- 156 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ŞAPKALILAR
Köyde şapkalılar arasında bir rekabet vardır. Kimse kimseyi istemez. Gençler yaşlılara uysalar hergün gavga gürültü çıkar. Mıktarlık seçimlerinde ayrılıklar iyice gün yüzüne çıkar. Gocuyusuf Ehmet, Bekir Memmet, Fasali, Çiki Mustafa, Hıdır Memmet, Gerali, Akgala Ehmet, Çifçi Bekir, Hacı Yusuf, Çiki Ehmet, Borana Paşa, Gısacık , Omar, Çavuş Mustafa, Gocuyusuf Mustafa, Çavuş Hasan, Çavuş İrbaham, Malangoz Memmet, Aptı Yusuf, Yavuz, Mintik Ehmet … köyün erkeklerindendir. Akgala, Gopil Mahmıt, Çavuş İrbaham köyün mıktar adaylarıdır. Akgala bir defa gazandı. Gopil Mahmıt hep gazandı. Çavuş İrbaham hiç gazanamadı. Gocuyusuf Dede, Dörtyol Çatı’na daş duvar örüp eve başladı. Çadırı da buradaydı. Gışın Adana’da yazın köyde otururdu. Sosyal güvenlikte memurdu. Birçok kişinin emekli olmasında yol göstericiliği yaptı. Emekli işlemleri ondan sorulurdu. Gocuyusuf Ehmet gısa boylu, şapkalı biriydi. Azalık da yaptı bir iki dönem. Ağaç soyma , tıraşlama yapma işini severdi. Evi köyün ilk çinkolu evlerinden biridir. Diğeri ise Çiki Mustafa’nın evidir. Demirel zamanında çinko dağıtılırken ilk önce bu iki ev almıştı. Evler daş duvar örülürüp üstü ağaçlarla kapatılıp üstü topraklanırdı. Yağmur yağınca akmasın diye loğlanırdı. Loğlar ya ağaç kütüğünden ya da daştandı. Mıktarlık seçiminde köyde hep ayrılık vardı. Gocuyusuf Ehmet, Bekir Memmet, Yavuz hep Gopil’in adamlarıydı. Fasali, Hıdır Memmet, Paşa … Akgala’nın adamlarıydı. Çavuş İrbaham ise ya seçimi kaybeder ya da seçimden önce Gopil’le anlaşıp Akgalayı yıkardı. Herkesin bir grubu vardı. Çavuş İrbaham köyün camiisi yok diye öncülük etti. Yer gösterdi. Herkes işbirliği içinde imece usulü cami ve lojmanı yapıldı. Akgala da Kesili’den suyunu getirtti. Camiye gelen sudan Fasali, Göğ Çocuk, Çiki Mustafa evine su aldılar. Bir gün camide Cuma namazı için gelen cömeat abdest alırken su çok az geliyordu. Millet kimse bahçeye su dutmasın diye söylenmeye başlayınca Göğ Çocuk bu lafı üstüne alındı. Çekemeyen motur daktırsın deyince tartışma çıktı. Yazın Guran gursu açıldı. Bizim Yılmaz da gursa yazıldı. Hacı hoca cami imamımıydı. Hatipliği etkileyiciydi. Gursa gelen çocukların dünyasını değiştirdi. Yılmaz ilkokulu bitirip ortaokula başlayacaktı. İmam hatipten başka yerde okumam diye dutturdu. Ben Andırın’da lise okuyordum. Ozaman lise üç yıldı. İki yılını okumuştum. Andırın’da imam hatip ortaokulu yoktu. Hasan Kadirli’ye gitti. Yılmaz’ı imam hatibe yaazdırdı. Onbaşıgilinen döğüşümüz eksik olmazdı. Necati yanına birkaç kişi bulup Hasan’ı garajda döğmek isterler. Necati yanındaki adamlarına güvenerek Hasan’ı garajın gahvesinde sıkıştırırlar. Kapıyı gapatıp Hasana söyerler. Petek Fikri buna razı olmaz. Fikri gısa boylu , hilal bıyıklı, şalvarlı, üstünde yeleği, elinde tesbihi, kilolu, güçlü ve guvvetli birisidir. Hasan gel yanıma otur deyince Necati Fikriye de sövünce işin şekli hemen değişir. Fikri Necati ve adamlarını yunzuk delisi eder. Korkup kaçarlar. Fikri peşlerine düşer. Arayıp bulup hıncını almak isterler. Ama Necati çoktan yivinir. Ben lise son sınıf için Kadirli Lisesine yazıldım. Yılmaz’la beraber okula gidip geliyoruz. Hasan bize Çiki Ehmet’in evini dutmuştu. Evde Nizip Soner de galıyordu. Nizipli Peteğin Gızı’yla döğüşünce Soner’i evden çıkardılar. Evin bir odasında Yılmaz’la ben kalıyorum. Diğer odasında Çiki Ehmet’in Hasan’ı ve Soner’i kalmaktadır. Tuvalet evin dışındadır. Evin alt tarafında Murat Hösün’ün evi vardır. Bu tarafına