- 195 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hatef Esfehani ve Ünlü “ Tercî-i Bend ” i
Hatef Esfehani ve Ünlü “ Tercî-i Bend ” i
Ahmet Hatef Esfehani 18. yüzyılda, Afşar ve Zend hanedanlıkları zamanında İsfahan’da yaşamış mutasavvıf bir şairdir.
Aslen Azerbaycan’ın Ordubâd şehrindendir. Şiirlerini Farsça yazmıştır. Divanı; kaside, gazel, rubai ve bend’lerden oluşur. Gazelleri Sadi ve Hafız’dan izler taşır. Özellikle sevdiği insanların ölümü arkasından yazdığı içli ağıtlar insanları çok etkilemiştir. Ama asıl büyük ünü, tasavvufi zevk ve neşveyle yazdığı bir “ Tercî-i Bend” ten ileri gelir.
Aşağıda bu ünlü “ Tercî-i Bend “ ten pasajlar bulacaksınız…
I. Bend’ ten
Ey yoluna gönlümü bağladığım
Varlığım büyük aşkım
Bu can senin uğruna fedâ
Sen benim canım, bütün varım
Bu gönül senden uzak olur mu hiç
Emret bu canı yoluna adarım
Bu dert yaktı bırakmadı dermanım
Kulunum, varlığım elinde senin
Buyruğundan sanır mısın saparım
Eğer arzun sulh ise işte gönlüm
Eğer yakmaksa yak al canım
Özümden çoktan geçtim ben
Zaten o aşkınla yanarım
Önceden hep yalpaladım
Özleminle yanmışken, seni ararken
Bir nur gördüm uzakta, şaştım
Yakıcı bir ışıktı yansıyan
Tur’ da Musa için yanıyor sandım
Bir pir gördüm melâmeti kuşanmış
Pek büzülmüş bir köşede kalmış
Sordu” Kimsin?” dedim:
“ Serseri bir aşık, yok kararım”
Dedi ” Gel sana sohbetimizden sunalım”
Bir kelâm etti ki gitti aklım
Ettim tevbe kirlerimden paklandım
Duydu bir ses kulağım ansızın
İmkânı yok ki anlatmanın
Duydu her zerrem, damarlarım
Bütün azam bu sesle ürperdi
“Birdir Allah! Yok ondan özge hû”
“Vahdehû lâ ilâhe illâ hû”
II. Bend’ ten
Kılıcın parça parça kılsa cevrinle
Yüz kez ölmek elinden ne hoştur bilene
Asıl ölüm uzaktan özlemektir, gönüle
Aşkta uslanmak aşığın hem nesine
Aşk bir tuzaktır kapar kendine
Kaçmak yok, takıl o avcının peşine
“ Birdir Allah! Yok ondan özge hû”
“ Vahdehû lâ ilâhe illâ hû”
III. Bend’ ten
Gönlüm aşkla savrulup coşkun
Gezerken yine tekkeye düştü yolum
Pir orada, dizi dizi olmuş dervişler
Ben de bir kuytuda yer tuttum
Herkes sarhoş, aşkın neşvesiyle
Sözü var dudakların, sesi yok
Coşmuştu gönüller yoktu doyum
Ben de bu coşkuyla sarhoş oldum
Hep beraber dediler” Hey! Sana kolay gelsin”
Bir ürperti aldı vücudum
Kulak gözde, söz pirde
İki evren sırrı önümde
Pire vardım saygıyla baş kestim durdum
“ Ey! Gönlü saf melekler kucağı
Yüce dergâhına başvurdum
Çileli serseri bir aşığım, lütfet
Bana derman elindedir umudum”
Güldü pir, usulca dedi:
“Gel katıl halkaya sen de kuzum
Bizim bağda çok hoştur üzüm”
Ve ben bu sözlerle yandım
Kanmak yok, yok ki lüzum
Bu pınarın başında ben hep susuzum
Pir dedi: “ Kurtar artık akıl bağından özün”
Duman duman oldu akıl yolum
Dedi: “ Bak dinle! “ dinledim, duydum
“Birdir Allah! Yok ondan özge hû”
“Vahdehû lâ ilâhe illâ hû”
IV. Bend’ ten
Gel gönül gözünle bak, ne can göresin
Candan artakalan bir duman göresin
Gözlerinle süz şu sevgi mevsimini
Ufku güller kokan bir alan göresin
Şu dönen çarkı bir yaman göresin
Gerçek olmuş bil dileklerin
Her muradın olur, dayan göresin
Dışarıdan bir dilenci sandığın
İki dünya sahibi kağan göresin
Yarı şaşkın gezen şu yalınayağı
Gökte yıldız, yansıyan göresin
Başıkabak bir zavallı görme onu
O başın üstünde taht ve şan göresin
Semâya durduğunda, o içindeki coşku
Yanaklarında taze kan göresin
Mutlu olur gönlün en derin köşesi
Her tarafın güneşle tan göresin
Aşkın ateşine bırak o canı
Aşkta kimya, özünde cân göresin
Geçebilirsen tüm mekânlardan eğer
“Lâ mekân” bir alan göresin
Kulağın duymadık neler duyar
Gözünle görmedik şeyler göresin
Ulaşırsan sen o kata, durağa
Biricik yâri, yan be yan göresin
Onu “ayne’l yakin” öylesine
İçe dolan can ve can göresin
“Birdir Allah! Yok ondan özge hû”
“Vahdehû lâ ilâhe illâ hû”
V. Bend’ten
Perde arkasında, ey Uli’l ebsar!
Görünür aşığa en sonunda yâr
Gün doğarken neden hâlâ karaltıdasın?
Işırken güneş neden elin mum arar?
Sıyrılıp yırt o karanlık evrenini
Gel ki her yanında parlasın nurlar
Değnek mi lazım eline gittiğin yolda
Gör nasıl düz, ışık ışık o yollar
Bir düşün, gül dibinde gül koparıp
Hem diken hem gülün özünde su var
Bu ne cümbüş sularla bağa gelen
Lâle sümbül bu suyla renk bağlar
Ufak işlerle oyalanıp durma sen
Oraya yol alış aniden başlar
Aklı geç, o seni zora çıkarır
Aşka başvur, o kolayca yol sağlar
Gece gündüz yanıp da yakıl dosta
Gece gündüz çağır “A sevgili yâr!”
Bin bir yolda rastlamazsan eğer
Sabret bir gün visale izin çıkar
Öyle bir yoldur ki o tuttuğun
Orada nettir görüş, vehim kaçar
Haydi, iman gözüyle sen var oraya
Bu yolda günahtan kaçmak, şeriata uymak var
Saflık ve temizlikle yakınlık ister yâr
Gerçi aşk ehli bazen esriktir
Bu Hatef de bazen şatahât saçar
Ama bir sırda toplanır sonunda her şey
Bunu gizler çoğu zaman ve bazen açıklar
Bunda da bir sır var sen bul bakalım
Onu da bu Hatef sezer, görür ve anlar
“Birdir Allah! Yok ondan özge hû”
“Vahdehû lâ ilâhe illâ hû”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.