümle okuyup, başı ellerinin arasına alıp
düşünülecek bir yazı.
Ben de öyle yapacağım.
Sen bir yazıyı iş olsun diye yazmazsın. Bilirim.
Selam, sevgi ve saygıyla...
Aynur Engindeniz
Çok teşekkür ederim Bedri abi. Var olasın, bahtiyar olasın.