yakın yerde takımda incir ve portakal ağaçları vardır. Çavuş Hasan’ın Eyüp’ünün evi ve dükkanı hemen köprünün yanındadır. Anşa dezzemin ve Lökçü’nün gızı Tuncay’ın evi garşı garşıyadır. Her aşam dezzemgile geliriz. Tuncay da gelir. Arsanın arka tarafına bir oda ortada banyo yanında da bir salon olmak üzere yarım bir ev vardı. Salonda iki sedir vardı. Sedirin döşeği ve örtüsü vardı. Pencere ağaçtandı. Hırsız girmesin diye yuvarlak demirleri vardı. Öbür odada buğday torbaları ve yataklık vardı. Evin pirketleri sıvalı değildi. Arsanın içinde zeytin ,dut, erik, asma her şey vardı. Erik ağacına birçok süven , hayma ağacı dayalıydı. Bir tarafında da odun dziliydi. İnce ekmek yapmak için bahçede fırın vardı. Dezzem murt çalılarını şeleğe vurup getirirdi. Komşularıyla toplanıp ince ekmek yaparlardı. Hafta sonları yanık mısır toplamak için yömeye giderdik. Hergün gocumun cebine bir iki goçan goyardım. Bunları evde elimle siftirdim. Yarım torba meke ettim. Anama getirdim gaçamak için gavurması için. Çiki Ehmet’in evi yalın gattı. Giriş gapısı ağaçtandı. Çiki Ehmet’in Hasan’ının birgün daşşağı şişip su topladı. Doktora o zaman gitmedi. Soner ufaktı. Bizim Yılmaz’dan az bir böğöktü. Yazın sıcak olduğunda damın üstüne çıkar yatardık. İçerde banyo yapardık. Hortumun suyunu birbirimize dutardık. Hortumun suyunu tavandaki topak lambaya fışkırtırdım. Lamba yanıyordu. Ancak ne söndü ne de patladı. Dezzemin gızı Mesüde de liseye gidiyordu.Mesüde bana emanetti. Okula barabar gidip geliyorduk. Ben ona aşıktım. O da bunu biliyordu. Guruçukur’da birbirimize söz verip yemin etmiştik. Okulda birgün yazılılar başladı. Edebiyat hocası metni okutup ardından metinle ilgili soruları çözdürüyordu. Bana soru sordu heç bilemedim. Neden çalışmadın deyince üniversite sınavına hazırlanıyom hocam ondan dolayı çalışamadım deyince bana şöyle bir küçümseyici tavırla baktı. Üniversite hocaya göre benden beklenen bir şey değildi. Andırın Caddesi’nin orta bir yerinde, ara soakta köylü garajı vardı. Erol, Manav Adil köyün arabacılarıydı. Kisecik’ten bir çocuk vardı. Garajda durmadan bana gıcık verip dururdu. Bu çocuğu birgün eğ bir dödüm. Beni abisine şkayet ettmiş. Abisi beni sorup araştırmış. Hasan’a beni şikayet etmiş. O bizim aile dostumuz. Onunla bir daha döğüşme diye beni tembihledi. Münibüse binip köye geliyoruz. Arabanın içinde Çavuş İrbaham kendisine oy vermeyenlere söyüpduruyor. Akgala’yı nası yıktım amma deyip gıcık gıcık gülüyordu. Çiki Mustafa da arabanın içindeydi. İrbaham seni avlıyorlar dedi. Gocuyusuf Ehmet, Gopil’in mıktarlığında köye telefon santralı binasının temelini attılar. Şimdiki Dörtyol Çatı’na Gocuyusuf Adem’in evinin yanına ulu yolun kenarına daş duvar örüp arasını da daşla doldurup üstünü santral binası yapacaklardı. Bekir Memmet köylüyü santral binasında çalışmaları için ev ev dolaşıp ikna ediyordu. Telefon bir yenilikti. Ancak santral binasının yeri nizahlıydı. Gocuyusuf Ehmet yer benim buraya yapın demişti. Çavuş İrbaham yer bana meres düştü benim diye sahip çıkıyordu. İş mahkemelik oldu. İnşaat durduruldu. Dereyle yolun arası ağallanıp sürüldü. Gocuyusuflu gece ağalı bozup atınca Çavuş İrbaham’ın soner gelip sömüş birkaç el de silah sıkmıştı. Köydeki inatlaşmalar bitmiyordu. Çiki’nin oğlu Müzefer gaymakamdı. Tayinini Andırın’a çıkartıp bu meseleyi de çözebilirdi. Çavuş İrbaham’la Çiki atışmaya başladı arabanın içinde. Çiki , Çavuş İrbaham’a göre garşı tarafla gizliden işbirliği yapıyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.