- 304 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
Deri Atölyesi
Deri Atolyesi
Deri atölyesinde çalıştığım zamanda iki patronum vardı birinin adı Abdulkadir şanlı urfaliydi Abdulkadir diğerinin de adı Süleyman Süleyman da Tarabzonluydu işe başladığımda yanlarında bir genç daha vardı adı Ahmet , Ahmetle birlikte atölyede yatıp kalıyorduk hafta içi çalışıyorduk cumartesi öğleden sonra ve Pazar günü bir buçuk gün bizim tatilimizdi arada bir Tarabzonlu patronumuz Süleyman bey bizi şirin yere buca tarafında deri dükkanına götürüp tezgahtarlıkta yapıp satış yapıyorduk
Bazende hafta sonları olunca pazarda elbise satışı yapardık gündelikçi olarak
Aynı sokakta ödemişli Yusuf abi diye bir abimiz vardı tek başına atölyede küpeğiyle kalıyordu tek başına sıkılıyordu bazı geceler Ahmetle birlikte yanına giderdik çayımızı içip sohbet edip sonra atölyemize dönerdik
Kesimi camlı tezgah üstünde kesiyorduk Ahmet benden daha ustaydi çoktan beri deri atölyelerinde çalıştığı için günde 150 parça kesiyordu ben ancak 70 parçayı zor kesebiliyordum
Bazende Urfalı Abdulkadir bey abim beni telefonlarına bakmak ve arayan sorunları not almak için yazihanesine bakmam için çağırıyordu kendisi de hatay Karabağlar semtinde ve çevreden ordan burdan dökme parça deri almaya gidiyordu Abdulkadir bey çok uyanık bir insandı hemen hemen hafta içinde bazen bütün egeyi gezip deri alıp işini büyük bir haz içinde işini döndürüyordu onun gibi uyanık çok az insanla karşılaştım bugüne kadar iki üç işi birden yürütüyordu
Süleyman beyde atölye ve deri dükkanı ile uğraşıp iki işi birden yürütüyordu ama Abdulkadir gibi uyanık değildi
Şimdi yasiyorlarmı ne işle uğraşıyorlar bilemiyorum
Aklıma bu atölye gelince kısada olsa yazmaya çalıştım yıllar su gibi geçiyor
Kısa bir anı
.
Servet BARDAK
.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.